tag:blogger.com,1999:blog-60299657216301522832024-03-19T11:04:00.101+03:00esin-tiesin'in aklına esenleresinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.comBlogger67125tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-31307061770284161342011-02-24T20:42:00.006+02:002011-02-24T22:06:35.028+02:00Tabansız Kaesekuchen No:2 (cheesecake)<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcMJAW78WSMKCSFcUCn4rzVDsgNTw1vqcHjTzBZYR9YgdwQZ0NIQqZcaRqfiE46AdqteHTfDrOjbcxAdy9BVRxTWI1Um6NAXhvYC5WPBQqJFtX7dhDi7L0RqxE6bf-gCAYLB66aKOboJEU/s1600/cheesecakeno2.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcMJAW78WSMKCSFcUCn4rzVDsgNTw1vqcHjTzBZYR9YgdwQZ0NIQqZcaRqfiE46AdqteHTfDrOjbcxAdy9BVRxTWI1Um6NAXhvYC5WPBQqJFtX7dhDi7L0RqxE6bf-gCAYLB66aKOboJEU/s400/cheesecakeno2.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5577342762117355522" /></a><br />Bu pastayı sömestre tatilinde annem bizim için hazırlamıştı. Ne yazık ki fotoğraf makinemi almayı unuttuğumdan onun yaptığı pastanın fotoğrafını çekemedim ve bu çok kolay kaesekuchen tarifini bloga ekleyebilmek için geçtiğimiz haftasonunda kendim yapıp fotoğrafladım. Annem yaptığında arasına şeftali koymuştu ve şeftali kaesekuchen'a çok yakışmıştı. Ben buzluğumda frambuaz olduğundan arasına dondurulmuş frambuaz koydum ama aslında hiç meyve koymadan yani tam Alman usulü de çok çok güzel olabilecek bir pasta. İlla meyve olsun derseniz bence bir önceki tabansız cheesecake tarifimde anlattığım şekilde üzerine bir <a href="http://esin-ti.blogspot.com/2009/04/tabansz-kaesekuchen.html">kırmızı meyve peltesi</a> koyarsanız böylece üzerinede oluşabilecek çatlakları da kapatmış olursunuz;) Bu pastanın en güzel yanı inanılmaz kolay olması.. Tek püf noktası doğru fırın ısısını yakalayıp üzerini çatlatmadan pişirmek. Ama o da ancak tecrübe ile olabilecek. Ayrıca üzeri çatlak olsa da lezzetinden birşey eksilmiyor!<br /><br />Sömestre tatillerinde Bursa'ya gitmek benim için her zaman çocukluğuma, gençlik yıllarıma bir geri dönüş gibi oluyor. Çocukluk yatağımda yatıp o eski manzaraya uyanmak bana müthiş bir huzur veriyor. Bazen sabahları uyandığımda mutfaktan gelen tıkırtıları dinlerken sanki o evden hiç ayrılmamış gibi hissederim.. Sonra birden kapım açılır ve içeri bir fişek dalar! GÜNAYDIN ANNE! diye bağırarak Doğa beni daldığım eski zaman rüyalarımdan çekip alır ve şimdiki hayatımın tatlı kaosuna dalıp<span style="font-weight:bold;"></span> oma ile dedenin bizleri şımartmasının keyfini hep beraber süreriz.. <br /><br /><span style="font-weight:bold;">Tabansız Kaesekuchen No:2 için Malzemeler:</span><br />200 gr Tereyağı<br />1 Kg Süzme yoğurt (Ekşi olmayan bir cinsini tercih edin)<br />250 gr Şeker<br />1 paket vanilyalı puding tozu<br />5 yumurta (ayrı ayrı çırpılacak)<br /><br />2 avuç dondurulmuş frambuaz (isteğe bağlı) ya da 2-3 adet konserve şeftali (ince dilimler halinde)<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Tarif:</span><br />Eğer 3 adet çırpma kaseniz varsa; birine yumurta aklarını, birine yumurta sarılarını birine de yumuşak kıvamdaki tereyağı ile şekeri koyup malzemeleri güzelce çırpın. Şeker tereyağının içinde iyice erimiş ve karışımın rengi açılmış olmalı, yumurta akları bembeyaz köpürmüş ve kaşıkla aldığınızda arkasında iz bırakıyor olmalı, yumurta sarıları da iyice köpürmüş ve renkleri açılmış olmalı. Çırpma işine yumurta aklarından başlayıp sonra sırası ile yumurta sarılarını ve en sonunda da tereyağı şeker karışımını çırparsanız aralarda çırpıcınızın tellerini yıkamak zorunda kalmazsınız. (Bulaşık yıkamayı sevmediğim belli oluyor sanırım;)<br />Eğer benim gibi bir mutfak robotu ile çalışıyorsanız ya da tek bir çırpma kaseniz varsa; işe yumurta akları ile başlayıp her malzemeyi gereğince çırptıktan sonra büyükçe bir kaba alıp diğer malzemeyi çırpma kabına alın. Aynı sıralamayı burada da izlerseniz(yumurta akları, yumurta sarıları, tereyağı şekler karışımı) her seferinde kaseyi yıkamadan bu işi yapabilirsiniz. (Not: Yumurta akları çırpılırken içine yağ ya da yumurta sarısı gelirse gereğince köpürmez)<br />En son çırptığınız tereyeğı şeker karışımına önce vanilyalı puding'i sonra süzme yoğurdu ilave edip hafifçe çırpın ya da karıştırın ve son olarak tüm malzemeleri bu karışıma ilave edip bir kaşık ya da spatula yardımı ile yavaşça birbirine karıştırın. Elde edeceğiniz malzeme oldukça sıvı olacak ama pişerken kaesekuchen kıvamına gelecek. <br /><span style="font-weight:bold;">En az 28 cm</span> çapında bir kelepçeli fırın kabına bu karışımı döküp (Eğer meyve kullanacaksanız önce karışımın yarısın döküp meyveleri yerleştirin sonra kalan karışımı üzerine ilave edin) 160 - 180 derecede yaklaşık 1 saat pişirin. 1 saat dolmadan üzeri kızarmaya başlarsa bir alüminyum folyo ile üzerini kapatıp pişirme işlemine öyle devam edin. Kalıbınızın en az 28 cm olması gerçekten önemli çünkü daha küçük bir kalıp için bu malzeme fazla gelip taşabilir. Son aşamada üzeri hafifçe kızarmış bir hale gelmiş olmalı. Ben pişirdiğimde 180 derecede pişirdim ve üzeri biraz çatladı. Bir dahaki sefere ısıyı biraz daha düşük tutmayı deneyeceğim. Ama bu her fırın modeline göre değişebileceğinden siz de mükemmel sonuca ancak birkaç sefer sonra ulaşabilirsiniz.<br /> <a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPPy98-6QJdFJcsTBQR8-b0p_dMr9eIAGw-hJKGmQf4IevsNuDzU6wAaqsdWuFJ_LhMDDbT8NxX9NKfsDdkOD2QQnJlyaigGYb5aQ1FhydJi0WlWHuwZFjMsQiwD1y2RG1aDv3u5TeJX55/s1600/103_1384.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPPy98-6QJdFJcsTBQR8-b0p_dMr9eIAGw-hJKGmQf4IevsNuDzU6wAaqsdWuFJ_LhMDDbT8NxX9NKfsDdkOD2QQnJlyaigGYb5aQ1FhydJi0WlWHuwZFjMsQiwD1y2RG1aDv3u5TeJX55/s400/103_1384.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5577343372779846770" /></a><br /><a href="http://esin-ti.blogspot.com/2009/04/tabansz-kaesekuchen.html">Eğer sunumun mükemmel olmasını istiyorsanız çatlakları kapatmak için kırmızı orman meyveleri peltesi ile süsleyebilirsiniz. </a>esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-64867087571101169242010-12-29T22:51:00.006+02:002011-02-24T20:42:03.501+02:00Kral Pastası<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEit4p22ZGdrQwadO2mS8IGa8PCJCP4vfoJUChxZJUMlZDSbiq8JXJNj2TrEvIxeGvg4_Wgm6mHWrhQcEKcjd56R8nJVeY6_Psnu6XXy6iX5RpPk6j0AjEddyERPFgJR1WBONwoe8OmgdRxd/s1600/100_9386.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEit4p22ZGdrQwadO2mS8IGa8PCJCP4vfoJUChxZJUMlZDSbiq8JXJNj2TrEvIxeGvg4_Wgm6mHWrhQcEKcjd56R8nJVeY6_Psnu6XXy6iX5RpPk6j0AjEddyERPFgJR1WBONwoe8OmgdRxd/s400/100_9386.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5556220424722053682" /></a><br /><a href="http://despetitescroix.blogspot.com/">Elvire</a>... Çocuklarımız sayesinde tanışmış olsak da biz aradan geçen yıllarda dostluğumuzu onların arkadaşlığından çoook daha ilerilere taşıdık.. Beraberce ikinci çocuklarımızın doğumuna ve onların büyümesine; anaokuluna, ilkokula başlamasına şahit olduk. Kendi anne ve babalarından çok uzaklarda yaşayan ebeveynler olarak acil durumlarda birbirimizin çocuklarına baktık. Blogumun neredeyse ilk yazılarından biri olan Tarte Tatin tarifi de Elvire'e aitti. Bugün yazacağım Kral pastası da Elvire'den.<br />Fransa'da yeni yılın ilk pazar günü yapılan bu pastanın içinden porselenden yapılmış minnacık bir figür çıkıyor. Bu figürler minik birer oyuncak bebek olabildiği gibi minik hayvanlar, çizgi film karakterleri(yeni nesil için:), taç ya da başka şekillerde de olabiliyor. Bu figür kime çıktıysa o kişi günün kralı ya da kraliçesi oluyor ve başına özel olarak hazırlanmış bir taç takılıyor. Yıllar önce Elvire bizi kral pastası yemeye davet ettiğinde tam olarak ne ile karşılaşacağımızı bilmiyorduk ama o gün çocuklarla beraber o kadar eğlendik ve pastayı o kadar sevdik ki biz de bunu bir gelenek haline getirdik. Minik Figür kime çıkarsa parti ertesi yıl onun evinde yapılıyor ve bu yıl sıra <a href="http://www.mozaikci.com/">Ayşegül</a>'de.<br />Tarifi geçen yıl Elvire'den almış ve geçen yılki pastamızın fotoğraflarını da çekmiştim ama blog'a koymak için uygun zamanı bekledim. Şimdi Yeniyıl öncesi bu tarifi yayınlamak uygun olur diye düşündüm. Yeni yılın ilk pazarında arkadaşlarına sürpriz yapmak isteyenler pastanın içine gizlemek için minik bir sürpriz bulmak zorundalar:)Fransızlar bu oyuncağı pastayı pişirmeden önce bademli dolgunun içine sakladıkları için porselenden yapıyorlar ama siz sürpriz yumurtalardan çıkan oyuncaklar gibi plastik malzemeden bir oyuncak kullanmak isterseniz pasta piştikten sonra kimse görmeden kenarını kaldırıp bademli dolgunun içine oyuncağı saklayabilirsiniz. Yalnız yemeden önce misafirlerinizi uyarın ki kimsenin dişi kırılmasın;)<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Kral Pastası</span><br /><span style="font-weight:bold;">Malzemeler</span><br />400 gr rulo Milföy hamuru<br />1 yumurta sarısı<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Dolgu için</span><br />2 yumurta<br />150 gr toz şeker<br />200 çiğ badem (soyulmuş)<br />2 yemek kaşığı rom(isteğe bağlı)<br /><br />Tarif<br />Önce dolgu malzemesi için bademleri rondo ya da blenderda incecik çekiyoruz. Ayrı bir kapta önce yumurtaları çırpıp sonra da şekeri ilave edip tekrar çırpıyoruz. Şeker iyice eridiğinde bademleri ve eğer istiyorsanız rom'u ilave edip hepsini bir kaşıkla karıştırın. Eğer alkol ile bir probleminiz yoksa iki kaşık rom bu dolguya gerçekten çok yakışıyor tavsiye ederim. Milföyü kalıbın dibine yayana kadar dolgu malzemesini buzdolabına koyun.<br />Milföy hamurunu bazı marketlerde rulo halinde satıyorlar. Bu pasta için milföyü yuvarlak bir kalıba yayacağımız için rulo olarak satılan hamurları tercih edebilirsiniz ama eğer bulamazsanız kare hamurları da birbirine yama yaprak kullanabilirsiniz. 26 cm'lik kelepçeli bir kalıbı yağlayıp milföy hamurunu da uygun boyutta kesip dibine yerleştirin. Hamurun üzerine dolgu malzemesini döküp yayın. Eğer ısıya dayanıklı porselen bir oyuncak bulduysanız şimdi içine koyun. Sonra da hamurun kalan yarısını yine uygun olarak kesip üzerine koyun. Hamurun üzerini bıçakla baklava şeklinde çizin ve üzerine yumurta sarısını sürün. <br />180 derecelik fırında yaklaşık 30 dakika, üzeri biraz kızarıncaya kadar pişirin. Pasta pişerken günün kralı/kraliçesi için bir taç hazırlamayı da unutmayın.<br />Bu pasta ılıkken muhteşem oluyor. O neden aynı gün yapmanızda fayda var. Tüm milföyler gibi soğuduğunda hamuru donuklaşıyor. O nedenle ertesi güne kalırsa da ısıtarak yemenizi tavsiye ediyorum.<br />Hepinize İYİ YILLAR dilerim!esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-104397974459270322010-12-25T18:23:00.007+02:002011-02-24T20:41:37.177+02:00Cup Cake (Muffin) Barbara<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeaJd078WbaAX9SO29ERoSAC6P2Hm9L1PxMX8d6gHC98LAlZ2E5DHI2cIToySFLRikRAT37pVhHNZ0B2x2aqP-6XTMYUOKa5kWGGdxfo7i_pwRUj2oc1ji7qYOWeRPFvDD24SzW0hZRc7f/s1600/cupcake1.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 398px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeaJd078WbaAX9SO29ERoSAC6P2Hm9L1PxMX8d6gHC98LAlZ2E5DHI2cIToySFLRikRAT37pVhHNZ0B2x2aqP-6XTMYUOKa5kWGGdxfo7i_pwRUj2oc1ji7qYOWeRPFvDD24SzW0hZRc7f/s400/cupcake1.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5554665261318102546" /></a><br /><span style="font-weight:bold;">Mutlu Noeller! Frohe Weihnachten!</span><br />Bugün Noel ve ailemin bir bölümü Almanya'da karla buzla savaşırken biz de İzmir'de camlarımıza kar spreyleri ile kar taneleri çizerek kış havasına girmeye çalışıyoruz;) <br />Epey uzun bir zamandan beri yazmadığım bu arada blog için çalışmadığım anlamına gelmiyor. Tam tersine geçen zamanda pek çok yeni tarif denedim. Bu aralar özellikle cup cake ya da muffin tarifleri üzerine yoğunlaştım. Denediğim 3-4 tarif arasından hem kolaylığı, hem lezzeti hem de ertesi günlerde de tazeliğini yitirmemesi açısından en çok beğendiğim tarif Almanya'daki Barbara yengemden gelen tarif oldu o nedenle tarifin ismini de ona adadım:)Tarifin orjinalinde bu kadar çok çeşit yoktu ama son haftalarda yaptığım denemelerden sonra aşağıda isteğe bağlı satırlarını da ben ilave ettim. Birçoğunu kendim zaten denedim birkaç tanesini de incelediğim diğer tariflerden derledim. Benim favorim tabiiki Tarçın, karanfil ve zencefilli cup cake ile bitter çikolata kaplaması. <br />Fotoğrafta görülenler ise Defne'nin doğumgünü partisi için hazırlanan Nutella dolgulu üzeri çikolata kaplamalı çeşidi.. Doğumgünü için kocaman bir pasta yerine bu kez cup kekler yapıp süsleyerek mumları da onların üzerine koyduk. Alternatif bir doğumgünü pastası oldu. <br />Favorim olan baharatlı cup cake için de bir isim buldum: Cup Cake "Noel" Diğer türler için isim bulma olayını herkesin kendi yaratıcılığına bırakıyorum.<br />İşte Almanya'dan gelen tarif:<br /><span style="font-weight:bold;">Cup Cake Barbara</span><br /><span style="font-weight:bold;">Malzemeler:</span><br />150 gr Tereyağı<br />150 gr şeker<br />3 yumurta<br />180 gr un<br />100 gr file badem ya da fındık<br />1 1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu<br />1 paket vanilya şekeri<br />1 fiske tuz<br /><span style="font-weight:bold;">İsteğe bağlı olarak hamura yapabileceğiniz ilaveler:</span><br />- 100 gr kadar rende çikolata ya da <br />- 100 gr kadar damla çikolata ya da <br />- 2 küçük paket bonibon ya da<br />- Tarçın, Karanfil ve(veya) zencefil "CUP CAKE NOEL"<br /><br /><span style="font-weight:bold;">İsteğe bağlı dolgu malzemeleri</span><br />- Nutella ya da benzeri bir çikolatalı krema<br />- Çok sulu olmayan istediğiniz herhangi bir reçel<br />- Yarım paket labne ve reçel karışımı<br />- Bir kutu(200 ml) çırpılmış krema + biraz reçel karışımı<br /><br /><span style="font-weight:bold;">İsteğe bağlı kaplama malzemeleri</span><br />- 100 gr kaplamaya uygun çikolata ya da 1 paket Dr Oetker Glazür <br />- Bir kutu(200 ml) krema ve 2-3 çorba kaşığı pudra şekeri (çırpılacak)<br />- 100 gr pudra şeker ve birkaç çorba kaşığı limon suyu ile hazırlanmış glazür<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Tarif:</span><br />Oda sıcaklığında biraz yumuşamış olan tereyağını şeker ve vanilya şekeri ile iyice çırpıp (bembeyaz olana kadar çırpın)yine oda sıcaklığında olan yumurtaları birer birer ilave edin. Her yumurtayı en az bir dakika çırpmaya özen gösterin. Ayrı bir kasede karıştırdığınız un, kabartma tozu, file badem(ellerinizde biraz kırarak ilave edin) ve isteğe bağlı olarak koyabileceğiniz baharat, çikolata ya da bonibonları da ilave edip hamuru çok fazla çırpmadan bir spatula ya da kaşık yardımı ile karıştırın. Cup Cake kalıplarınızın deliklerine kağıt kalıplarınızı yerleştirip her bir kağıt kalıbın içine 1-2 çorba kaşığı kadar hamur koyun. Bu miktar hamur tam 12 adet normal boyutlu cup cake için yeterli oluyor. Önceden ısıttığınız 180 derecelik fırında yaklaşık 25 dakika pişirin. Üzerleri hafifçe kızarıp içine batırdığınız kürdanın ucu temiz çıkıyorsa kıvamında pişmiş olmalılar. <br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSwBYj9mAxj1GlasCeta2OoITD9bim8563sZo17IDOwEoa6AfT6qdfggEBeRm-jTVikS2N2_r6g-EaOHh9svzsXufcxCl4Rej0pMuEVBsOQtLWKVYkR30XX_HKYsl6QfFh6vzm2s3oYnrA/s1600/cupcake3.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSwBYj9mAxj1GlasCeta2OoITD9bim8563sZo17IDOwEoa6AfT6qdfggEBeRm-jTVikS2N2_r6g-EaOHh9svzsXufcxCl4Rej0pMuEVBsOQtLWKVYkR30XX_HKYsl6QfFh6vzm2s3oYnrA/s400/cupcake3.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5554673746271647218" /></a><br />Eğer içlerine Nutella doldurmak istiyorsanız bir pastacı şırıngasına ihtiyacınız olacak. Biraz ısıtarak yumuşattığınız nutellayı pastası şırıngasına doldurup henüz ılık olan cup keklerinizin tam tepesinden bastırıp keki çatlatmadan içine bir miktar sıkın(çok fazla olmayacak) Üzerini çikolata kaplamak için kaplamaya uygun çikolatanızı ben mari usulü ile ısıtıp keklerinizin üzerine sürün. ya da bu konularda acemi iseniz en iyisi marketlerde kek malzemelerinin yanında satılan Dr. oetker glazür kullanın.<br />Diğer dolgu malzemelerini de aynı şekilde pastacı şırıngası kullanarak keklerin içine doldurabilirsiniz. Ama krema ya da labne kullandığınızda ertesi güne kalanları buzdolabında muhafaza etmeniz gerekecektir ve bu da kekinizin daha çabuk bayatlamasına neden olur. Bu nedenle aynı gün yenmeyecek kekleri mümkün olduğu kadar bu malzeme ile doldurmayın. Kekler soğuduktan sonra içine şırınga ile bir malzeme doldurmak güçleşir haberiniz olsun..<br />Kaplama olarak pudra şekerli limonlu glazür kullanmak isterseniz 100 gr pudra şekerinin üzerine damla damla limon suyunu ilave ederek koyu kıvamlı bir karışım olduğunda henüz ılık keklerin üzerine sürün. Bu malzemeye gıda boyası ilave ederek renkli cup kekler elde edebilirsiniz. <br />Daha kalorili kekleri tercih ediyorsanız pudra şekeri ya da vanilya şekeri ile tatlandırdığınız çırpılmış krema ile de süsleyebilirsiniz.<br />Ana tariften fazla uzaklaşmadan onlarca farklı cup kek yartamanız mümkün. Kolay gelsin ve Afiyet olsun.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgccCJZmDcmEtWIT3obF50PZQWUEEOnk1eDLmNSJJRSNj1sPS9nWSFCePQHlq_0c65FsWxS4iZC2Fg_Rkxh1Spf6o67lT-Px6EB9bnbtIMPbcT0wcA7ldcwXfW5LDlXzkhPtlhgfCZ_mpkh/s1600/cupcake2.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 267px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgccCJZmDcmEtWIT3obF50PZQWUEEOnk1eDLmNSJJRSNj1sPS9nWSFCePQHlq_0c65FsWxS4iZC2Fg_Rkxh1Spf6o67lT-Px6EB9bnbtIMPbcT0wcA7ldcwXfW5LDlXzkhPtlhgfCZ_mpkh/s400/cupcake2.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5554673741099026050" /></a>esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-81907860433587285222010-10-23T22:30:00.007+03:002010-10-29T22:36:11.614+03:00Köstebek Pastası<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG_G21bNPn9Rqfjnq85wlUx-EUpZsEgeKH4gvmTIilfteh-nmNg43pYgDirqv0vbDj9-ysBv-oM8LWOHh9oKDkkkUiadUP_fM6sqWuDId0BPFjegzTMSRn5foYvOz5NMF_UU2kUXPzCv4c/s1600/kostebekpasta.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG_G21bNPn9Rqfjnq85wlUx-EUpZsEgeKH4gvmTIilfteh-nmNg43pYgDirqv0vbDj9-ysBv-oM8LWOHh9oKDkkkUiadUP_fM6sqWuDId0BPFjegzTMSRn5foYvOz5NMF_UU2kUXPzCv4c/s400/kostebekpasta.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5531349810697467682" /></a><br />Haftalardır bloguma ulaşamadıktan sonra sonunda bu akşam sayfadaki hatanın giderildiğini ve blogumun kumanda paneline ulaşabildiğimi fark ettim. Aradan geçen zamanda en az 2 ya da 3 tarif fotoğrafları ile beraber bloga yazılmak üzere hazır hale gelmişti. Sondan başa doğru giderek biriken tarifleri yazmaya hemen bu gece başlıyorum:<br />Geçtiğimiz hafta içinde eşimin yaş gününü kutladık. Eşimin "Rote Grütze" sevdiğini bilen annem Bursa'dan gelirken elinde Rote Grütze'li (Kırmızı orman meyveli pelte)bir Köstebek Pasta tarifi ile gelmişti. İlk denemeden olumlu puan alan pasta hemen bloga yazılmayı hak etti. Köstebek pastalar genellikle yapılan kakaolu bir pandispanyanın içinin bir miktar oyularak meyve ve krema ile doldurulması ve oyulmuş olan kısmın kırıntılar haline getirilerek üzerine serpilmesi ile elde ediliyor. Adını da sanki bir köstebeğin toprağın üzerinde yaptığı tümseklere banzemesinden alıyor. Bizim tarifimizde meyve yerine kırmızı orman meyveleri ya da vişne peltesi kullanılıyor. Çikolata, vişne ve vanilya uyumunun nefis bir örneği.. Pandispanya hamuruna konulan supangle tozu sayesinde keki de nefis bir aromaya sahip oluyor. Supangle tozu kullanmak istemeyenler 3-4 çorba kaşığı kadar kakao, 2 çorba kaşığı nişasta ve 2-3 çorba kaşığı şeker kullanarak yine kakaolu bir pandispanya elde edebilirler ama Supangle tozu ile nefis bir kek elde ediliyor.İşte tarifimiz (Woche Heute dergisi-No 20/10) :<br />Köstebek Pastası<br />Pandispanya için Malzemeler:<br />3 Yumurta<br />125 gr Şeker<br />1 fiske tuz<br />60 gr un<br />1 paket "supangle" (toz halinde)<br />1 1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu<br /><br />Meyve peltesi ve Krema için malzemeler:<br />400-500 gr vişne, frambuaz ya da karışık kırmızı meyve<br />250 ml (bir bardak)vişne suyu<br />2-3 çorba kaşığı şeker<br />2-3 çorba kaşığı Mısır nişastası<br /><br />2 paket krema(400 ml)<br />1 paket vanilya şekeri<br />2-3 çorba kaşığı pudra şekeri<br />2 paket krema sertleştirici (Dr Oetker)<br /><br />Tarif<br />Bu pastayı bir gün önceden hazırlarsanız buzdolabında bir gün demleneceğinden(!) daha lezzetli oluyor. Pandispanya için yumurtaların aklarını sarılarından ayırıp mikser ile aklarını çırpmaya başlayın. Bu arada yavaş yavaş şekeri ve bir fiske tuzu ilave edin ve kaskatı olana kadar çırpın. Unu ve supangle tozunu bir kabın içinde iyice karıştırın. Şimdi sırası ile yumurta sarılarını unu ve supangle tozunu ilave edip hafifçe karıştırarak yumurta köpüklerini çok söndürmeden tüm malzemeleri birbirine yedirin. Yağlanmış kelepçeli bir pandispanya kalıbına(26 cm çaplı) hamuru döküp üzerini düzeltin ve önceden ısıttığınız fırında 175 derecede yaklaşık 25 -30 dakika pişirin. Fırınınızdan emin olamadıysanız 25 dakikadan sonra her 5 dakikada bir, bir kürdanı kekin ortasına doğru saplayıp pişip pişmediğini kontrol edin. Kürdan kekin içinden neredeyse temiz çıkıyorsa kek pişmiş demektir. Ama üzerine yapışan cıvık hamur parçaları varsa birz daha dursun demektir.<br />Kek piştikten sonra tel ızgaranın üzerina alıp soğumaya bırakın. <br />Şimdi bu keki oymak için elinize bir çorba kaşığı alın ve kenarlarından ve dibinden 1-2 cm kalacak şekilde oymaya başlayın. İçinden çıkan hamurları bir tabağa koyup biraz kuruması için üzerini kapatmadan açık havada bırakın. Bunları daha sonra kırıntı haline getirip pastanın üzerine serpeceğiz.<br />Meyve peltesi için vişne suyundan az bir miktar ayırıp bir kasenin içinde mısır nişastasını bu vişne suyu ile ezin. Diğer meyveleri meyve suyu ve şeker ile birlikte bir taşım kaynatın. Şimdi ezdiğiniz nişastayı karıştırarak bu meyvelere ekleyin. Koyu kıvamlı (ama akışkan olmalı) bir hale gelmiyorsa biraz daha nişastayı su ya da meyve suyu ile ile ezip ekleyin. Bu arada tadını da kontrol edin şekeri sizin için az ise biraz şeker ilavesi yapabilirsiniz. Pelte biraz ılınınca kekin çukur kısımlarını bu pelte ile doldurup buzdolabında soğutun.Peltenin bir kısmını üzerini süslemek için ayırın(3-4 çorba kaşığı kadar). <br />Pelte soğuduğunda kremanızı vanilya şekeri ve pudra şekeri ile önce hafifçe çırpıp sonra krema sertleştirici ekleyip krema sertleşene kadar iyice çırpın. Peltenin üzerine hafif bombeli bir şekil vererek kremayı yayın ve buzdolabında soğutun. Servisten önce kalan meyve peltesini pastanın ortasına yayıp diğer kısımlarını hamur kırıntıları ile kaplayın. Afiyet olsun!<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8z4XOxtWSLiUDtWU2CpULlyp1rcNM-9T6WXFz00dLDQ4Eo97mRnIzUunomZcBKqf9hRt9P2wNYaV2wj6L8Alq2X4p22L7NHnyymNLehRqiaaZZYNQfxTOhucXDyWRKe0rrZN3eaNTasQ0/s1600/103_1019.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8z4XOxtWSLiUDtWU2CpULlyp1rcNM-9T6WXFz00dLDQ4Eo97mRnIzUunomZcBKqf9hRt9P2wNYaV2wj6L8Alq2X4p22L7NHnyymNLehRqiaaZZYNQfxTOhucXDyWRKe0rrZN3eaNTasQ0/s400/103_1019.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5531350063823716114" /></a>esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-20240483586142356992010-09-13T23:23:00.003+03:002010-09-13T23:43:56.660+03:00Bir Sitem!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAC5k6CLkDQeUfJTVPK4kuNucWULJpbfEiKhu_EVV7AXSMSJNGMaz3e5Icow7CAD9oRLsAozU6YQjHnYRkHwJX7smRCRsWIKGqRiB9r_77ehV_tE8tD_d8iA0rxnLIXAzxXKuKV3LCKBlC/s1600/P1060947.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAC5k6CLkDQeUfJTVPK4kuNucWULJpbfEiKhu_EVV7AXSMSJNGMaz3e5Icow7CAD9oRLsAozU6YQjHnYRkHwJX7smRCRsWIKGqRiB9r_77ehV_tE8tD_d8iA0rxnLIXAzxXKuKV3LCKBlC/s400/P1060947.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5516501313305167890" /></a><br />Geçen Pazar Milliyet Pazar ekinin ana sayfasını elime aldığımda şaşkınlıktan bir çığlık attım.. Blogumda aşağıda yer alan Fotoğrafın aynısı Milliyet Pazar ekinin ana sayfasında yer alıyordu..Önce acaba benzer bir fotoğraf mıdır diye düşündüm ve hatta duruma inanamadığım için bilgisayarı açıp blogumdaki fotoğrafa bir daha baktım. Ama kuşkusuz ki bu fotoğraf benim iki yıllık vişne likörüm ve yanında da yamru yumru "çakma mon cheri'lerim" idi!!<br />Sanal alemde bloggerların fotoğraflarının sık sık kopyalanıp başka bloggerlar tarafından kullanılması pek sıradan bir durum haline gelmiş olsa da gazetelerin de aynı şekilde çalıştıklarını bilmiyordum ve bu durum karşısında tam anlamı ile şok oldum! Gazeteye yazdığım mesajlara sadece Mehmet Yalçın tarafından bir cevap geldi.. O da ana sayfaya konulan resimden kendisinin sorumlu olmadığı, ancak konuyı sayfa sekreterine aktardığı ile ilgili bir mesajdı. Başka da hiç bir açıklama gelmedi. <br />Sanal alemde çalınan fotoğraflarla ilgili hakkımızı nasıl arayabileceğimize dair bilgisi olanların ya da bu konuda tecrübesi olanların bilgi vermesini rica ediyorum..esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-28211758242073127102010-08-01T18:51:00.007+03:002010-12-05T22:35:26.545+02:00Vişne Likörü ve (Çakma) Mon Cheri'lerim<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkmho931eyEJiom-i7fNECkjbO-N0t7Uz2LGhaOVszEvlJF7DSNFIL6qCHrRTNjRsEeLnfJ5jK_d7N1TVWKXu31xTb8Sod5kHDNA9GNKEBQoQCLpF-0WCjWz-348HW-geNuwT7BtAaZVTS/s1600/visnelikoru.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkmho931eyEJiom-i7fNECkjbO-N0t7Uz2LGhaOVszEvlJF7DSNFIL6qCHrRTNjRsEeLnfJ5jK_d7N1TVWKXu31xTb8Sod5kHDNA9GNKEBQoQCLpF-0WCjWz-348HW-geNuwT7BtAaZVTS/s400/visnelikoru.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500485271091512082" /></a><br />Bir süre önce yaptığım Kara Orman pastası tarifini yazarken Vişne Likörümden ve pastamı süslemek için kullandığım çakma Mon Cheri'lerden bahsetmiştim. Şimdi vişnelerin tam zamanı ve ben de yeni sezon vişne likörü için kavanozlarımı doldurmaya başladım. Burada Fotoğrafını gördüğünüz likör geçen yılın ürünü. Çünkü yeni ürünün hazır olması daha en az 2 ya da 3 ay sürecek. Ben yıllar önce yaptığım ilk denemede sadece 1 kg vişne kullanmış ve 3 ay sonra likörüm hazır olduğunda neden bu kadar az yaptım diye hayıflanmıştım.. Ama tabii o arada iş işten geçmiş ve vişne mevsimi de bitmişti. O zamandan beri her yıl en az 2 kg vişne ile yapıyorum bu likörü. Durdukça güzelleşen ve yıllarca saklanabilen bir ürün olduğundan yaparken fazla fazla yapmakta bir sakınca yok. Tarif konusuna gelince; Ben ilk yaptığımda henüz internet bu kadar yaygın değildi ve kulaktan dolma bilgilerle hazırlamıştım. Sonra her yıl denedikçe çeşit çeşit yapılabileceğini farkettim. Şeker ölçüsünü birebir'den bire yarıma kadar değiştirebilirsiniz. Baharat olarak ben mutlaka tarçın çubukları ve 10-12 adet karanfil ilave ediyorum. Ama hiç baharat kullanmadan yapabileceğiniz gibi kakule gibi daha egzotik baharatlar da ilave edebilirsiniz. Likörünüzü daha sonra biraz seyreltmek için votka, kanyak ya da rom kullanabilirsiniz. Benim tercihim votkadan yana. Seyreltme konusu da kişiye göre değişebilir. Ben bu likörü gerçekten biraz tatlı ve yoğun sevdiğimden hem şekerini biraz fazla tutuyorum hem de daha sonra alkolünü biraz az koyuyorum. <br />Bunları baştan yazıyorum ki tarife sıkı sıkı bağlı kalmanıza gerek olmadığını bilin damak tadınıza görek esnek davranın. Benim vişne likörü tarifim burada:<br />Malzemeler:<br />2 kg Vişne<br />1,5 kg şeker<br />4 adet çubuk tarçın<br />10-12 adet Karanfil<br /><br />Seyreltmek için 3-4 bardak Votka / Kanyak/ Rom<br /><br />Vişneleri önce yıkayıp sonra sadece saplarını çıkarın. (Çekirdekleri içinde kalıyor) Büyükçe bir kavanoza vişneleri şekerle kat kat olacak şekilde koyun. Yani bir kat vişnenin üzerine kapatacak kadar şeker döküp bir kat daha vişne vs. vs. en üst katmanda yine şeker olmalı. Bu arada tarçın çubuklarını, karanfilleri ve varsa diğer baharatları da bu katmanların arasına atın. Şimdi kavanozun kapağını kapatıp mümkünse güneş gören bir balkona koyun. İlk birkaç gün içinde vişnelerin suyunu saldığını ve şekerlerin bu su ile eriyip bir kavanoz dolusu vişne konservesine dönüştüğünü gözlemleyebilirsiniz. Hele İzmir gibi sıcak bir memlkette yaşıyorsanız bu iş daha hızlı oluyor. İlk günlerde sık sık kavanozu sallamayı ihmal etmeyin çünkü şekerleri bir kısmı dibine çöküp sonra çözünmekte zorlanabiliyor. Sonraki aşamada kavanozu gölge bir ortama alıp ara sıra sallamaya devam ederek sabırlı(!) olmanız gerekiyor. Birkaç hafta sonra(en az 8-9 hafta)vişneler kendi alkolünü oluşturup likör haline gelecekler. Her hafta kavanozunuzu açıp ufak bir deneme yapabilirsiniz. Ama benden söylemesi: Ne kadar çok bekleyebilirseniz o kadar lezzetli bir likör elde edeceksiniz. 2-3 aylık sürenin sonunda kavanozunuza bir miktar votka/kanyak ya da rom ilave ederek likörünüzü seyreltip bir kısmını küçük bir şişeye doldurun. Ama hepsini şişelemeyin. Siz ilk partiyi bitirene kadar diğerleri kavanozda lezzetlenmeye devam etsinler. Bu kavanozu içindeki vişnelerle beraber 1 - 2 yıl saklayabilirsiniz. Ama içindeki sıvı vişnelerin üzerinde olmalı. Yoksa kıymetli vişneleriniz büzülüp kururlar.<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRGJyInD8IUT9tawsIxZskvyE6Ob2aXz8Zfc2GSPebZ176mDtSvsgLtoHTrY8MVfFBNPmnnUShNHnSAiQpz_ok3rwCDMdY2H3kVFyYgyd5PXPT0v65r2ncLtEWe7QaZ4PVlPwzfVowMWLA/s1600/visnelikoruk.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 267px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRGJyInD8IUT9tawsIxZskvyE6Ob2aXz8Zfc2GSPebZ176mDtSvsgLtoHTrY8MVfFBNPmnnUShNHnSAiQpz_ok3rwCDMdY2H3kVFyYgyd5PXPT0v65r2ncLtEWe7QaZ4PVlPwzfVowMWLA/s400/visnelikoruk.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500485277909143474" /></a><br />Şimdi bugünkü yazımın ikinci tarifine sıra geliyor. Bu likörü yapmak için pazarın en ucuz küçük vişnelerinden değil de yayladan gelme iri vişneleri kullandıysanız aylar sonra bile kütür kütür dolgun vişneleriniz olacaktır. Bu vişneleri likörün yanında ya da her kadehin içine birer tane atarak ikram edebileceğiniz gibi çekirdeklerini çıkararak pasta ve keklerin içine de koyabilirsiniz. Ama siz de benim gibi birer Mon Cheri* fanatiği iseniz likörden çıkardığınız vişneleri iyice süzdükten sonra buzdolabında soğutup ben mari usulü ile ısıttığınız bitter çikolatanın içine iki tatlı kaşığı yardımı ile daldırıp sonra yağlı kağıt üzerinde soğutarak nefis bir pralin elde edebilirsiniz.<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzsWir0J0G_sKst8dIeKVZHTvznf5vB5wz3k5Wk4dwreR5V2_A3GlJ5K7vl5CJT9Nh3bq9f_MCajjDHt4rDTi2b-CVO5zyVGphF_EeIty7u3lYx8fJlD6cQR_YZmK9386Gb2k7Dl_toXei/s1600/103_0902k.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzsWir0J0G_sKst8dIeKVZHTvznf5vB5wz3k5Wk4dwreR5V2_A3GlJ5K7vl5CJT9Nh3bq9f_MCajjDHt4rDTi2b-CVO5zyVGphF_EeIty7u3lYx8fJlD6cQR_YZmK9386Gb2k7Dl_toXei/s320/103_0902k.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500486778287822450" /></a><br /><br /> Ben bu pralinleri bir kutu içinde buzlukta saklıyorum. İçerdiği alkol sayesinde vişneler donmuyor ama etrafındaki incecik çikolata örtüsü donuyor ve ağzınıza attığınızda çıtır çıtır dağılan bir çikolata ile beraber vişnenin nefis aroması damağınızda patlıyor. Vallahi anlatmakla olacak gibi değil. Mon Cheri severler ne demek istediğimi bilirler:) <br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrUI-hejQfAGouEyG2m3gb3j7QeVQghP6oy9MMoOyY53mSBpOMZT8uUay5S7zWothMpsfR-pBeAysjjSNM5FQbTD4kkwPENntiPfUCM3-l4CFON1SIvDM8CznEZwv-pYo8Zr_RFXzkaGyo/s1600/103_0905k.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 214px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrUI-hejQfAGouEyG2m3gb3j7QeVQghP6oy9MMoOyY53mSBpOMZT8uUay5S7zWothMpsfR-pBeAysjjSNM5FQbTD4kkwPENntiPfUCM3-l4CFON1SIvDM8CznEZwv-pYo8Zr_RFXzkaGyo/s320/103_0905k.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500486778880585106" /></a><br /><br />Ben bu işlerle uğraşamam ama vişne likörünü de denemek istiyorum diyenleri <a href="http://www.rokka.biz">Rokka</a>'ya bekleriz. Geçen yılın son şişesini misafirlerimize ikram ediyoruz. 2-3 ay sonra da yeni mahsul likörümüz hazır olacak ;)<br />*<a href="http://www.ferrero.com/products/the-most-famous-products/mon-cheri/delicate-and-intense/">Mon Cheri</a>: Ferrero firmasının vişne likörü ve vişne tanesi ile doldurulmuş bir pralin türü.esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-74650132374614616552010-07-20T15:02:00.008+03:002010-12-05T22:36:08.125+02:0040 yaş pastası.. Karaorman Pastası / Schwarzwaelder Kirschtorte<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglqLBSgv-J_KRU_PLbN15roBUn5Csk1mGH3xBwQB9Ovt-29wp7dmbmd_i2ws42gq5OrAJOHb0zHnDdiAkLAskMS9vBfJfUmafRaU9otKa-PW5OMjTcTeNjRFIe6gQaE_fTNrNMRAaJwo3f/s1600/103_0834.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglqLBSgv-J_KRU_PLbN15roBUn5Csk1mGH3xBwQB9Ovt-29wp7dmbmd_i2ws42gq5OrAJOHb0zHnDdiAkLAskMS9vBfJfUmafRaU9otKa-PW5OMjTcTeNjRFIe6gQaE_fTNrNMRAaJwo3f/s400/103_0834.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5495983846404543874" /></a><br />İşte ben de 40 oldum... Küçükken 40 yaş ve üzeri bana çooook uzak görünürdü ve 40 yaşın üzerindeki insanlar sanki bir ayağı çukurda yaşlı insanlarmış gibi gelirdi bana.. Oysa hayatın tadı esas 40'ından sonra çıkmaya başlıyor..Çoğumuz bu yıllarda artık para, pul, kariyer vs. egolarından kurtulmuş, mankensel vücut ölçülerine ulaşmak yerine kendini iyi(!) hissetmenin önemini kavramış, karşısındaki insanları değiştirmek için uğraşmak yerine oldukları gibi kabul etmeyi öğrenmiş, çoluk çocuk aile işlerini bir düzene koymuş, gelecek için endişelenmekten vazgeçmiş (zaten geleceğin yarısı geçmiş oluyor:)) ama hayaller kurmaktan da vazgeçmemiş bir ruh halinde olmuyor muyuz?? Ben kendi hesabıma 40'lı yaşlarıma girerken her anlamda kendimi daha olgun ve mutlu hissediyorum ve 40 yaş partim için Rokka'ya gelen tüm sevdiklerime teşekkür ediyorum..<br />Çooook uzuuuun zamandır yapıp bloguma eklemek istediğim bir pasta vardı. Aylar önce Goncagül benden bir Karaorman pastası tarifi istediğinden beri benim de aklımdaydı bu pastayı yapmak. Ama böyle bir pasta da öyle her gün yapılmazdı ki.. Hani hakikaten bir kutlama filan olması gerekiyordu. Ben de kendime 40 yaş hediyesi olarak işte bu pastayı hazırladım. Orjinal tarifin hazırlanışı biraz daha zahmetli çünkü iki farklı taban kullanılarak yapılıyor ama ben biraz modernize edilmiş bir tarifi uyguladım.. Pastanın üzerine süs olarak konulacak vişneler için ise çok özel bir alternatif hazırladım; 2 yıl önce hazırladığım vişne likörümün vişnelerini süzmüş ve tam olarak ne yapacağımı bilmez bir haldeydim. Mon cheri pralinlerinin fanatiği olarak aklıma bir fikir geldi. Vişneleri iki tatlı kaşığı yardımı ile ben mari usulü ile erittiğim bitter çikolatanın içine daldırıp çikolatanın soğuması için yağlı kağıdın üzerine dizip buzdolabına koydum.. Voila... İtalyan Mon cheri'leri aratmayacak pralinlerim hazırdı.. Pastamın üzerine süs yapmak için 40 adet ayırıp diğerlerini oracıkta çıtır çıtır tükettiğim,itiraf ediyorum.. Mon cheri'den tek farkları vişnelerimin içindeki çekirdikleri idi.. Ama 2 yıldır vişne likörümün içinde bekleyen bu vişnelerin çekirdekleri bile lezzetliydi doğrusu.. Bir sonraki yazımda da vişne likörünün tarifini vereceğim. Şimdi Karaorman pastası:<br />Malzemeler:<br />Pasta tabanı için:<br />140 gr bitter çikolata<br />75 gr şeker<br />6 yumurta<br />180 gr şeker<br />100 gr un<br />50 gr Buğday nişastası<br />2 tatlı kaşığı kabartma tozu<br /><br />Kreması için:<br />800 gr çekirdekleri ayıklanmış vişne(ya da dondurulmuş vişne)<br />500 ml vişne suyu<br />4 çorba kaşığı(silme dolu) Buğday nişastası<br />2 çorba kaşığı şeker<br />100 ml vişne likörü/ ya da vişne suyu<br />1 lt krema (1 büyük ya da 5 küçük paket kremaya denk geliyor)<br />3 paket vanilya şekeri<br />2 paket krema sertleştirici(isteğe bağlı)<br /><br />Süsleme için:<br />17 adet vişne (biraz şekerle 1 taşım kaynatılmış olmalı)<br />100 - 150 gr çikolata rendesi<br /><br />Karaorman Pastası Tarifi<br />Pasta tabanı için çikolatayı mikro dalgada(düşük watta lütfen) ya da benmari usulü ile(içinde sıcak su bulunan bir tencerenin üzerine konulan bir başka kabın içine koyarak yapılan ısıtma işlemi)eritin. Yumurta sarıları ile beyazlarını ayırıp önce beyazları çırpın sonra da sarıların içine şekeri ilave edip köpürtün. İçine erimiş çikolatayı da ilave edin. Bu malzemelerin üzerine yumurta akı köpüklerini koyun ve en üzerine de un, nişasta ve kabartma tozunu eleyerek ilave edin. Mikserinizi bir kenara bırakıp bir kaşık yardımı ile dikkatlice tüm malzemeyi birbirine karıştırın ama dikkat edin fazla karıştırmayın yoksa pastanız sonradan söner.. Sadece unu taneleri görünmez olana kadar ve karışım az çok homojen bir hale gelene kadar kaşıkla aşağıdan yukarıya doğru karıştırın. Şimdi bu pandispanya hamurunu dibine yağlı kağıt serdiğiniz bir yuvarlak kelepçeli kalıba dökün ve önceden ısıtılmış fırında 175 derecede 40-45 dakika pişirin. <br />Pandispanya fırından çıkınca tel ızgaranın üzerine alıp iyice soğutun. (Bir gün önceden de hazırlayabilirsiniz) Daha sonra uzunca bir bıçak yardımı ile ya da bir mutfak ipi kullanarak keki enlemesine 2 kez keserek kalınlıkları birbirine eşit 3 taban elde edin. Eğer eşit olamadıysa da en kalın tabanı en alta alarak iç malzemeleri hazırlamaya başlayın. <br />Bunun için vişne suyundan birkaç çorba kaşığı ayırıp nişasta ve şeker ile ezerek bir kenara koyun. Kalan vişne suyunu kaynatıp nişasta karışımını ilave edin ve bir kez daha kaynatın. Son olarak vişneleri ilave edip bir kez daha kaynatın. Eğer alkol kullanacaksanız likörünüzün yarısını bu karışıma ilave edin yoksa onun yerine vişne suyu kullanabilirsiniz. Vişne likörü ya da vişne suyu ile en alt tabanı ile biraz ıslatıp üzerine hazırladığımız vişne peltesinin yarısını dökün ve kenarlara doğru yayın biraz soğumasını beklerken (bu arada diğer yarısının soğumaması için tencerenin kapağını kapatın) Kremanızı çırpmaya başlayın. Eğer bir el mikseri kullanıyorsanız önce kremanın bir yarısını çırpıp içlerini hazırladıktan sonra diğer yarısını çırpmanız daha iyi olur. Ama zaten büyük bir mutfak robotum var o benim için çırpar diyorsanız tüm kremayı döküp çırpın. Krema biraz kıvamlandığında vanilya şekerlerini ilave edip çırpmaya devam edin. Krema iyice kıvamlı hale geldiğinde eğer benim gibi sıcak bir şehirde yaşıyorsanız ve paztanızın ertesi gün hala bütün bir halde duruyor olmasını istiyorsanız 1 ya da 2 paket krema sertleştirici ilave edip biraz daha çırpın. Ama soğuk zincirini bozmadan pastayı ev ortamında ikram edecekseniz bu mucize tozdan kullanmanıza gerek yok.. Şimdi çırpılmış vanilyalı kremanın yaklaşık dörttebirini pasta tabanımızın üzerinde ılınmış olan vişnelerin üzerine döküp kenarlara doğru biraz yayın. Bu kremalı tabanın üzerine ikinci pasta tabanını dikkatle oturtup yine aynı şekilde likör ya da vişne suyu ile ıslatın üzerine kalan vişne peltesini dökün ve pelte ılınınca kremanın diğer dörtte birini dökün. Son kat pasta tabanını(tavanı da diyebiliriz:) da en üste oturtup onu da biraz likör veya vişne suyu ile ıslatın, kalan kremadan bir krema şırıngasına doldurup buzdolabına koyun (bunu üzerini süslemek için kullanacağız) diğer krema pastanın üzerini ve kenarlarını sıvayın. Bu işi ilk kez yapanlar düzgün bir görüntü elde etmekte zorlanabilirler ama endişelenmeyin çünkü pastanın üzerine ve yanlarına kaplanan çikolata rendeleri ile görüntü kurtuluyor!<br />Çikolata rendelerini üzerine serpmek kolay da yanlarına yapıştırmak biraz tecrübe gerektiriyor. Büyükçe bir bıçak ya da spatula ile yan taraflarından aşağıdan yukarıya doğru çekerek yapmayı deneyebilirsiniz. <br />Pastanın üzerine süs için konulacak vişne şekerlemeleriniz yoksa 17 adet vişneyi bir kaşık şeker ve çok az su ile bir taşım kaynatıp iyice süzün(mümkünse bir gece önceden yapın) ve soğutun. Sonra şırıngaya ayrdığınız krema ile pastanın üzerine ve ortasına toplam 16+1 krema rozeti sıkın. Her rozetin ortasına birer vişne oturtun... İşte meşhur Karaorman pastası!<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgC8POvkH1umGBr2dhBhauPxWnojaTeiOZ8meSiqwwk1C7xpUCJ4uRUPQzXUHJn2Savvz51Xd73FOZN1Czv6EUk1mzGAw-fjUXwCuD8qgsjd1-ukXXoVrGDN8sOPEC_Awi8_Kg-h9lZbDw0/s1600/103_0844.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgC8POvkH1umGBr2dhBhauPxWnojaTeiOZ8meSiqwwk1C7xpUCJ4uRUPQzXUHJn2Savvz51Xd73FOZN1Czv6EUk1mzGAw-fjUXwCuD8qgsjd1-ukXXoVrGDN8sOPEC_Awi8_Kg-h9lZbDw0/s400/103_0844.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5495983857464404242" /></a>esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-27645860228054108462010-07-02T14:17:00.009+03:002010-12-05T22:37:18.793+02:00Grillage Torte / Rokoko pastası / Krokanlı parfe<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyv5sovtbk9DypfO6oDWeXleFtwsZPqxbI_B95JRsRb7kjIlP_80MtsLRd3PH4DyiXf60yAEFk9i0WT1bVgvUHglYO8gX0Ta6zcL-c_vdmtkM0A8xmiNPZeeJDzlaNokTcuImO9PRJqfRs/s1600/grillage.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyv5sovtbk9DypfO6oDWeXleFtwsZPqxbI_B95JRsRb7kjIlP_80MtsLRd3PH4DyiXf60yAEFk9i0WT1bVgvUHglYO8gX0Ta6zcL-c_vdmtkM0A8xmiNPZeeJDzlaNokTcuImO9PRJqfRs/s400/grillage.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5489305071040478066" /></a><br />Yaz geldi!! Küçüğün okuma bayramı, yıl sonu gezisi büyüğün sbs sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet gezisi filan derken yazın ilk haftalarını geride bıraktık bile... Bugün artık haftalar öncesinden bahsettiğim grillage torte tarifini vereceğim. "Grillage" kelimesinin ızgara ile pek bir alakası yok. Avusturya'da pastacılık alanında krokant için kullanılan bir kelime. Macaristan'da da düğünler için hazırlanan bir tür krokan pastasına grillazstorta deniliyor. Fındık, Badem, Şeker ve kremadan hazırlanan krokan hafifçe ısıtılıp yumuşatılarak şekil veriliyor, kalıplarla kesiliyor ve pasta görünümünde kocaman heykellere dönüştürülüyor. <a href="http://www.grillazstorta.hu/grillazs/torta.html">www.grillazstorta.hu</a> bağlantısında bu muhteşem sanat eserlerine göz atabilirsiniz. Gelinle damat da ellerindeki bıçağı pastaya vurarak karamel parçalarının kırılıp etrafa saçılmasını sağlıyorlarmış.. Ne kadar çok parça koparsa yeni evliler için o kadar çok mutluluk demekmiş. Kelimenin kökünün Avusturya'dan mı yoksa Macarca'dan mı geldiğini bilmiyorum gerçekten ama benim tarifimin kökü Almanya'nın Aşağıren (Niederrhein) bölgesi. <br />Geçtiğimiz haftalarda pastayı çeşitli tariflerle birkaç kez yaptım. İlk yaptığımda içindeki krokan malzemesi biraz az gelmişti bana, son yaptığımda ise krokant ve bezeleri abartıp fazlasıyla tatlı bir pasta elde ettim ama sonunda kendi karışımlarımdan makul bir tarif çıktı. <br />İncelediğim tariflerin bir kısmı malzemeleri kat kat yerleştiriyordu ama ben herşeyi birbirne karıştırmanın lezzet açısından daha iyi olduğunu düşünüyorum. Sıcak yaz günlerinde buzluğunuzda her an elinizin altında hazır bulunabilecek bu pasta hem sıcak bir öğleden sonra bir dilim pasta olarak hem de bir yemekten sonra ikram edilebilecek bir tatlı olarak düşünülebilir. Çocukluğumdan hatırladığım rokoko pastaların yanında bir de çikolata sosu verilirdi ben bu sosun tarifini de <br />Rokoko ve krokanlı parfe adlarını da başlığa ekledim ki pastanın anafikri konusunda bir fikir vereyim ama pasta aslında orjinal bir "Grillage torte". Bu kadar önbilgiden sonra gelelim tarifimize;<br />Grillage Torte<br />Malzemeler<br />600 ml Krema (3 küçük paket'e denk geliyor)<br />200 gr Beze(pastaneden de alabilirsiniz ya da kendiniz yapmak isterseniz:<a href="http://esin-ti.blogspot.com/2010/03/neseli-mereng-kurabiyeler.html">neşeli mereg kurabiyeler </a> bağlantısından benim tarifimi deneyebilirsiniz.<br />2 paket vanilya şekeri<br />200 gr çikolata(keyfinize göre sütlü yada bitter hatta fındıklı filan da olabilir.)<br />Krokan için:<br />100 gr şeker<br />100 gr kırık badem/kırık fındık/file badem/file fındık (hangisini isterseniz)<br /><br />Çikolata sosu(isteğe bağlı)<br />200 ml Krema (1 küçük paket)<br />80 gr Bitter çikolata<br /><br />Tarif<br />İşe krokan yapımı ile başlıyoruz. Yapışmayan bir tavaya 100 gr şekeri döküp altını açın, sürekli karıştırarak şekeri eritip karamelize olmasını sağlayın ve rengi sarardığında hemen badem yada fındıkları ekleyerek bir süre daha karıştırın. Bu arada şekerin yanmamasına dikkat edin çünkü şeker sarardıktan sonra çok çabuk yanabilir. Eğer yanlışlıkla şekeri yaktıysanız bence onu atıp yeni bir deneme yapın çünkü yanık şekerin oldukça acı bir tadı oluyor. Fındık/Bademleri ekledikten sonra biraz daha karıştırıp açık kahverengi karamelize bir kıvam elde ettiğinizde malzemeyi henüz sıcakken yağlı kağıt serdiğiniz bir tepsiye döküp biraz yayın. Krokan iyice soğuduktan sonra oklava ile üzerinden geçerek ya da keskin bir bıçak yardımı ile parçalayın ve kırıntılı bir krokan elde edin. Bu malzemeyi kavanoza koyup haftalarca saklayabilirsiniz. Pastaların arasında ya da bir top dondurmanın üzerinde de çok güzel oluyor. <br />Krokanımız hazır ise benzer yöntemlerle bezeleri de parçalayın ve beze kırıntısı elde edin. Çikolataları keskin bir bıçak yardımı ile ince ince doğrayın(damla çikolata da kullanabilirsiniz) hepsini bir kenara koyun. Şimdi iyice soğuttuğumuz kremayı mümkünse soğutulmuş metal bir kasenin içinde çırparak köpürtün içine vanilya şekerini ilave edin çırpmaya devam edin. Çırparken dikkat edin bazı kremalar fazla çırpıldığında tereyağına dönüşebiliyor:) yani çırpma süresini çok da abartmayın. Krema yaklaşık 1,5 misline ulaşıp katı bir kıvama geldiğinde yeterince çırpmışsınız demektir. Şimdi krokan kırıntılarını, beze kırıntılarını ve çikolata parçalarını da ilave edip bir kaşıkla karıştırın. İçine streç folyo yerleştirilmiş uygun boyutta bir kabın içine malzemeyi döküp üzerini de sıkıca kapatın ve derin dondurucuya atın. Birkaç saat sonra ikram edebilirsiniz. <br />Kremanın içine vanilya şekeri dışında hiç şeker konmaması kafanızı karıştırmasın çünkü içine ilave edilen bezeler ve krokan fazlasıyla tatlı bir lzzet yaratıyor. Daha az tatlı tercih edenler daha az beze kullanabilirler..Ama krokan malzemesini çok azaltmayın çünkü pastanın anafikri bu malzemede:)<br />Eğer çikolata sosu ile ikram etmek istiyorsanız bir küçük tencereye kremayı döküp kaynama noktasına kadar ısıtıp altını kapatın. Küçük parçalara ayırdığınız çikolataları içine atıp erimesini sağlayın. Arada karıştırarak soğutun ve buzdolabında üzeri kapalı olarak dinlendirin. Grillage Torta dondurucudan çıktığında bu sos ile beraber servis edin..<br />Ben sos yerine üzerine rende çikolata serperek servis yaptım.<br />Afiyet olsun!esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-55338910051277067542010-04-09T09:21:00.012+03:002010-04-09T19:30:45.723+03:00Elmalı Kek - Gertrud / Apfelkuchen Gertrud<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJyJlbj6PFjcLjkU2DsjaJbIqmqgMD2u_fHNSniSFfQ4PQreQk0xymI9BuU_vASmBKyClKm2ObUC12bI2-YXr5zBGfW43zwfO7lsMBRJqdKOVvxQ_Ahwx42cdmpTdzp5mnt9tr4qq6yGPq/s1600/elmalikekgertrud.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJyJlbj6PFjcLjkU2DsjaJbIqmqgMD2u_fHNSniSFfQ4PQreQk0xymI9BuU_vASmBKyClKm2ObUC12bI2-YXr5zBGfW43zwfO7lsMBRJqdKOVvxQ_Ahwx42cdmpTdzp5mnt9tr4qq6yGPq/s400/elmalikekgertrud.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5458041968805077506" border="0" /></a><br />İşte yine tarifi aldığım kişinin adı ile dosyama giren bir tarif..Tante Gertrud annemin nefis pastalar yapan bir arkadaşı.. Daha önce de Elma rüyası için bana fikir annesi olmuştu. Şimdi de önce annemin sonra benim defalarca yaptığımız elmalı kek tarifini yazıyorum. Tariflerin ikisinin de elmalı olması tamamen bir tesadüf, aslında Tante Gertrud'un arşivinde çeşit çeşit yüzlerce tarif var.<br />Annem, Tante Gertrud ve diğer pek çok arkadaşı Türkiye'ye gelirken çeyizlerinde, Almanya'dan Türkiye'ye getirdikleri pek çok pasta tarifi vardı ve muhtemelen o yıllarda (60'ların 70'lerin Türkiyesi) Bursa'da pasta deyince bir tür pandispanyanın içine doldurulan margarinli bir krema dolgusu ile yapılan bir tatlıdan başka pek birşey bilinmiyordu. Bu hanımların getirdikleri tarifler çeşit çeşit idi ama o zamanların Türkiye'sinde Vanilin şekeri ve Kabartma tozu dışında(onların varlığından bile emin değilim) pasta yapmak için hiçbir yardımcı malzeme de bulunmazdı. İşte asıl maharet de burada başlıyordu:<br />Quark yerine süzme yoğurt ya da tatlı lor, Çikolata glazür yerine kakao,pudra şekeri ve margarin kullanmayı,Puding'leri nişasta ile hazırlamayı, Mandıradan aldıkları çiğ krema'yı sütle çırpıp nefis kremalar yapmayı(o yıllarda çiğ krema Bursa'da sadece Tereyağı yapmak için satılırdı!), Noel kurabiyelerinde kullanılan pek çok baharatı aktarlardan arayıp bulmayı başardılar. Zamanla pastanelerdeki pasta çeşitleri bizde de artmaya başladı. Bununla beraber Almanya'da yıllardır kullanılan tartjöle'nin, krema sertleştiricilerin, çikolata glazürlerinin, kuru mayanın, rom,badem, limon ve vanilya aromalarının ve daha benim bilmediğim aklıma gelemeyen pek çok malzemenin burada marketlerde satılır hale gelmesi çok uzuuun yıllar aldı.<br />Şimdi ise artık öyle bir zamanda yaşıyoruz ki ihtiyacımız olan her türlü malzeme bir tık'la elimizin altında. Annemlerin bir zamanlar valizlerinde getirdikleri ve yurtdışına giderken birbirlerine sipariş ettikleri malzemeler çeşit çeşit internet ve kargo imkanları ile kapımıza kadar geliyor.<br />Aşağıda tarifini vereceğim elmalı kek için ise hiçbir yardımcı malzeme gerekmiyor. Annem tereyağı yarine sıvı yağ kullanmayı tercih ettiği için 200 gr Tereyağı yerine 100 ml sıvıyağ(ayçiçek ya da mısırözü) kullanıyor. Ben de öyle yaptım ama ılıtılmış tereyağı ya da margarin de kullanabilirsiniz. Elmalı harç kekin ortasında kalıyor ve yumuşacık nefis bir kek oluyor.<br /><span style="font-weight: bold;">Elmalı Kek - Gertrud</span><br /><span style="font-weight: bold;">Malzemeler</span><br /><span style="font-weight: bold;">Kek için</span><br />4 yumurta<br />150 gr şeker<br />1 paket vanilya şekeri<br />200 gr yumuştılmış Tereyağı ya da 100 ml sıvı yağ<br />200 gr un<br />1 tatlı kaşığı kabartma tozu<br /><span style="font-weight: bold;">Elmalı Harç için</span><br />750 gr mayhoş elma (granny smith ya da arapkızı)<br />1 limon suyu<br />2 çorba kaşığı şeker<br /><br />Üzerine serpmek için bir çorba kaşığı pudra şekeri<br /><span style="font-weight: bold;">Tarif</span><br />Elmaları soyup küpler halinde doğrayın. Limon suyu ve 2 kaşık şeker ile yaklaşık 10 dakika biraz yumuşayıncaya kadar pişirin ve bu harcı biraz soğuması için bir kenara koyun. Tarçın ve elma birlikteliğini sevenlerdenseniz pişirme aşamasında içine bir kabuk tarçın atıp sonra çıkarabilirsiniz ya da içinebir tatlı kaşığı tarçın ilave edebilirsiniz. Hatta işi abartıp içine kuş üzümü, ceviz ya da fındık ta ilave edebilirsiniz ama orjinalinde yok.<br />Harç malzemesi soğuyunca yumurtaları şeker ve vanilya şekeri ile iyice çırpın. Bu çırpma işlemini ne kadar uzun yaparsanız kekiniz o kadar yumuşak olacaktır. O nedenle hemen sıkılmadan uzun uzun çırpın lütfen. Yeterince çırptığınıza emin olduktan sonra önce yağınızı ilave edip çok az daha çırpın ve mikserinizi artık kapatın. Şimdi bir kapta un ve kabartma tozunu karıştırıp bir kaşık yardımı ile ya da mikserin tellerini kullanarak ama çırpmadan un karışımını yumurta karışımına yedirin ama mümkün olduğu kadar az karıştırın ve hamurda un topakları kaybolduğu anda karıştırmayı bırakın. Çünkü siz unu karışımı yumurtalara karıştırdıkça daha önceden yumurtaları çırparak elde ettiğiniz köpüklerin sönmesine neden olabilirsiniz. Oysa kekin yumuşak ve kabarık olması için bu köpüklere ihtiyacınız var. Şimdi yağlanmış kelepçeli bir fırın kabına hamurun yarısını döküp üzerine elmalı harcı dökün. Onun üstüne de tekrar kalan hamuru döküp 175 derecede yaklaşık 40 dakika pişirin. Üzeri hafifçe kızarmış olmalı.<br />Kek soğuduktan sonra üzerine bir tel süzgeç yardımı ile pudra şekeri serperek süsleyip servis yapabilirsiniz. Dipfrize atmak için de çok uygun bir pasta.(Pudra şekerini sonra koymanız gerekir)esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-79428559369542333072010-03-31T20:40:00.005+03:002010-03-31T22:06:51.879+03:00Neşeli Mereng kurabiyeler<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYZjM5E7gN-GlsYtvILbY4JvwWyAdwWfgkwtbXVecmHDalP9skYVV6xUAjPtx8Mc6NYY11GOYRv62iWAooLJLZMi1-O_C2DkHY3bq9J4YFXFqAs9iAXo5n6CD6Lvkwu_mB7g3iVqsiUaSc/s1600/mereng.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYZjM5E7gN-GlsYtvILbY4JvwWyAdwWfgkwtbXVecmHDalP9skYVV6xUAjPtx8Mc6NYY11GOYRv62iWAooLJLZMi1-O_C2DkHY3bq9J4YFXFqAs9iAXo5n6CD6Lvkwu_mB7g3iVqsiUaSc/s400/mereng.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5454863837676862034" /></a><br />Birkaçgün önce yaptığım ve önceki gün tarifini verdiğim "Creme Brulee" için 6 yumurta sarısı gerekiyordu. Kalan 6 yumurtayı dökmek kesinlikle prensiplerime aykırı olduğundan elimde kalan 6 yumurta akı ile neler yapabileceğim konusunda kafa yordum. İlk Creme Brulee denemelerimden sonra kalan yumurta aklarını Dr.Osman Müftüoğlu'nun tavsiyelerine uyarak bir omlet yapmaya çalışmıştım. Ama inanın bana içine ne koyarsanız koyun sarıları olmayan yumurtadan yapılan omlet tatsız ve lezzetsiz bir yiyecek oluyor. Bu kez daha sağlıksız bir alternatif denemeye karar verdim! Yumurta aklarını şekerle çırparak minik kurabiyeler halinde pişirilmesi ile yapılan beze, kaymak kurabiye, mereng ya da içi boş da denilen tatlı mı tatlı kıtır kurabiyeler yaptım.. Kurabiyelerin bir kısmının üzerine şeker süslemesi serptim bir kısmını ise başka muhteşem bir tatlıya katmak için ayırdım.. "Grillage Torte" tarifini daha sonra vereceğim.. Havanın ısınmaya başladığı şu günlerde buzlukta bulundurup hem pasta hem tatlı niyetine servis edebileceğiniz bu tatlı benim için bu yazın favorisi olmaya aday...<br />Şimdilik Neşeli Mereng kurabiyelerin tarifi:<br /><span style="font-weight:bold;">Malzemeler:</span><br />6 yumurta akı<br />300 gr toz şeker<br />1 fiske tuz<br /><span style="font-weight:bold;">Tarif</span><br />Makinenizin çırpma telleri ile önce yumurta aklarını iyice köpürtün. Bu arada fırınınızı 100 derceye ayarlayıp ısıtmaya başlayın. Bir fiske tuzu ilave edin sonra da bir yandan çırpmaya devam ederken şekeri kaşık kaşık ilave edin. Sonunda bembeyaz ve oldukça sert kıvamlı bir köpük elde etmelisiniz. Üzerine yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine mutfak şırıngası yardımı ile ya da benim yaptığım gibi iki tatlı kaşığı kullanarak minik tepeler yapın. İsterseniz üzerine renkli şeker süsleri de serpebilirsiniz. Merenglerin oldukça uzun bir pişme süresi var. Düşük ısıda yaklaşık 1,5 - 2 saat kurutarak pişirme işlemi uygulamanız gerekiyor. Eğer içini sakızımsı dokuda biraz yumuşak seviyorsanız muhtemelen 1,5 saat yetecektir ama benim gibi daha kıtır sevenlerdenseniz en az 2 saat pişirmelisiniz. <br />Fırından çıkınca hemen ızgara telinin üzerine alıp soğutmak gerek yoksa yumuşayabilirler. Eğer hepsini bitirmezseniz yakında vereceğim merengli dondurma pastası (grillage torte) tarifini de mutlaka denemenizi tavsiye ederim..esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-33288088696899923422010-03-30T17:25:00.010+03:002010-03-31T20:38:29.282+03:00CREME BRULEE<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKNwmvO0mdWjZAYAV2Lo2geUbY56cPTIqKPZx_ZOPUD4UQM0eYuGphcxNhGzP9JcU1Z9b4TpRlNJ5l8wbGK39160q5o8_M1EhzsZ9scY64ezqzQXpBtXpXB8Qmc55LXS0JCnyJhIrWbX12/s1600/cremebrulee.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 274px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKNwmvO0mdWjZAYAV2Lo2geUbY56cPTIqKPZx_ZOPUD4UQM0eYuGphcxNhGzP9JcU1Z9b4TpRlNJ5l8wbGK39160q5o8_M1EhzsZ9scY64ezqzQXpBtXpXB8Qmc55LXS0JCnyJhIrWbX12/s400/cremebrulee.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5454472408605977858" /></a><br />Krem Brüle diye okunan bu nefis tatlı her ne kadar Fransızca bir isme sahip olsa da aslında bir İngiliz tatlısı.. İlk adının aynı Fransızcadaki gibi "yanmış krema" anlamına gelen "burnt cream" olduğunu da Arman Kırım'ın bir yazısında okumuştum. Bu tatlıyı o kadar merak ediyordum ki sadece krem brüle yapmak için bir süre önce tchibo'dan bir şeker yakma cihazı (pürmüz) almış ve hemen ilk denememi yapmıştım. Tchibo'nun pürmüzünün kutusundan çıkan tarifi harfiyen uyguladığım halde sonuç feci bir hayalkırıklığı olmuştu çünkü o akşam misafirlerime nefis bir "creme brulee" yerine üzeri çıtır şeker ile kaplı bir vanilya sosu ikram etmiştim.. Doğrusu kapları fırından alırken hafif sulu kıvamda olduklarını farketmiş ama buzdolabında durunca sertleşeceğini düşünmüştüm;) Ama sertleşmemişti:)) Tabiiki bu deneme beni yıldırmadı 2. ve 3. denemelerim tam anlamı ile başarılı oldular. Önemli olan fırındaki pişirme süresini kendi fırınınıza göre uyarlamanız. Yeterince pişince mutlaka sertleşiyorler. Ama fazla pişirirseniz üzeri çatlıyor ve kurumaya başlıyor. İpeksi bir kıvamı yakalamak için 40. dakikadan itibaren arasıra kontrol ederek kaplardan birini dikkatlice sallamanız gerekiyor. Krema sallanmıyorsa pişmiş demektir. <br />Tariflerin içeriği genel olarak krema, süt, yumurta, vanilya ve şekerden oluşuyor ama miktarları her yerde birbirinden farklı verilmiş. Ben aşağıda kendimce uyarladığım ve en uygun bulduğum miktarları veriyorum. Bu tatlı için sadece yumurta sarıları kullanılıyor. Geriye kalan 6 yumurta akı ile baiser (beze, kaymak kurabiye, içi boş kurabiye vb.) yapabilirsiniz. Onların tarifini de bir sonraki yazımda vereceğim. Aynı gün yapamazsanız yumurta aklarını kapalı bir kapta buzdolabında birkaç gün saklayabilirsiniz. Creme Brulee'nin aroması olarak orjinalinde kullanıldığı gibi bir vanilya çubuğu kullandım ama bu konuda hayalgücünüzü kullanıp krema-süt karışımını ısıtma aşamasında portakal kabuğu, tarçın, ıtır yaprakları, kahve ilave edebilirsiniz. Değişik tatlar deneyenler olursa benimle paylaşsın lütfen.<br />Bu tatlının sunumu için aslında fazla derin olmayan tek kişilik sufle kapları gerekiyor.. Ama ben henüz uygun bir kap bulamadım, evdeki biraz çukurca sufle kaplarını ya da kahve fincanlarımı kullanıyorum.<br />Bu tatlının en çarpıcı özelliği üzerini kaplayan çıtır şeker tabakası. Aslında yapı olarak biraz krem karameli andırıyor ama krem karamel, krema yerine süt ile yapılıp karamel kısmı pişerken tatlının dibine konuyor. Krem Brüle ise önce pişirilip soğutuluyor sonra özel bir şeker yakma cihazı ile (eskiden bu iş için kızgın demirler kullanılırmış) tatlının üzerine serpilen şeker yakılarak karamelize ediliyor. Tatlının soğuk olması arzu edildiğinden karamelize işlemi fırında yapılamıyor ama bir pürmüz alacak kadar mutfağa meraklı değilseniz kapları çabucak ızgaranın altına koyup çıkartarak da karamelize edebilirsiniz. Karamelize işleminden sonra tatlıyı takrar buzdolabına koymanızı pek tavsiye etmem çünkü buzdolabında karamel sulanıyor.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiteT8iJAGS8LFxzaUHGc_5aInraesrbJjBzD3BWANzExeM4_Zndac1vhRAJdX7aZcjuZu4X4cBgA2mdGY-LnSKmpciAIMKIGBHuKsK7GkB9Nzeu8oZBbmzwChXHn5vRtmxF9FmxiglYQGJ/s1600/creme+brulee2.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiteT8iJAGS8LFxzaUHGc_5aInraesrbJjBzD3BWANzExeM4_Zndac1vhRAJdX7aZcjuZu4X4cBgA2mdGY-LnSKmpciAIMKIGBHuKsK7GkB9Nzeu8oZBbmzwChXHn5vRtmxF9FmxiglYQGJ/s400/creme+brulee2.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5454473643907388482" /></a><br /><br />İşte 1600'lü yıllardan beri yapılan Creme Brulee:<br /><span style="font-weight:bold;">Malzemeler</span><br />400 ml krema (2 paket)<br />100 ml süt <br />6 yumurta sarısı<br />50 gr şeker<br />1 adet vanilya çubuğu<br />üzerine serpmek için 1-2 çorba kaşığı esmer ya da beyaz şeker<br /><span style="font-weight:bold;">Yapılışı</span><br />Krema ve sütü kaynatıp altını kapatın ve biraz ılıtın. Vanilya çubuğunu keskin bir bıçakla boylamasına yarıp içindeki siyah noktacıklı yumuşak bölümü kazıyarak şekerle birlikte yumurta sarılarına ilave edin, hepsini karıştırın(ama çırpmayın ki köpük oluşmasın) Fırınınızı 150 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayın. Biraz ılınmış olan krema-süt karışımınızı kepçe kepçe yumurta karışımına ekleyerek hafif hafif karıştırmaya devam edin. Hepsi birbirine karıştıktan sonra bir tel süzgeçten geçirerek süzdüğünüz krema karışımını 4 ya da 6 sufle kabına paylaştırın. Kapları derince bir fırın tepsisine(ben borcam tepsi kullandım) koyup tepsiyi kapların yarısına gelecek kadar su ile doldurun ve şimdi tepsiyi dikkatlice fırına yerleştirin. Yaklaşık 40 - 60 dakika 150 derecede pişirin. Yukarıda yazdığım gibi 40. dakikadan sonra arada kontrol ederek kremenın hala sulu olup olmadığına bakın. Sertleştiği anda fırından çıkarıp soğutun. Bu tatlının tam olarak soğuması gerekiyor o nedenle mutlaka sabahtan ya da bir gün önceden hazırlayıp streç filmle kapatarak buzdolabında soğutun. Servisten hemen önce tatlıların üzerine ince bir tabaka kahverengi ya da beyaz tozşeker serperek varsa şeker yakma cihazı(pürmüz, torch) ile yoksa fırınınızın ızgarasının altına koyarak şekeri karamelize edin ve birkaç dakika şekerin çıtırlaşmasını bekleyip servis edin. Bu tatlı gerçekten yoğun ve dolgun bir tatlı olduğundan porsiyonları küçük tutmakta fayda var.. Ama vanilya ve kremanın muhteşem beraberliği ve ağızda eriyen dokusu bağımlılık yaratabilir dikkatli olun;)esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-52381130298658864742010-02-25T22:51:00.004+02:002010-03-07T15:51:12.190+02:00QUEEN ELİSABETH Kurabiyeleri<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKKUwJtxgpYWjYj7N56a5sOFEHHRP_IZ_7utaCNV2cgEAjYE6jhsQUcBy9OKyNsZUA58WFoxjY9wVNpGnuWLOh_L0q4CzNNrdsRWaV_yv5S7xNXh8Da6kTHOO52aGYBbeSnVENeTZco61V/s1600-h/queenelisabethkurabiyesi.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKKUwJtxgpYWjYj7N56a5sOFEHHRP_IZ_7utaCNV2cgEAjYE6jhsQUcBy9OKyNsZUA58WFoxjY9wVNpGnuWLOh_L0q4CzNNrdsRWaV_yv5S7xNXh8Da6kTHOO52aGYBbeSnVENeTZco61V/s400/queenelisabethkurabiyesi.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5442300835626924466" /></a><br />Bu kurabiyelerin ismi de kendileri kadar güzel.. Tarifimi de <a href="http://tuzbiberdergisi.com/">Tuz biber</a> dergisinin "Kurabiyeler" etkinliğine gönderiyorum..<br />Bugüne kadar aldığım en tuhaf tariflerden biri.. Tamam içinde her kurabiyede olduğu gibi un, yağ ve yumurta var.. Ama bu kurabiyelerde bir gr şeker yok! Yine de nasıl güzel bir tatları var... İşin sırrı içine koyduğunuz damla çikolatalarda ve aromatik siyah çayda.. <br />Tarif bir önceki babaanne kurabiyelerini aldığım komşum Rezzan'dan; o da yine bir komşumuz olan Necla teyzeden almış.. İçinde hiç şeker olmadığından benim gibi çok fazla tatlı sevmeyenler için ideal bir kurabiye.. Ama lezzeti konusunda hiçbir tereddütünüz olmasın çünkü ben kurabiyeyi yediğimde içinde şeker olmadığını kesinlikle anlamamıştım. İçindeki çay konusu ise daha da ilginç. Hatta tarifi aldıktan 2 hafta kadar sonra ilk denememi yaparken emin olamayıp Rezzan'ı bir daha aradım ve siyah çayın gerçekten toz halinde konduğundan emin oldum.. Bana kalsa iki tatlı kaşığı demli çayı içine döküverecektim:) Yani lütfen şaşırmayınız çayı hamurun içine toz halinde koyuyorsunuz..Ama mutlaka kaliteli aromatik bir çay kullanın.. Tomurcuk ya da Earl grey filan gibi..<br /><span style="font-weight:bold;">Queen Elisabeth Kurabiyeleri</span><br /><span style="font-weight:bold;">Malzemeler</span><br />200 gr Un<br />140 gr Tereyağı ya da Margarin<br />2 Tatlı Kaşığı Aromatik Siyah Çay<br />1 Paket kabartma tozu<br />1 Yumurta<br />100 gr damla çikolata<br />1 Portakal ya da Limon kabuğu rendesi<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Tarif</span><br />Un, Kabartma tozu, Siyah çay ve limon ya da portakal kabuğu rendesini bir kabın içinde iyice karıştırın. Oda sıcaklığındaki yağı, yumurtayı ve damla çikolatalarını ilave edip yoğurarak biraz sert kıvamlı bir hamur elde edin. Ben hamuru birkaç silindir haline getirip biraz buzdolabında dinlendirdikten sonra dilimler halinde keserek pişirdim. Elinizle toplar yapıp yassıltarak da pişirebilirsiniz..<br />Yağlı kağıt serilmiş bir fırın tepsisinde 175 derecede yaklaşık 15 dakikada üstleri hafifçe sararana kadar pişirip henüz ılıkken tel ızgara üzerine alıp soğutacaksınız.<br />Soğuduktan sonra bir kavanoza koyup 1-2 hafta saklayabilirsiniz.esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-57234690976876041402010-02-05T12:32:00.004+02:002010-02-05T12:59:15.996+02:00Babaanne Kurabiyesi<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhI4_gAga961PICNz1QR7CcI_7QA7-px368uO30o4_mUKjjZpWuEhNVf5HkYgvddLeZNr0zUNn3bQddFXSv4dfVdPiI0DVUljNVyFwA_mEtVIRCxko-5OWPA54QoTHUVLZ_hqjD7CcyY6hm/s1600-h/babaannekurabiyesi.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhI4_gAga961PICNz1QR7CcI_7QA7-px368uO30o4_mUKjjZpWuEhNVf5HkYgvddLeZNr0zUNn3bQddFXSv4dfVdPiI0DVUljNVyFwA_mEtVIRCxko-5OWPA54QoTHUVLZ_hqjD7CcyY6hm/s400/babaannekurabiyesi.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5434711809091716738" /></a><br />Bugünün tarifi üst kat komşum Siray teyzeye ait. Kendisi 3 çocuk 5 torun sahibi bir süper babaanne olarak sanırım bu kurabiyeleri yüzlerce kez yapmıştır. Artık görevi gelinler devralmış. Ben de tarifi yine komşum olan Rezzan'dan aldım ama yapılışını Siray teyze anlattı. Siray teyzenin anlatımına göre kurabiyeler çok minik hazırlanmalı ve fırında mümkün olduğunca uzun süre tutulmalıymış ki kıtır kıtır olsunlar!<br />Ben kurabiyeleri geçen hafta yapmıştım ve kavanozun dibinde kalan birkaç tanesi bugün hala gayet kıtır kıtır ve lezzetliydiler.<br />Hamur oldukça yumuşak bir hamur ama içindeki yağ oranından dolayı minik toplar yapılabilecek bir kıvamı oluyor.Fırında şekilleri hiç bozulmuyor. Yani tepsiye dizerken çok fazla kabarma ya da yayılma payı bırakmaya gerek yok. <br /><span style="font-weight:bold;">Babaanne Kurabiyesi</span><br />İşte Malzemeler:<br />500 gr Un (yaklaşık 4 su bardağı)<br />250 gr Tereyağı /Margarin (erimiş olacak)<br />1/2 kahve fincanı zeytinyağı<br />2 yumurta (oda sıcaklığında)<br />200 gr pudra şekeri<br />1 paket kabartma tozu<br />1 tutam tuz<br />2 yemek kaşığı sirke<br />2 yemek kaşığı kırık fındık<br />2 yemek kaşığı kırık ceviz<br />1 yemek kaşığı ıslatılmış kuru üzüm/kuş üzümü<br />1 limon kabuğu rendesi<br /><br />Tarif:<br />Tüm malzemeleri elinizle ya da mikserin yoğurma çubukları ile karıştırarak yumuşak ama şekil alan bir hamur alde edin. Fırın tepsinize yağlı kağıt serip ya da yağlayıp tepsiye minik toplar halinde kurabiyeleri dizin. Fotoğrafı özellikle bir çay bardağının yanında çektim ki küçüklüklerini görün.. Küçük toplardan kastım yaklaşık 3 cmlik bir çapı olan toplar. Daha büyük olursa dışı kızarıp içi yumuşak olabilir.<br />Kurabiyeleri önceden ısıtılmış fırında 175 derecede 15 dakika kadar pişirdiğinizde üzeri kızarmışsa fırını kapatıp 10 dakika daha fırında tutun iyice kıtır olacaklardır. Ama her fırının pişirme süresi farklı olduğundan verdiğim süreler kesin değil özellikle ilk yapışınızda mutlaka kızarıp kızarmadıklarını kontrol edin ve yanmadan önce çıkarın:)esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-81977281337480094582010-01-28T17:15:00.007+02:002010-02-05T13:01:05.140+02:00Bienenstich pastası<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYk2dcDOCp-az48y5BfjjN6j5RRdDH7nAp_FUSVtjfs1zUzqCPGAgZIxQImoS4Qjy7UsYAQhCHQ-zu_FOU8LGNKcw5d2si36k5_Fqq4GmPAzsk10uo-BiFSBQxLWZrXLMmyGIVNu2ZLYRc/s1600-h/100_9493.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYk2dcDOCp-az48y5BfjjN6j5RRdDH7nAp_FUSVtjfs1zUzqCPGAgZIxQImoS4Qjy7UsYAQhCHQ-zu_FOU8LGNKcw5d2si36k5_Fqq4GmPAzsk10uo-BiFSBQxLWZrXLMmyGIVNu2ZLYRc/s400/100_9493.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5431878823608434914" /></a><br />Yine Şubat Tatili ve bir yıl aradan sonra yine Bursa'dayız. Bu kez Beyaz bir Bursa karşıladı bizi ve İzmir'li bir aile olarak beyazlara bürünmüş şehir pek hoşumuza gitti. Annem yine çeşit çeşir yemek ve pastalarla bizi ağırlıyor. Dün beraber yaptığımız Bienenstich pastası klasik Alman pastalarından biri olup benim de blogdaki ilk mayalı hamur tarifim olacak. Almanya'da çeşitli tarifleri olmakla beraber orjinali mutlaka mayalı hamur ile yapılıyor. En önemli özelliği de üzerindeki Badem-Şeker-tereyeğı karışımı çünkü bu karışım fırında karamelize olup pastaya lezzetini veriyor. Ben henüz denemedim ama annemin söylediğine göre buzluğa koymak için çok uygun bir pastaymış. Dilim dilim dondurup kapalı bir kutuya koyarsanız 2-3 ay derin dondurucuda saklayabilirsiniz. <br />Bienenstich'in Türkçe karşılığı "arı sokması"... Bir pastaya neden böyle bir isim verildiğine ben de bir anlam veremedim. Wikipedi'den okuduğum kaadrı ile 1474 yılında Linz şehrine yapılan bir saldırı arı kovanlarının askerlerin üzerine atılması ve karşı tarafın askerlerinin arılar tarafından sokularak kaçmaları sayesinde geri püskürtülmüş. Şehir halkı da bu zaferi güzel bir pastayla kutlamış ve yapılan bu pastaya "Bienenstich / Arı sokması" adı verilmiş.. Bana pek inandırıcı gelmedi ama bu konuda başka bir bilgi bulamadım.<br />Tarif yıllar önce bir dergiden kesilmiş, hatta kenarları hafiften sararmış, sık sık kullanıldığı için de üzeri lekelenmiş. Çeşitli kişilerin el yazısı tarifleri, annemin daktiloda yazdığı bazı tarifler, gazete ve dergilerden kesilmiş çeşit çeşit tarif ile beraber annemin sarı mutfak dosyasının içinde duruyor.<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiC5W1wxKp_E9dMrbNWVklEWMbQr4kKEPkKxGz_3Ra9KjJjnpi_AWOE8a4F9BqBI5Stlc3m2ARAgbHDkbCLm1NfoRKIHksu3X39KxeW-A1JuDiEdtxQyRbhGQOWtNxSglVeOiVIiwDBiZXr/s1600-h/100_9475.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiC5W1wxKp_E9dMrbNWVklEWMbQr4kKEPkKxGz_3Ra9KjJjnpi_AWOE8a4F9BqBI5Stlc3m2ARAgbHDkbCLm1NfoRKIHksu3X39KxeW-A1JuDiEdtxQyRbhGQOWtNxSglVeOiVIiwDBiZXr/s400/100_9475.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5431878824908447650" /></a><br /><span style="font-weight:bold;">Malzemeler</span><br />Hamur için<br />250 gr Un<br />5 gr Kuru Maya (Dr Oetker - Yarım paket)<br />40 gr şeker<br />1/8 lt ılık süt<br />50 gr Tereyağı<br />Bir fiske tuz<br /><br />Üzeri için<br />50 gr Tereyağı<br />1 Çorba kaşığı Bal<br />75 gr Şeker<br />75 gr File Badem<br />1 Çorba Kaşığı Süt<br />1 Paket Vanilya Şekeri<br /><br />Kreması için<br />3 Çorba kaşığı Nişasta<br />1/4 lt Süt<br />50 gr Şeker<br />1 Paket Vanilya şekeri<br />75 gr Tereyağı<br /><br />Tarif:<br />Büyükçe bir Kasede Un ve toz halindeki kuru mayayı karıştırın. Şeker, Ilık süt, Yağ ve bir fiske tuzu da ilave edip hamuru makine ile yada elinizle yoğurarak yumuşak kıvamlı ama toplanan bir hamur elde edin. Bu hamurun üzerini kapatıp ılık bir ortamda 40-50 dakika bekletin. Bu süre sonunda hamur en az 1,5 misli kabarmış olmalıdır. (Eğer Hamur kabarmadıysa ya ortam ısısı uygun değildir ya da daha kötüsü kullandığınız maya bozulmuş olabilir.)Mayalı Hamur konusunda tecrübeliyseniz aynı hamuru 250 gr Un ve 20 gr yaş maya ile de hazırlayabilirsiniz. Ben daha kolay olduğu ve direkt olarak Una karıştırılabildiği için Kuru Mayayı tercih ediyorum. Hamurunuz kabarırken siz de üzerine sürülecek bademli karışımı hazırlayabilirsiniz. Bunun için tüm malzemeleri küçük bir tencereye alıp bir taşım kaynatmanız gerekiyor. Bu karışım biraz ılınıp Hamurunuz da kabardıysa 26 - 28 cm'lik kelepçeli bir fırın kabını yağlayıp hamurunuzu yerleştirin. Biraz ılınmış olan bademli karışımı hamurun üzerine eşit miktarda yayın. İki noktaya dikkat etmeniz gerekiyor 1) Karışım ne fazla sıcak ne de fazla soğuk olmalı;rahatça sürülebilecek kadar ılınmış olmalı. 2) Karışımı hamurun üzerine eşit miktarda yaymaya çalışın çünkü genellikle orta kısma daha fazla malzeme gelir ve bu da mayalı hamurun ortasının çökmesine neden olur. (Tüm bu püf noktalarını annemden öğrendiğimi itiraf etmeliyim)<br />Şimdi pastamızı önceden ısıttığımız fırında 200 derecede 20 dakika pişiriyoruz. Ama küçük fırınlarda üzerinin fazla kızarmamasına dikkat edin. Gerekiyorsa 10. dakikadan sonra üzerini bir pişirme kağıdı ya da alüminyum folyo ile kapatın.<br />Şimdi arasına dolduracağımız muhallebiyi hazırlayacağız: Nişastayı 4 kaşık süt ile karıştırın. Geri kalan sütü şeker ve vanilya şekeri ile kaynatın. Soğuk sütle karıştırdığınız Nişasta karışımını sürekli karıştırarak ilave edin ve bir taşım daha kaynatın. Altını kapatıp Tereyağını da çırparak ilave edin. <br />Fırından çıkan pasta biraz ılındıktan sonra pastayı enlemesine ikiye ayırın ve muhallebinizi arasına sürün. Şimdi üzerini tekrar kapatıp soğumasını bekleyin.<br />Bazı tariflerde bu pastanın üst kısmı çok kıtır olduğu ve zor kesileceği için üst kısmını önceden dilimleyi bu dilimleri pastanın üzerine koymanız tavsiye ediliyor ama biz öyle yapmadık. O nedenle dilmimizin ön tarafı biraz eğik duruyor:)esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-84824701971615337582010-01-11T14:37:00.006+02:002010-02-05T13:01:45.071+02:00Erdem bey kurabiyeleri ve Helga'nın portakal reçeli<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJ1n-EMsnYOOl5vIraK6s8_LWCk3KxCd1tm6YzNioQawII6DJBjxBsey7JAx5JILL5bhzjaTft2EkDTy2L84Yoa1Fhw8m9wfKGWpD3hl3Hx8JPJSwzSsNUmAnHVTZaNHfN9YSZ7ljHJITZ/s1600-h/100_9400.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJ1n-EMsnYOOl5vIraK6s8_LWCk3KxCd1tm6YzNioQawII6DJBjxBsey7JAx5JILL5bhzjaTft2EkDTy2L84Yoa1Fhw8m9wfKGWpD3hl3Hx8JPJSwzSsNUmAnHVTZaNHfN9YSZ7ljHJITZ/s400/100_9400.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5425476038532074338" /></a><br />Rokka'nın açılışı, Yılbaşı telaşı derken Yeni yılın neredeyse 2 haftası geçti bile... Yılbaşı kutlaması için İstanbul'dan gelen Zeynep, Erdem ve Ege ile her zamanki gibi çok keyifli vakit geçirdik. Yılın ikinci günü bir kurabiye partisi yaptık ve bu sırada Erdem'den çıkan bir fikri biraz gecikmeli de olsa gerçekleştirebildim. Bu kurabiyelerin isim babası doğal olarak Erdem oldu. Erdem bey kurabiyelerinin özelliği içinde baharat olarak keçi boynuzu tozu olması.Keçiboynuzu, Kakao'ya benzeyen bir tadı olan ve gıda sektöründe kullanımı kakaoya göre çok daha avantajlı olan üstelik faydaları saymakla bitmeyecek bir malzeme. Pek çok öksürük şurubunda kullanılıyor ve balgam söktürücü, nefes açıcı özellikleri var. Hatta Kolestrol için bile iyi olduğu rivayet ediliyor. Eski zamanlarda afrodizyak gücü olduğuna da inanılırmış. Faydaları hakkında detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz <a href="http://www.saracoglu.at/bolum.php?name=kur&kid=18">ibrahim saraçoğlu'nun</a> sayfasından bilgi alabilirsiniz. <br />Kurabiyeler son derece gevrek, az şekerli ve kakao'yu andıran bir tatta oldular. Sunum için üzerine biraz pudra şekeri serptim. Yanına da bir kaşık Helga'nın Portakal reçelinden koydum. Bol sütlü bir kahve ile nefis oldu. Her ikisinin de tarifi burada:<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Erdem Bey kurabiyeleri<span style="font-style:italic;"></span></span><br />Malzemeler<br />250 gr Un<br />2-3 tatlı kaşığı keçiboynuzu tozu (aktarlarda bulabilirsiniz)<br />75 gr şeker<br />125 gr Tereyağı (oda sıcaklığında)<br />1 yumurta (oda sıcaklığında)<br /><br />Yağlı kağıt ya da tepsi için yağ<br /><br />Üzerine serpmek için 1-2 çorba kaşığı pudra şekeri ve bir çay süzgeci. <br /><br />Tarif<br />Hamur malzemelerinin tamamını mutfak robotunda ya da ellerinizle yoğurarak homojen bir hamur elde edin. Biraz dağılmaya meyilli bir hamur olacaktır. Bu sayede daha sonra gevrek çıtır çıtır kurabiyelerimiz olacak. Hamuru az unlu bir zemin üzerinde yaklaşık 0,5 cm inceliğinde açıp dilediğiniz bir kurabiye kalıbı ile kesin ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsilerine dizip önceden ısıtılmış fırında 175 derecede 10-12 dakika pişirin. Mutlaka bir saat kurmanızı tavsiye ederim çünkü hamurun esmer rengi kurabiyeler pişerken sizi yanıltabilir. <br /><br />Kurabiyeler soğuduktan sonra iyi kapanan bir kutuya alıp birkaç hafta saklayabilirsiniz. Servisten önce üzerine biraz pudra şekeri serperseniz yanına da bir tatlı kaşığı Helga'nın portakal reçelinden koyarsanız müthiş oluyor.<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Helga'nın Portakal reçeli<span style="font-style:italic;"></span></span><br />Malzemeler<br />1 kilo turunçgil meyve(Portakal, Greyfurt, Limon)<br />1 Kilo Toz şeker<br /><br />Meyveleri bol su ve bir mutfak fırçası yardımı ile iyice yıkayıp su dolu bir tencereye bütün halinde atarak kaynatın.Kaynadıktan sonra altını kapatıp meyveleri sıcak suyun içinde bekletin yaklaşık 1,5 saat sonra turunçgillerin kabuklarındaki acılık suya geçmiş olacaktır. Eğer reçelde bu acı ama aromatik tadın olmasını hiç istemiyorsanız meyvelerin suyunu kaynadıktan sonra 2-3 kez döküp yeniden kaynatın. Eğer acılığın geçtiğinden emin olmak istiyorsanız bir meyvenin kabuğunun kenarından bir parça kesip deneyebilirsiniz. Meyveleri sudan çıkarıp suyu döktükten sonra meyvelerin biraz ılınmasını bekleyin ve meyvelerin tamamını ufak parçalar halinde doğrayıp mutfak robotu ya da blender yardımı ile turuncu renkli bir meyve püresi elde edin. Bu püreyi tencereye alıp üzerine şekeri ilave edin ve karıştırarak kaynatın. Tencerenin her yerinde kaynama başladığında saati 10 dakikaya kurun ve tam 10 dakika kısık ateşte kaynatmaya devam edin. Normal şartlarda bu reçel gerçektem de tam 10 dakikada pişiyor. Ama eğer kıvamından emin olamadıysanız reçelden bir damlayı buzdolabında soğuttuğunuz bir tabağın üzerine damlatın ve akışkanlığını kontrol edin. Uygun kıvama gelinceye kadar çok kısık ateşte kaynatmaya devam edebilirsiniz. Ama çok da fazla kaynatmayın!<br />Reçel henüz sıcakken önceden yıkayıp kaynattığınız kavanozlara doldurup metal kapaklarını kapatın ve kavanozları bir mutfak bezi yardımı ile (elinizi yakmayın benim gibi..) ters çevirerek ılınmasını bekleyin. Bu şekilde kapatılan kavanozlar adeta vakumlanmış gibi olacaktır.esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-46740116652221226032009-12-24T22:34:00.004+02:002009-12-30T18:18:03.867+02:00ROKKA AÇILDI<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigOhxUQVyWo2z44VtMjQzUz3d22OPx83Y3DXV11mY1W50sJq3F4dmUd6-G_P04LpsNjCpIPnw33Rqh91BAB3-NlG_LdCdYRYv-UvPUllMiwTO_vp5rdaGym19IJ0GE8uTlBFxbZbxAy4Kh/s1600-h/rokka.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 311px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigOhxUQVyWo2z44VtMjQzUz3d22OPx83Y3DXV11mY1W50sJq3F4dmUd6-G_P04LpsNjCpIPnw33Rqh91BAB3-NlG_LdCdYRYv-UvPUllMiwTO_vp5rdaGym19IJ0GE8uTlBFxbZbxAy4Kh/s400/rokka.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5418905679733112850" /></a><br />Bugün blog yazılarıma başladığım günden beri ilk kez bir değişiklik yaparak herhangi bir tarifi paylaşmayacağım.. Aylardır tadilatı süren ROKKA Restaurant'ımız sonunda açıldı. Meze çeşitlerimiz konusunda iddialıyız.. Klasik çeşitlerin yanında her yerde yiyemeyeceğiniz farklı mezelerle de karşılaşacaksınız. Balık çeşitlerimizin yanında deniz ürünleri ile arası pek iyi olmayanlar için de seçeneklerimiz var..Pazar günü şehir dışına çıkmadan sakin, keyifli bir ortamda kahvaltı yapmak isteyenler için de ROKKAHVALTIMIZ var!<br />Bekleriz:)<br />ROKKA Restaurant <br />2035 sok. No:4 (Atakent Yüzme Havuzu altı) Atakent / İzmir<br />Telefon: 0232- 337 22 33<br /><a href="http://rokkarestaurant.com">www.rokkarestaurant.com</a> / <a href="http://rokkarestaurant.com">www.rokka.biz</a>esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-6384536848637915222009-11-29T12:47:00.003+02:002009-11-29T13:33:33.691+02:00BAYRAM TATLISI - Vişne Pelteli Sakızlı Muhallebi<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYALNiHHJXq2piDUFwcyb3Ymn6Hakg3rE2Wji_Gwew392yehZwU2Xb3BfxfV8q0Mb6P-YzKHXC1wksoHVehxfDieyusdgVrlEaDtXgnFhaqJ4yE5Q6HUNA4P_LS0Cm5LecDjDPk6vGfXET/s1600/sakizlivisnelitatli.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYALNiHHJXq2piDUFwcyb3Ymn6Hakg3rE2Wji_Gwew392yehZwU2Xb3BfxfV8q0Mb6P-YzKHXC1wksoHVehxfDieyusdgVrlEaDtXgnFhaqJ4yE5Q6HUNA4P_LS0Cm5LecDjDPk6vGfXET/s400/sakizlivisnelitatli.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5409486458973403506" /></a><br />Herkese İyi Bayramlar!<br />Her ne kadar Bayram deyince hepimizin aklına baklava, kalburabastı filan gibi daha geleneksel tatlılar gelse de ben bu kez daha hafif bir tatlı denemesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Sakızlı muhallebi ile vişneli pelte uyumu çok güzel oldu. Muhallebi ve vişne karışımını aslında pasta dolgusu olarak hazırlamıştım ama malzeme fazla gelince bir çay bardağına doldurup soğuttum. Voila! alternatif bir bayram tatlısı hazır oldu... Tatlıyı çay bardağında sunma fikrini çok sevdiğim yemek yazarlarından Arman Kırım'dan aldım. Bence çok hoş bir sunum oldu.. <br />Malzemeler:<br /><br />Muhallebi:<br />1/2 lt süt<br />1/2 su bardağı şeker<br />1 paket vanilya şekeri<br />1 çaykaşığı kadar dövülmüş sakız ya da 1 tatlı kaşığı dolusu sakız reçeli<br />1 kahve fincanı un (türk kahvesi fincanı)<br />1/2 kahve fincanı nişasta<br />125 ml taze krema (1/2 paket)<br /><br />Vişne Peltesi:<br />250 gr dondurulmuş ya da taze (çekirdekleri çıkarılmış)Vişne<br />3-4 çorba kaşığı şeker<br />2 çorba kaşığı Nişasta<br />250 ml vişne suyu (bir küçük kutu meyvesuyu)<br /><br />Önce muhallebiyi hazırlıyoruz. Bunun için nişasta ve unu karıştırıp küçük bir kaseye koyun. Üzerine 2-3 çorba kaşığı süt koyup ezerek karıştırın. Kalan sütü şeker ile beraber kaynatıp ateşten indirin. Nişasta-un karışımını ekleyip kıvamlı bir hale gelinceye kadar kaynatın. Son olarak kremayı ve damla sakızlarını ya da reçelini ilave edip bir taşım daha kaynatıp ocaktan indirin. kadehlere ya da alternatif olarak çay bardaklarına muhallebinizi paylaştırın ama üzerinde pelte için boşluk bırakmayı ihmal etmeyin. <br />Sakızlı muhallebi soğurken Pelte için aynı şekilde nişastayı 1-2 çorba kaşığı vişne suyu ile ezerek karıştırın. Vişneleri meyve suyu ve şeker ile kaynatıp ocaktan indirin. Nişasta karışımını ekleyip güzelce karıştırdıktan sonra tekrar kaynatın. Normal şartlarda birkaç dakika kaynadıktan sonra kıvamlanması gerekir. Fazla sulu olduysa biraz daha nişasta ezip ekleyerak ya da fazla katı olduysa biraz daha meyve suyu ekleyerek kıvamını tutturabilirsiniz. Pelte sıcakken epey akışkan bir kıvama sahip olmalı... Soğuyunca sertleşecektir.<br />Afiyet olsun..esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-83561469545184672852009-10-25T23:12:00.005+02:002009-12-10T19:27:30.358+02:00HAVUÇLU KEK<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidpL5Xh30R9uYBpbH9jmDIMmyrW5A4wuP0slgD7YhEAyTqGyT3gPfkxQ3NS4rOvIZgh-0JYR2u4RK6o_KE2hnBdkNbRCv_M4VnMx7F1_dLRIWalXfY-zMUegjyv-ycdxvY7w0tRJv9r5WI/s1600-h/havuclukek.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidpL5Xh30R9uYBpbH9jmDIMmyrW5A4wuP0slgD7YhEAyTqGyT3gPfkxQ3NS4rOvIZgh-0JYR2u4RK6o_KE2hnBdkNbRCv_M4VnMx7F1_dLRIWalXfY-zMUegjyv-ycdxvY7w0tRJv9r5WI/s400/havuclukek.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5396662041375160594" /></a><br />Evet biraz geç oldu ama biz de sonunda "Issız adam" ı seyrettik. Eh Issız Adam'ı seyredip de Havuçlu kek yapmadan olmaz tabii.. Yıllar önce bir kez yapmıştım sanırım ama sonra bir daha yapmamıştım.. Elimdeki tarifleri inceledikten sonra aşağıda göreceğiniz tarifi harmanladım. İçinde hiç yağ olmaması sizi şaşırtmasın içindeki havuçların verdiği nem sayesinde yumuşacık bir kek oluyor. Ama her kekte olduğu gibi şeker ve yumurtayı çırpma aşamasında mikserinizi epey bir kullanmanız gerekiyor. Ne kadar güzel köpürtürseniz o kadar yumuşak bir kekiniz olacak. Miktarları her zamanki gibi gr cinsinden yazıyorum. Bu konuda benden nefret edenler var ama İkea'da çok ucuza mutfak tartıları bulabilirsiniz. Pasta veya kek yapmayı azıcık seviyorsanız şu mutfak tartılarından bir tane edinmelisiniz:) <br />Bu tarifle yapılan kek miktarı büyük boy bir kutu kabı için uygun ölçüde. Eğer çırpma olayını yeterince uzatmış ve unlu karışımı katarken gerekenden fazla karıştırmadıysanız bu kek bir miktar kabaracaktır. O nedenle fırın kabınızın sadece 2/3'üne hamur doldurun. Daha da hamur artarsa bir küçük kaseye yada başka küçük bir kalıba bir mini kek yapıverin. Ama: kalıbınızın dibini çok iyi yağlayın ya da daha iyisi yağlı kağıt kullanın.. Bu kekin biraz tabana yapışma özelliği var. Aynı nedenle keki kalıptan çıkarmadan önce biraz soğumasını bekleyin. Bir de yaptığınız mini kekin pişme süresi büyük keke göre daha çabuk olacaktır. Büyük boy kek için 35-45 dak gerekirken mini kek için 20-25 dak. yeterli olacaktır. Kekin pişip pişmediğini tahta bir çubuk(ben çöp şiş çubuğu kullanıyorum) kullanarak anlayabilirsiniz. Çubuğu kekin içine saplayıp çıkarın. Çubuğun üzerinde halen çiğ hamur kalıntıları varsa daha pişmesi gerek demektir. Çubuk kekin içinden temiz çıkıyorsa pişmiş demektir.(Çocukken annemden öğrenmiştim)<br /><br />ISSIZ ADAM KEKİ<br />Malzemeler:<br />5 Yumurta<br />250 gr Şeker<br />1 paket vanilya şekeri<br />1 büyük havuç rendesi(yaklaşık 150 gr)<br />100 gr iri dövülmüş ceviz<br />200 gr un<br />1 tatlı kaşığı tarçın (isteğe göre arttırabilir ya da hiç kullanmayabilirsiniz)<br />1 paket kabartma tozu<br /><br />Üzerine serpmek için pudra şekeri<br /><br />Tarif<br />Unu, tarçın ve kabartma tozunu bir kaba eleyin. Havuç ve cevizi de bir kapta karıştırıp hazırlayın. Yumurta, şeker ve pudra şekerini mikser ile önce düşük sonra en yüksek devirde en az 5 dakika çırpın. Havuç ve cevizi ilave edip düşük devirde şöyle bir karıştırın. Un karışımını da ekleyip bir tahta kaşık ya da spatula yardımı ile hamura yedirin ama dikkat: bu aşamada fazla hızlı karıştırmayın yoksa biraz önce yumurtaları çırparken elde ettiğiniz köpükler söner ve kekiniz sönük ve sert olur. Hamurunuzu yağlanmış ya da yağlı kağıt serilmiş fırın kabınıza döküp. 175 derecelik fırında kabınızın büyüklüğüne göre 20-25 ya da 35-45 dak. pişirin. Yukarıda bahsettiğim yöntem ile arada pişip pişmediğini kontrol edin. Tarçınlı bir kek olduğundan üzeri daha çabuk kızaracaktır görüntüsüne aldanmayın!<br />Kek piştikten sonra acele edip hemen kabından çıkarmayın lütfen yoksa benim ilk seferde başıma geldiği gibi kekinizin yarısı kabın içinde kalabilir. Biraz ılındıktan sonra dikkatlice çıkartabilirsiniz. Ama lütfen nazik davranın çünkü yağ içermeyen pandispanya cinsi bir kek olduğundan çok yumuşak olacaktır.<br />Kekin üzerine soğuduktan sonra bir çay süzgeci yardımı ile pudra şekeri serpebilirsiniz.<br />Afiyet olsun..esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-29482477144254154032009-10-15T11:11:00.009+03:002010-12-05T22:37:59.950+02:00Vanilyalı Vişne pastası<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpGL9OF2bqr-Q-dr6fHuunwvGVMOW_hr4b0vV9XwZnouX9cVjtt6xE5Y0fZPi5W-55SMj_3qUCZEQthETM_mun7rc_lskpLaanUNbt4KpQBKsQuJax2x0KclAPRRPrnfrwVIIg7Vx8XKfo/s1600-h/visneva.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpGL9OF2bqr-Q-dr6fHuunwvGVMOW_hr4b0vV9XwZnouX9cVjtt6xE5Y0fZPi5W-55SMj_3qUCZEQthETM_mun7rc_lskpLaanUNbt4KpQBKsQuJax2x0KclAPRRPrnfrwVIIg7Vx8XKfo/s400/visneva.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5392757859849757554" /></a><br />Yaşasın Şehir Hayatı... Yeniden İzmir'deyiz, evimizdeyiz.. Dalyan'da geçirdiğimiz güzel yaz'ı arkamızda bıraktık ve şehrimize döndük.. Küçük bir sahil kasabasında birkaç ay geçirmek pek güzeldi ama doğrusu yeniden şehre döndüğümüz için de hepimiz mutluyuz. Şehir hayatının curcunasına çok renkliliğine alışkın bizim gibi insanlar için kasaba hayatı 3-4 aydan sonra rahatsız edici olmaya başlıyor. En güzeli ikisini kombine edebileceğimiz bir düzeni oluşturmak olacak!...<br />Şimdilik kızların okul-dershane-spor olaylarına kilitlendik. Bir yandan da başka bir telaşımız var ama onun sürprizi bozulmasın, bir başka yazıya kalsın..<br />Bugünkü pastamın orjinal tarifi İtalya'dan e-posta ile geldi.. Tarif Özlem'e ait ama ben ufak tefek eklentilerle bambaşka bir pasta yarattım. Orjinal tarifi okuduğumda çooook eskiden Bursa Turistik pastanesinde satılan "Alman Pastası"nı anımsadım.. Arası kremalı, üzeri pudra şekerli bu keki annem ilk gördüğünde pek şaşırmış ve "Almanya'da böyle pasta yok ki!" demişti..<br />Gülhan ve Ada bebek'in geleceklerini öğrendiğimde önce "Tuna Dalgaları" pastasını yapmaya karar vermiştim. Ama sonra denenecek tarifler klasörümde epeydir sıra bekleyen bu keki hatırladım ve biraz farklılaştırarak ilk denememi yaptım.Sonuçta Tuna dalgaları pastası ile Kara orman pastası arasında bir pasta oldu.. İkisinden de daha hafif ama çok lezzetli.. Vişne-Vanilya-Çikolata üçlüsünün harika bir bileşeni oldu.. Bu pastaya daha orjinal bir isim vermek isterdim bu konuda pek yaratıcı değilim ne yazık ki... Aranızda pastayı deneyenler olursa bu konuda fikirlerinizi istiyorum... Bu arada Defne pastaya bayıldı ve favorileri arasına kattı... Hatta bundan sonra Doğumgünü pastası olarak bunu istiyorum diyecek kadar ileri gitti:)<br />Tarif oldukça minik bir pasta için: 22 cm'lik kelepçeli bir kalıp kullandım. Daha büyük bir pasta için malzemeleri aynı oranda arttırmanız gerekir.<br />Şimdi Tarife geçelim:<br /><span style="font-weight:bold;">Vanilyalı Vişne Pastası<br />Kek Malzemesi</span><br />125 gr tereyağı<br />125 gr Un<br />125 gr Şeker<br />2 Yumurta<br />1/2 Paket kabartma tozu<br />1 Paket Vanilya şekeri<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Krema</span><br />2 Yumurta sarısı<br />2 Çorba kaşığı şeker<br />1 Paket vanilya şekeri<br />1 Çorba kaşığı Un<br />1 fiske tuz<br />250 ml (Bir büyük bardak) Süt <br /><br />3-4 Çorba kaşığı Damla çikolata ya da <br />rendelenmiş bitter çikolata<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Vişne peltesi</span><br />200 gr Vişne (dondurulmuş ya da taze)<br />2-3 çorba kaşığı Şeker<br />1 paket vanilya şekeri<br />2-3 Çorba kaşığı Nişasta <br />1/2 barda su ya da vişne suyu<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Çikolata cilası</span><br />100 gr Bitter çikolata<br />2-3 çorba kaşığı tereyağı<br /><br />Kek için oda sıcaklığında olan tereyağını biraz köpürene kadar çırpıp içine şekeri ve vanilya şekerini ilave ediyoruz. Bu aşamada çırpma süresi keklerde çok önemli çünkü kekin kabarması için çok önemli olan kabarcıkların oluşumundaki ilk adım burada.. Daha sonra yumurtaları birer birer ilave ederek her biri için birer dakika çırpmaya devam ediyoruz. (Bu aşamada çırpma süresini kısa tutarsanız kekiniz kabarmayabilir ve sert olabilir. Daha sonraki aşamada içine katılan kabartma tozu sadece bu aşamada elde edilen kabarcıkların daha büyümesini sağlıyor ama yeni kabarcık oluşturamıyor... )Un ve kabartma tozunu karıştırıp ilave edin ve bu aşamada artık çok fazla çırpmayın çünkü un ile beraber çok fazla çırparsanız daha önce yaptığınız kabarcıkların patlamasına neden olursunuz. Hamuru 22 cm'lik kelepçeli bir kalıba koyup 170 derecede 20-25 dak. üzeri altın sarısı rengini alana dek pişirin.Çırpma konusundaki ipuçlarına dikkat ettiyseniz harika bir kek olacaktır!<br />Kek biraz soğuyunca kelepçeli kaptan dikkatlice çıkarıp uzun bir bıçakla keki ortasından ikiye ayırın. <br />Arasına kotymak için önce vanilya kremasını hazırlayın: Sütü bir tencereye koyup kaynama noktasına kadar ısıtın. Ateşeten indirin. Bir kasede yumurta sarılarını şeker,vanilya şekeri tuz ve un ile çırpın. Bir yandan sürekli karıştırarark bu karışımı süte ekleyin. Şimdi sütü tekrar ocağa alıp sürekli karıştırarak pişirin ve kıvamı koyulaştığında tekrar ocaktan indirin. Biraz ılındıktan sonra pastanın taban parçasının üzerine dökün ve kenarlarına kadar gelecek şekilde yayın. <br />Vanilya kreması biraz soğuyunca damla çikolataları yada rende çikolatayı üzerine dökün.<br />Bu arada vişneleri bir tencereye alıp üzerine şekeri ilave edin. Bir taşım kaynatın ve ateşten alın. Bir kasede su veya meyve suyu ile nişastayı ezin ve bu karışımı vişnelere ilave edip bir taşım daha kaynatın. Koyu kıvamlı bir pelte elde etmiş olmanız gerekiyor. Fazla koyu olursa biraz su yada meyve suyu ilave edebilirsiniz. Fazla sulu olduysa biraz daha nişasta ezip katabilir ve bir taşım daha kaynatabilirsiniz. Vişne peltesi de ılınınca çikolata parçalı vanilya kremasının üzerine dökerek yayın. pastanın üst parçasını dikkatlice vişnelerin üzerine yerleştirin. <br />Çikolata cilası için bir tencereye su koyup ateşe koyun. Bu suyun içine bir kap koyup (ben mari usulü) tereyağı ve çikolatayı eritin. Oldukça akışkan bir hale gelene kadar ısıtın. Bazı çikolatalar erimemekte ısrar edebilir. O zaman içine biraz daha tereyağı koyabilirsiniz. Ama fazla ısıtmamaya ve içine kesinlikle su kaçırmamaya dikkat edin yoksa çikolatanın yapısı bozulabilir.. Bu malzemeyi henüz çok sıcakken pastanın üzerine çok ince bir tabaka halinde sürün..<br />Tüm pastayı buzdolabında en az 2-3 saat soğutun. (rahatlıkla bir gece önceden yapabilirsiniz...)<br />Afiyet olsunesinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-47858035904585771072009-09-02T17:53:00.009+03:002009-09-02T18:41:34.361+03:00Biscotti<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg74stG7Nd3-xJnTQ1LN3TfG92eWZXcoxO6a4ssjy2J4XmbfunDqeD-nn_Kr-gLqr-cLnFyNBpe-Pp0iBJCTL00Mx5JHxQaWbdzON1FPNpMSeeWV2g_2kSLjGY4V01zBacv-EzuJ6flhiUy/s1600-h/biscotti.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 267px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg74stG7Nd3-xJnTQ1LN3TfG92eWZXcoxO6a4ssjy2J4XmbfunDqeD-nn_Kr-gLqr-cLnFyNBpe-Pp0iBJCTL00Mx5JHxQaWbdzON1FPNpMSeeWV2g_2kSLjGY4V01zBacv-EzuJ6flhiUy/s400/biscotti.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5376894056402975810" /></a><br />Yaz bitiyor!!<br />Kano Otel'de harika bir yaz geçirdik. Harika insanlarla tanıştık ve artık çok yakında veda zamanı geliyor. Deneyip de fotoğraflamayı başardığım birkaç tarif sırada bekliyor ama bugün sıra Biscotti'nin.<br />Latince Biscoctus yani çift pişirilmiş anlamına gelen bir kelimeden türeyen "Biscotti" bir tür İtalyan kurabiyesi. Ama aslında kurabiye ile peksimet arasında bir yerlerde.. Çok eskiden GDO'lar ve koruyucu E maddeleri yokken uzun yolculuklarda ve savaş zamanlarında uzun süre dayanabilen bir ürün olarak rağbet görmüş. Bugün ise yağ içermeyen bir kurabiye olması nedeni ile ilginç olabilir diye düşündüm:) En basit hali ile 2 ölçü un bir ölçü şeker ve bunları bir hamur kıvamına getirmeye yetecek kadar yumurta olarak tarif ediliyor. Bendeki tarif tabiiki çok daha detaylı. Kano otelde ağırladığımız misafirlerimizden Deniz Hanım'a tarif için teşekkür ediyorum:) Burada sık sık yaptığım bu kurabiyeleri kıtır kıtır yerken ya da kahvemize banarken hep onu andık;)Doğrusu tarifi ilk gönderdiğinde pek şaşırmıştım çünkü hayatımda ilk defa yumurtanın bile gr cinsinden yazıldığı bir tarif görmüştüm. Bana tüm tarifleri gr cinsinden verdiğim için sitem edenlere duyrulur:)) Deniz Hanım'ın gönderdiği tarif biraz büyük ölçekli idi. Benim aşağıda vereceğim tarif onun azaltılmış versiyonu. Yumurtaları da tartarak adet haline dönüştürdüm. Yine de yumurtanın büyüklüğüne göre kendini ayarlamanız açısından bir yumurtanın yaklaşık 65 gr geldiğini yazayım. Çok küçük veya çok büyük yumurtalarınız varsa belki ölçerek koymanızda fayda olabilir.<br />Gelelim tarife:<br /><span style="font-weight:bold;">Biscotti</span><br />Malzemeler:<br />2 Yumurta (130 gr)<br />225 gr Toz şeker<br />250 gr un<br />150 gr file badem veya fındık<br />1/2 paket kabartma tozu<br />1 paket vanilya şekeri<br />2 limon kabuğu rendesi(en ince rende ile rendelenmiş)<br /><br />Tarif:<br />Yumurta ve şekerleri iyice köpürene kadar çırptıktan sonra Un, Kabartma tozu, Vanilya, file badem veya fındık ve limon kabuklarını ekleyerek yumuşak ama şekil alabilen kıvamda bir hamur elde edeceksiniz. Hamur kıvamı epey yumuşak olduğundan büyük boy bir fırın tepsisine yağlı kağıt koyup hamuru yağlı kağıda uzun bir somun şeklini alacak şekilde dökün. Şekil vermek için yağlı kağıda sarıp biraz rulo haline de getirebilirsiniz. Bu somunu 140 derecede yaklaşık 40 dakika pişirdikten sonra iyice soğutun.(Ama soğutmadan önce mutlaka köşesini kesip sıcakken yiyin! NEFİS) Soğuyan somunu en fazla yarım cm olacak şekilde dilimleyip yeniden yağlı kağıt ile kaplanmış fırın tepsisine dizin. Bu kez de yine 140 derecede dilimli kurabiyeler hafif sararıp iyice kuruyana kadar fırında kurutun. Bu kurabiyeleri soğuttuktan sonra hemen kavanoza kaldırısanız haftalarca dayanabiliyorlar. Dalyan'ın nemli ve sıcak havasında bile hiçbirşey olmadı..<br />Bu arada metroya girebilen şanslılardan değilseniz file badem vs bulamayabilirsiniz. Ben yokluk zamanlarında kabuğu soyulmuş çiğ badem de kullanıyordum. keserken biraz daha zor oluyor ama tadında bir fark yok.<br />Afiyet olsun.esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-68163349709878106062009-07-30T18:42:00.010+03:002009-07-30T20:16:13.427+03:00"Yaz Meyveli" Kek<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixLQS4EHZ0rEOdNk2ho5dBNEL9vwYPFIhqwiZarg7uO1h-Oj4s9MQtteytia7KRAQtzTrkC5eUKOOvsSeIesTfHezvuxjLIver60un1m06xHH8fOINqNstVrVtPm4YWiOaX27oqik6LpFq/s1600-h/kirazlikek.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixLQS4EHZ0rEOdNk2ho5dBNEL9vwYPFIhqwiZarg7uO1h-Oj4s9MQtteytia7KRAQtzTrkC5eUKOOvsSeIesTfHezvuxjLIver60un1m06xHH8fOINqNstVrVtPm4YWiOaX27oqik6LpFq/s400/kirazlikek.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5364297799833912594" /></a><br />"Dalyan Deltası<br />Kafam biraz karışıktır oldum olası"<br /><br />Dalyan Kano oteldeyiz ve burada sık sık Bülent Ortaçgil'in Dalyan şarkısını dinliyoruz..Burası harika insanlarla tanışmamıza vesile oluyor ve bu güzel ortamda bulunmaktan hepimiz büyük keyif alıyoruz. Ama her sabah "Nilk" adını verdiği Nil kaplumbağasını peynirle besleyen, her yaştan ve cinsiyetten misafirimizle müthiş bir muhabbete giren, babasıyla her cuma Ortaca pazarına giden, Nehire giren, İztuzuna giden ve çeşitli tekne turlarına katılma şansına kavuşan Doğa buranın tadını en güzel çıkaran kişi... Defne ise geceleri yaptığı ışıklı Poi gösterileri ile gece animasyonumuzu sağlıyor.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh18_P28gyqMjZ7drPDBWhh37FpoKWYaNDpvGmDQgDblvp7pY0JIe1yy-AVc7Yj3rkGL1tgbhHEpD2GXF9LfAk6uwR7lwyYEkjpPTw7PFhWjePNi72R3FTL6-ZSuK-aSl7YRxJ4uDLaE1jn/s1600-h/poi.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh18_P28gyqMjZ7drPDBWhh37FpoKWYaNDpvGmDQgDblvp7pY0JIe1yy-AVc7Yj3rkGL1tgbhHEpD2GXF9LfAk6uwR7lwyYEkjpPTw7PFhWjePNi72R3FTL6-ZSuK-aSl7YRxJ4uDLaE1jn/s400/poi.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5364301072761866658" /></a><br /> Defne Poi gösterisini yapıyor.. Arka planda Kaya mezarları!<br /><br />Kano otelin yeni web adresi <a href="http://www.kanootel.com">www.kanootel.com </a><br /><br />Burada her gün bir kek ya da kurabiye yapma şansım var ama genellikle daha önceden denenmiş tarifleri uygulamayı tercih ediyorum. Bugün yazacağım tarif aslında yıllardır yaptığım bir "yaz keki" Burada da defalarca yaptığım halde bir türlü fotoğrafını çekememiştim. Sonunda dün fotoğrafladığım kirazlı kek'in fotoğrafı yukarıda, tarif ise aşağıda. Ben dün kirazlı yaptım ama şeftali, üzüm, vişne, elma gibi pek çok yaz meyvesi ile çok güzel oluyor. Bu kekin püf noktası yayvan bir tepsiye yapılması ve üzerine ince dilimlenmiş meyveler (şeftali ve elma için) konması. Böylece az hamurlu bol meyveli dilimler elde ediyorsunuz. Elmalı yaptığınızda hamurun içine biraz tarçın da ilave edebilirsiniz. Ya da vişneli yaptığınızda hamura 3-4 çorba kaşığı kakao ve 1-2 çorba kaşığı süt ekleyerek kakaolu bir kek de elde edebilirsiniz. <br /><br />Yaz Meyveli Kek<br /><span style="font-weight:bold;">Malzemeler</span><br />125 gr Tereyeğı<br />175 gr şeker<br />1 paket vanilya şekeri<br />3 yumurta<br />175 gr un<br />1 tatlı kaşığı kabartma tozu<br />2-3 çorba kaşığı süt<br /><span style="font-weight:bold;">Meyveler</span><br />evde bulunan herhangi bir yaz meyvesinden 500-750 gr<br />ayıklanmış, çekirdekleri çıkarılmış ve gerekiyorsa ince dilimlenmiş olarak<br /><br />üzerine serpmek için 1-2 çorba kaşığı pudra şekeri ve bir çay süzgeci<br /><br /><span style="font-weight:bold;">Tarif</span><br />Meyveleri hazırlayıp bir kenara koyduktan sonra yumuşak kıvamlı tereyağını (bu yaz sıcaklarında 20 dakika kadar dışarıda durması yeterli!)şeker ve vanilya şekeri ile mikserde önce düşük sonra yüksek devirde çırpın. Sonra birer birer yumurtaları ilave edin ve her yumurta için yaklaşık yarım dakika çırpın. Ayrı bir kaba elediğiniz un kabartma tozunu da yavaşça karıştırarak ilave edin. Hamurun kıvamı yumuşak ve hafif akışkan olmalı. Eğer kıvamı sert olduysa 1-2 çorba kaşığı süt ilave ederek karıştırın. Fırınınızı 175 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayın. <br />Yağlamış olduğunuz fırın tepsisine(benimki yaklaşık 35*25 cm boyutlarında) hamuru yayıp üzerine meyveleri serpin. meyvelerin bir kısmı hamur pişerken içine batacaklardır o yüzden şekil vermek için fazla da uğraşmayın;)<br />Fırında pişme süresi yaklaşık 25-30 dakika olacaktır ama fırınınızın pişirme süreleri farklılık gösterebilir o nedenle ilk kez yaparken 20. dakikadan sonra ara sıra fırına göz atın. üzeri kızarmaya başladıysa pişmiş demektir. <br />Soğuduktan sonra servis sırasında üzerine bir çay süzgeci yardımıyla pudra şekeri serpebilirsiniz. <br />Bu arada Bülent Ortaçgil'in "Dalyan" şarkısının sözlerini merak edenler için sözleri aşağıya yazıyorum.. <br /><br />Dalyan Deltası…<br />Kafam Biraz Karışıktır Oldum Olası<br />Denize Doğru, Yüzlerce Yol Var<br />Ama Hangisi Doğru Hangisi Çıkmaz?<br />Aman, Sen Bir Yana Ben Bir Yana<br />Ayrı Düşmüşüz Yan Yana<br />Karşımız Deniz<br />Yardım Et Yoksa Gidemeyiz<br />Kıyıda Bir Saz Gibi Yalnızlık Olmaz<br />Dalyan Deltası Yaşamın Ta Kendisi<br />Düğümdür Dokusu<br />Öyle Kolay Çözülmez<br />Aman, Sen Bir Yana Ben Bir Yana<br />Ayrı Düşmüşüz Yan Yana<br /><br />Bülent Ortaçgil<br /><br />Bir de burada kullandığım klavye artık bazı harfleri yazmaz olmuş!... Yazımda bulacağınız hatalar tamamen klavye kaynaklıdır yine de ben özür dilerim:)esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-3422580991787446222009-06-12T22:39:00.003+03:002009-06-12T23:17:14.207+03:00Naneli Limonata<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9yskqO61FtotXrOtQ6rWR5iQFCGYrXLF7S7v-qOPPG1HuO-QHvqw1aHKfm6H2d8XYy45KCUZLTdxbFw5lvEGGy0traShvThU4y8s7Cq6F44nzmtdefpKmRkL4RsSrt69jgqCJjMBrnkGT/s1600-h/limonata.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 267px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9yskqO61FtotXrOtQ6rWR5iQFCGYrXLF7S7v-qOPPG1HuO-QHvqw1aHKfm6H2d8XYy45KCUZLTdxbFw5lvEGGy0traShvThU4y8s7Cq6F44nzmtdefpKmRkL4RsSrt69jgqCJjMBrnkGT/s400/limonata.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5346536741085767922" /></a><br />Meğer ne çok seveni varmış Naneli Limonata'nın... Yaklaşık bir yıl önce bir yerlerde Naneli Limonata ile ilgili bir yazı okumuş sonra kendi limonata yapma tekniklerim ile birleştirmiş ve ilk denemelerimi yapmıştım. Sonra Dalyan'da Hande'nin Mojito yapışını seyrederken Naneli Limonata'nın da aynı şekilde yapılabileceğini düşündüm ve sonuçta aşağıdaki tarifi uygulamaya başladım. Tüm içenler çok beğenip ısrarla blog'da tarifini arar olunca ben de bloguma eklemeye karar verdim. Fotoğraf Emre ile Deniz geldiğinde Emre Limonataya saldırmadan az önce çekildi.. <br />Eski limonata tariflerinde mutlaka limonun kabuğu rendelenir ve şekerle harmanlanarak bekletilirmiş. Ancak bizim zamanımızda artık ilaçlanmamış limon bulmak neredeyse imkansız olduğu için ben limon kabuğunu pek kullanmıyorum. Organik ürünler kullanma şansına sahip olanlar limon kabuklarını rendeleyip nane-şeker karışımına ilave edebilirler..<br /><strong>Malzemeler</strong><br />6-7 adet Limon<br />12-15 çorba kaşığı şeker<br />12-15 dal Taze Nane<br />1,5 - 2 lt su<br /><br /><strong>Tarif</strong><br />Vaktiniz varsa birkaç saat önceden 10-12 çorba kaşığı şekeri bir bardak su ile bir cezvede kaynatıp bir şerbet elde edin ve soğutun(Vaktiniz yoksa limonatayı daha sonra bol buzla soğutabilirsiniz). Şimdi Naneden bir kaç dalı dekorasyon için ayırıp diğerlerinin sadece yapraklarını çukur bir kaba koyun. 1-2 çorba kaşığı şekeri bu nane yapraklarının üzerine koyup baharat ezmek için kullandığınız bir havan eli(sarımsak kokmasın lütfen!!) ya da tahta bir kaşık ile nane ve şekeri ezerek nanelerin nefis kokusunun ve aromasının çıkıp şekere karışmasını sağlayın. Bu karışımın üzerine limonların suyunu sıkıp dökün. Mümkünse bu karışımı 30-60 dakika dinlendirin (aceleniz varsa dinlendirmeden de oluyor!) <br />Servisten önce nane-şeker-limon suyu karışımını ince telli bir süzgeçten ya da bir tülbentten geçirip şekerli şerbet ve soğuk suyu üzerine ilave edin. Suyun ve şerbetin tamamını dökmeden arada bir lezzetini kontrol edin ki sizin damak tadınıza en uygun tatlılıkta limonatayı elde edin.<br />Bardaklara servis sırasında içine bol buz ile beraber bir dal nane, bir dilim limon ve birer pipet koyun..<br />Alternatif bir sunum için bir gün önceden buz kalıplarına nane yaprakları ile beraber su koyup dondurun ve bardaklara bu naneli buzlardan koyun ;)<br />Bir Alternatif daha; Limonatayı su yerine maden suyu ile sulandırırsanız nefis bir gazoz elde edersiniz. <br />Bu limonatanın her türlüsü Bacardi ile yaz akşamlarında çok iyi gidiyor:) bknz."Mojito"esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-86556364439527947522009-05-31T22:29:00.003+03:002009-05-31T22:58:54.666+03:00Çilek Rüyası<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKIdWZh26t8oJdxkfWhk7x5oHiM0Bxsvvd73pA1-Fez8-FFBlplcuyj-br3ixjbYZ3Udzf2CtO-B5twvrQ-9yWkM2iNSBTtestfvfm9mMk2J6Gl8gfDgrhXfKKbZ4FLsVzLcfxqfTVHcpJ/s1600-h/cilekruyasi.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 266px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKIdWZh26t8oJdxkfWhk7x5oHiM0Bxsvvd73pA1-Fez8-FFBlplcuyj-br3ixjbYZ3Udzf2CtO-B5twvrQ-9yWkM2iNSBTtestfvfm9mMk2J6Gl8gfDgrhXfKKbZ4FLsVzLcfxqfTVHcpJ/s400/cilekruyasi.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5342079551118042578" /></a><br />Haftasonunda minik Lara ile ziyaretimize gelen Emre ile Deniz'e hangi pastayı istersiniz diye sorduğumda daha Bursa'da yeni yemiş olmalarına rağmen "Elma Rüyası" cevabını verdiler.. Ama manavdaki çilekleri gördükten sonra Elma rüyası yerine onun biraz değiştirilmiş bir versiyonu olan "Çilek Rüyası" yapmaya karar verdik.<br />Daha önce mutfak dergilerinden birinde görüntü olarak buna benzeyen bir tatlı görmüş ve sunumu çok beğenmiştim. Bu tatlı için biz yaklaşık 1 kg çilek kullandık ama biraz daha az miktarda da kullanabilirsiniz. Artan çilekler için size bir fikir verebilirim:<br />Çileği ben pek seviyorum ve mevsiminde haftada 2 kez alıyorum ama alındığı gün tüketilmezse ertesi güne de kalmaması gereken pek narin bir meyve... Bu nedenle o gün yenmeyeceği belli olduktan sonra çilekleri çok az bir miktarda pudra şekeri ve birkaç damla limon suyu ile blender'dan geçirip çilek püresi elde ediyorum ve bu püreyi buz küpleri hazırlamakta kullanılan plastik kaplara koyuyorum. 2-3 saat sonra donmuş olan çilek küplerini bir buzluk poşetine ya da bir buzluk kabına koyup ağzını sıkıca kapıyorum. Bu şekilde elde ettiğim çilek küplerini dondurma sosu olarak, çilekli süt hazırlamak için ya da çilekli pastalar için kullanabiliyorum ve taze çilek lezzetinde oluyorlar. Küpler halinde olduğundan porsiyonları da uygun şekilde ayarlayabiliyorum. Bu fikir nedeniyle bu yazıya dipfriz etiketi koyacağım ama aşağıdaki tatlı dipfrize koymak için pek uygun değil:)<br />Malzemeler:<br />8-10 adet kedi dili bisküvi<br />1/2 bardak elma suyu<br />1 paket pastörize krema(250 ml)<br />250 gr süzme yoğurt<br />2 paket vanilya şekeri<br />3-4 çorba kaşığı pudra şekeri<br />1 kg çilek<br />1 muz<br />2- çorba kaşığı limon suyu<br /><br />Tarif:<br />Çilekleri yıkayıp ayıkladıktan sonra muzu dilimleyip kararmaması için üzerine limon suyunu dökün.İyice soğutulmuş kremayı soğutulmuş bir kabın içinde önce düşük sonra yüksek devirde iyice çırparak köpürtün, vanilya şekeri ve pudra şekerini ilave ederek biraz daha çırpmaya devam edin. Süzme yoğurdu da katıp biraz daha çırpın ve bu aşamada tadını kontrol edin gerekiyorsa biraz daha pudra şekeri ilave edebilirsiniz..<br />Şimdi 6 adet büyükçe su bardağını alın (viski bardakları dah da uygun) bardakların dibine birer kaşık krema karışımı koyup üzerine elma suyuna batırarak ıslattığınız kedi dili bisküvilerinden koyun üzerine muz ve çilek karışımını koyup tekrar krema - kedi dili - meyve karışımı olacak şekilde bardak dolana kadar dizmeye devam edin.<br />En üste birer kaşık krema gelecek şekilde miktarı ayarlamaya çalışın. <br />Bu tatlı buzdolabında birkaç saat durabilir ama ertesi güne kalırsa güzel olmaz. Aynı gün içinde tüketmenizi tavsiye ederim. Ama zaten merak etmeyin o kadar nefis oluyor ki ertesi güne kalmayacaktır;)esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-34039625882631538812009-05-31T16:03:00.006+03:002009-05-31T16:50:37.124+03:00Derya'nın Su Böreği<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjO_s0GkGlH22yypBrbki9NceP_pskF3dFzxRsQfiVCwUu4EzNGX8khBy3nhuoQiyCo15gvyx8CfYc4dQOHhzmEqZRQxTSwAsQxK6ldoYLI0lBa9-yAbY67H9cDEsMFJ7gO24sXIQBhURrD/s1600-h/100_8069k.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjO_s0GkGlH22yypBrbki9NceP_pskF3dFzxRsQfiVCwUu4EzNGX8khBy3nhuoQiyCo15gvyx8CfYc4dQOHhzmEqZRQxTSwAsQxK6ldoYLI0lBa9-yAbY67H9cDEsMFJ7gO24sXIQBhURrD/s400/100_8069k.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5341983686366695138" /></a><br />;) Hepimizin tarif defterlerinde böyle isimler vardır.. Annemin limonlu pastası, Nur Yengenin çorbası, Tante İlse'nin Brownie'si, Tante Helga'nın elmalı pastası ve Derya'nın Su böreği gibi.. Ben tarifi seneler önce Derya'dan almıştım ve bu nedenle benim defterime bu isimle girdi. Aynı tarif bir başka defterde bir başka isimle anılıyordur muhakkak.. Bu anonim tarif muhtemelen pek çok yemeksever tarafından biliniyordur ama annem benden ısrarla tarifini isteyince ve ben de bu aralar iki gün ara ile bu böreği pişirince bloguma girmeye hak kazandı.. Geri bildirimlerini bekliyorum anne!<br /><br />Çocuklu ailelere mutlaka tavsiye ederim çünkü bizim kızların ikisinin de favori böreği bu... Geçtiğimiz haftasonu ilk kez bizi ziyarete gelen yeğenimiz Lara bebek de ilk kez börek yedi:)Sanırım onunda favorileri arasına girecek.. <br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNl7dNf14FA9X3A8odpOEU124rrE9sOv9UstI8LiklHiAJsq3tDYRU-c1G2YZDnpXWeKAop2hUocerGq4shjom0oik-_5Q-psxtg8ofG4CVCgxuCgR7QD_4Ck21ZMfoBb6LDcYiE3hUy0F/s1600-h/100_8038k.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 267px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNl7dNf14FA9X3A8odpOEU124rrE9sOv9UstI8LiklHiAJsq3tDYRU-c1G2YZDnpXWeKAop2hUocerGq4shjom0oik-_5Q-psxtg8ofG4CVCgxuCgR7QD_4Ck21ZMfoBb6LDcYiE3hUy0F/s400/100_8038k.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5341983693671710338" /></a><br />Kıvam olarak biraz su böreğini, biraz da fırında makarnayı andırıyor ve bu böreği yaptığınız yufkaların ille de incecik olması gerekmiyor. Market tipi paketli yufkalarla da gayet güzel oluyor. Hatta bence onlar malzemeyi daha iyi çektiklerinden onlarla daha bile güzel oluyor.. Böreğin aslında tek özelliği bir gece önceden hazırlanıp buzdolabında bekletilmesi.. Böylece sütlü yumurtalı karışımı yufkalar iyice emip yumuşacık lezzetli bir börek elde ediyorsunuz..Yapması da pek kolay:<br /><br />Malzemeler:<br />4 yufka<br />3 yumurta<br />2 bardak süt (400ml)<br />2 çorba kaşığı yoğurt<br />1/2 çay bardağı sıvı yağ(70 ml)<br />400-500 gr böreklik lor<br /><br />Büyük boy kare Borcam ya da 25*25 boyutlarına uygun bir fırın kabı<br /><br />Tarifi:<br />Fırın kabını yağlayıp hazırlayın. Yufkaları yarıya keserek uzun kenarına biraz lor dökerek(çok fazla koymayın)yufkayı gevşekçe bir rulo halinda sarın sonra da biraz büzerek fırın kabına yerleştirin. Aynı işlemi diğer yufkalarla tekrarlayarak hepsini helezonik olarak fırın kabına yerleştirin. Uygun boyutta bir fırın kabı kullanıyorsanız yufka ruloları biraz sıkıştırarak da olsa kaba sığacaktır.<br />Süt, yumurta, yoğurt ve sıvıyağı derin bir kapta çırparak karıştırın ve bu karışımı yufkaların üzerine dökün. Şimdi kabın üzerini bir streç folyo ile kapatarak en az bir gece boyunca buzdolabında bekletin. Bu süre boyunca yufkalar sütlü karışımı iyice emeceklerdir.Ertesi gün Fırında 180 derecede üzeri güzelce kızarana dek yaklaşık 30-40 dakika pişirin... <br />Önce güzelce kabaran bu börek ne yazık ki sonra iniyor.. Benimki de kesilip fotoğraflanana kadar epey sönmüştü ama lezzetinden birşey kaybetmiyor:)esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6029965721630152283.post-752790075721143432009-05-25T22:25:00.004+03:002009-05-26T08:34:49.340+03:00Waffel<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-R8lJvJY97Pfxlus51omvB8ld7sYMKZzLIZdVMLonmxNpBk2AfR5a2_CwfA3A1z9iJOopI0dMBYswZ-1Ld4tDaP5s2FG063rZTWdtJJBhfvj8MCj4vAZY55NNj3I-WkrUajY0on1590sA/s1600-h/waffel002k.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 267px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-R8lJvJY97Pfxlus51omvB8ld7sYMKZzLIZdVMLonmxNpBk2AfR5a2_CwfA3A1z9iJOopI0dMBYswZ-1Ld4tDaP5s2FG063rZTWdtJJBhfvj8MCj4vAZY55NNj3I-WkrUajY0on1590sA/s400/waffel002k.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5339861674610690434" /></a><br />Waffel denildiğince pek çoğunuzun aklına mis gibi vanilya kokusu ile beraber diktörtgen şeklinde üzeri binbir çeşit meyve ve sosla tatlandırılan bir tür belçika tatlısı geliyordur. Oysa Waffel benim için yuvarlak olmalı ve bu yuvarlaklar küçük kalplerden oluşmalıdır. Hamuru incecik olmalı ve üzerine sadece taze çırpılmış krema ve sıcak vişne sosu konmalıdır. Hadi hava çok sıcaksa dondurma ile soğuk vişne sosu da olabilir.. Ama sadece o kadar... <br />Waffel kelimesinin kökünün Flamanca'da arı peteği anlamına gelen bir kelimeden geldiği düşünülmekle beraber waffel yapmakta kullanıldığı düşünülen ilk waffel presleri 9. yy civarına tarihlenerek Belçika'da bulunmuş. Almanya'da her panayır'da muhakkak satılan waffel'lar için yüzlerce tarif olmakla beraber benim favori tarifim "Das Dr. Oetker Grundbackbuch" kitabımdan. Waffel'ları hazırlamak için <a href="http://www.tchibo.com.tr">Tchibo</a>'dan aldığım ikili bir Waffel makinası kulanıyorum. Türkiye'de satılan Waffel makinalarının çoğu dikdörtgen şeklindeki kalın Belçika Waffelları hazırlamak için kullanılıyor. Benim tercihim daha ince olan yuvarlak Alman tipi waffeller!.<br />Yukarıdaki Fotoğraf ise yine Dalyan Kano Otel'de çekildi. (Bu arada Kano otel internet sitesine bir süredir virüs uyarısı nedeniyle giriş yapılamıyor, yeni sitemiz hazırlanıyor!)<br />Waffel <br />Hamur için malzemeler:<br />175 gr Tereyağı<br />175 gr Şeker<br />1 paket vanilya şekeri<br />4 Yumurta<br />1 fiske tuz<br />200 gr Un<br />50 Gr Nişasta<br />1/2 tatlı kaşığı Kabartma Tozu<br /><br />Üzerine<br />250 gr dondurulmuş vişne<br />2-3 çorba kaşığı şeker<br />1-2 çorba kaşığı nişasta<br /><br />1 paket pastörize krema<br />Sıcak günlerde kremanın hemen yumuşamasını engellemek için bir poşet krema sertleştirici kullanabilirsiniz.<br /><br />Tarif:<br />Öncelikle Vişne sosu için vişneleri bir tencereye alıp nişasta ve şekeri üzerine ilave edin, vişneleri bir taşım kaynatıp tadını ve kıvamını kontrol edin. Gerekiyorsa şeker ya da biraz suyla ezilmiş nişasta ilave ederek ya da çok katı kıvamlı olduysa biraz su ilave ederek yumuşak kıvamlı bir pelte elde edin. Pelte soğuk yenecekse önceden hazırlayıp soğutmuş olmalısınız, Alman usulü sıcak pelte koyacaksanız tencerede kalabilir.<br />İyice soğuttuğunuz kremayı yine soğutulmuş bir kabın içinde soğutulmuş çırpma telleri ile mikserde önce düşük sonra yüksek devirde çırparak kıvamlı bir hale gelmesini sağlayın. Hazır kremayı iyice soğuması için hamur hazırlanana kadar buzluğa da koyabilirsiniz. Ya da buzdolabının en üst rafına koyarak serin kalmasını sağlayın. Eğer ortam çok sıcaksa ve krema bir müddet servis için dışarıda duracaksa kremayı çırptıktan sonra bir paket krema sertleştirici ilave edebilirsiniz. <br /><br />Hamur için; Tereyağını eritip mikserle köpürene kadar çırpın. Şeker ve vanilya şekerini ilave edip çırpmaya devam edin. Birer birer yumurtaları(oda sıcaklığında olurlarsa hamur daha güzel olur) ekleyip tuzu da katın. Un,nişasta ve kabarta tozunu bir süzgece koyup(İkea'da özel un süzgeçleri var eleyerek hamura karıştırmak için çok pratik) orta devirde çırparken yavaş yavaş hamura ilave edin. Akışkan kıvamlı bir hamur elde etmiş olmalısınız. Eğer kıvamı fazla sert olduysa biraz süt yada su koyarak akışkan hale getirebilirsiniz. <br />Waffel makinanızı yağlayıp(yeni modeller genellikle pek yağlanmayı gerektirmiyorlar!) ısıtmaya başlayın. Makine iyice ısındığında yaklaşık bir büyük servis kaşığı dolusu hamuru hızlıca makinenin içine yayıp kapağını kapatıp bir süre bastırın. Bu sürede hamur ısınıp makinenin içine yayılacaktır. Makinenin cinsine göre 1-2 dakikada waffellar üzeri kızararak servise hazır hale geleceklerdir. Hazır olan Waffel'ları bir tel ızgara üzerine alıp sonra da fazla soğumasını beklemeden önceden hazırladığınız krema ve vişne sosu ile servis yapın. <br />Yalnız waffel servisi yapmak biraz Mangal başında durmaya benziyor, mutlaka makinenin başında durmak gerekiyor ve siz ancak sonuncu waffel pişirildikten sonra misafirlerinizin yanına geçebiliyorsunuz. Benimki gibi açık mutfağı olanlar bu sırada muhabbetten kopmadan waffel pişirebilirler:) <br />Her waffel üzerine bir kaşık krema ve bir kaşık vişne peltesi ile servis edilir.<br />Bu arada waffel servisi için yaratıcılığınıza sınır koymayın.. Çeşit çeşit meyvelerden çikolata soslarına ve dondurmalara kadar pek çok malzeme waffel'lara yakışıyor..esinhttp://www.blogger.com/profile/15660473313172975010noreply@blogger.com1