24 Şubat 2011

Tabansız Kaesekuchen No:2 (cheesecake)


Bu pastayı sömestre tatilinde annem bizim için hazırlamıştı. Ne yazık ki fotoğraf makinemi almayı unuttuğumdan onun yaptığı pastanın fotoğrafını çekemedim ve bu çok kolay kaesekuchen tarifini bloga ekleyebilmek için geçtiğimiz haftasonunda kendim yapıp fotoğrafladım. Annem yaptığında arasına şeftali koymuştu ve şeftali kaesekuchen'a çok yakışmıştı. Ben buzluğumda frambuaz olduğundan arasına dondurulmuş frambuaz koydum ama aslında hiç meyve koymadan yani tam Alman usulü de çok çok güzel olabilecek bir pasta. İlla meyve olsun derseniz bence bir önceki tabansız cheesecake tarifimde anlattığım şekilde üzerine bir kırmızı meyve peltesi koyarsanız böylece üzerinede oluşabilecek çatlakları da kapatmış olursunuz;) Bu pastanın en güzel yanı inanılmaz kolay olması.. Tek püf noktası doğru fırın ısısını yakalayıp üzerini çatlatmadan pişirmek. Ama o da ancak tecrübe ile olabilecek. Ayrıca üzeri çatlak olsa da lezzetinden birşey eksilmiyor!

Sömestre tatillerinde Bursa'ya gitmek benim için her zaman çocukluğuma, gençlik yıllarıma bir geri dönüş gibi oluyor. Çocukluk yatağımda yatıp o eski manzaraya uyanmak bana müthiş bir huzur veriyor. Bazen sabahları uyandığımda mutfaktan gelen tıkırtıları dinlerken sanki o evden hiç ayrılmamış gibi hissederim.. Sonra birden kapım açılır ve içeri bir fişek dalar! GÜNAYDIN ANNE! diye bağırarak Doğa beni daldığım eski zaman rüyalarımdan çekip alır ve şimdiki hayatımın tatlı kaosuna dalıp oma ile dedenin bizleri şımartmasının keyfini hep beraber süreriz..

Tabansız Kaesekuchen No:2 için Malzemeler:
200 gr Tereyağı
1 Kg Süzme yoğurt (Ekşi olmayan bir cinsini tercih edin)
250 gr Şeker
1 paket vanilyalı puding tozu
5 yumurta (ayrı ayrı çırpılacak)

2 avuç dondurulmuş frambuaz (isteğe bağlı) ya da 2-3 adet konserve şeftali (ince dilimler halinde)

Tarif:
Eğer 3 adet çırpma kaseniz varsa; birine yumurta aklarını, birine yumurta sarılarını birine de yumuşak kıvamdaki tereyağı ile şekeri koyup malzemeleri güzelce çırpın. Şeker tereyağının içinde iyice erimiş ve karışımın rengi açılmış olmalı, yumurta akları bembeyaz köpürmüş ve kaşıkla aldığınızda arkasında iz bırakıyor olmalı, yumurta sarıları da iyice köpürmüş ve renkleri açılmış olmalı. Çırpma işine yumurta aklarından başlayıp sonra sırası ile yumurta sarılarını ve en sonunda da tereyağı şeker karışımını çırparsanız aralarda çırpıcınızın tellerini yıkamak zorunda kalmazsınız. (Bulaşık yıkamayı sevmediğim belli oluyor sanırım;)
Eğer benim gibi bir mutfak robotu ile çalışıyorsanız ya da tek bir çırpma kaseniz varsa; işe yumurta akları ile başlayıp her malzemeyi gereğince çırptıktan sonra büyükçe bir kaba alıp diğer malzemeyi çırpma kabına alın. Aynı sıralamayı burada da izlerseniz(yumurta akları, yumurta sarıları, tereyağı şekler karışımı) her seferinde kaseyi yıkamadan bu işi yapabilirsiniz. (Not: Yumurta akları çırpılırken içine yağ ya da yumurta sarısı gelirse gereğince köpürmez)
En son çırptığınız tereyeğı şeker karışımına önce vanilyalı puding'i sonra süzme yoğurdu ilave edip hafifçe çırpın ya da karıştırın ve son olarak tüm malzemeleri bu karışıma ilave edip bir kaşık ya da spatula yardımı ile yavaşça birbirine karıştırın. Elde edeceğiniz malzeme oldukça sıvı olacak ama pişerken kaesekuchen kıvamına gelecek.
En az 28 cm çapında bir kelepçeli fırın kabına bu karışımı döküp (Eğer meyve kullanacaksanız önce karışımın yarısın döküp meyveleri yerleştirin sonra kalan karışımı üzerine ilave edin) 160 - 180 derecede yaklaşık 1 saat pişirin. 1 saat dolmadan üzeri kızarmaya başlarsa bir alüminyum folyo ile üzerini kapatıp pişirme işlemine öyle devam edin. Kalıbınızın en az 28 cm olması gerçekten önemli çünkü daha küçük bir kalıp için bu malzeme fazla gelip taşabilir. Son aşamada üzeri hafifçe kızarmış bir hale gelmiş olmalı. Ben pişirdiğimde 180 derecede pişirdim ve üzeri biraz çatladı. Bir dahaki sefere ısıyı biraz daha düşük tutmayı deneyeceğim. Ama bu her fırın modeline göre değişebileceğinden siz de mükemmel sonuca ancak birkaç sefer sonra ulaşabilirsiniz.

Eğer sunumun mükemmel olmasını istiyorsanız çatlakları kapatmak için kırmızı orman meyveleri peltesi ile süsleyebilirsiniz.

29 Aralık 2010

Kral Pastası


Elvire... Çocuklarımız sayesinde tanışmış olsak da biz aradan geçen yıllarda dostluğumuzu onların arkadaşlığından çoook daha ilerilere taşıdık.. Beraberce ikinci çocuklarımızın doğumuna ve onların büyümesine; anaokuluna, ilkokula başlamasına şahit olduk. Kendi anne ve babalarından çok uzaklarda yaşayan ebeveynler olarak acil durumlarda birbirimizin çocuklarına baktık. Blogumun neredeyse ilk yazılarından biri olan Tarte Tatin tarifi de Elvire'e aitti. Bugün yazacağım Kral pastası da Elvire'den.
Fransa'da yeni yılın ilk pazar günü yapılan bu pastanın içinden porselenden yapılmış minnacık bir figür çıkıyor. Bu figürler minik birer oyuncak bebek olabildiği gibi minik hayvanlar, çizgi film karakterleri(yeni nesil için:), taç ya da başka şekillerde de olabiliyor. Bu figür kime çıktıysa o kişi günün kralı ya da kraliçesi oluyor ve başına özel olarak hazırlanmış bir taç takılıyor. Yıllar önce Elvire bizi kral pastası yemeye davet ettiğinde tam olarak ne ile karşılaşacağımızı bilmiyorduk ama o gün çocuklarla beraber o kadar eğlendik ve pastayı o kadar sevdik ki biz de bunu bir gelenek haline getirdik. Minik Figür kime çıkarsa parti ertesi yıl onun evinde yapılıyor ve bu yıl sıra Ayşegül'de.
Tarifi geçen yıl Elvire'den almış ve geçen yılki pastamızın fotoğraflarını da çekmiştim ama blog'a koymak için uygun zamanı bekledim. Şimdi Yeniyıl öncesi bu tarifi yayınlamak uygun olur diye düşündüm. Yeni yılın ilk pazarında arkadaşlarına sürpriz yapmak isteyenler pastanın içine gizlemek için minik bir sürpriz bulmak zorundalar:)Fransızlar bu oyuncağı pastayı pişirmeden önce bademli dolgunun içine sakladıkları için porselenden yapıyorlar ama siz sürpriz yumurtalardan çıkan oyuncaklar gibi plastik malzemeden bir oyuncak kullanmak isterseniz pasta piştikten sonra kimse görmeden kenarını kaldırıp bademli dolgunun içine oyuncağı saklayabilirsiniz. Yalnız yemeden önce misafirlerinizi uyarın ki kimsenin dişi kırılmasın;)

Kral Pastası
Malzemeler
400 gr rulo Milföy hamuru
1 yumurta sarısı

Dolgu için
2 yumurta
150 gr toz şeker
200 çiğ badem (soyulmuş)
2 yemek kaşığı rom(isteğe bağlı)

Tarif
Önce dolgu malzemesi için bademleri rondo ya da blenderda incecik çekiyoruz. Ayrı bir kapta önce yumurtaları çırpıp sonra da şekeri ilave edip tekrar çırpıyoruz. Şeker iyice eridiğinde bademleri ve eğer istiyorsanız rom'u ilave edip hepsini bir kaşıkla karıştırın. Eğer alkol ile bir probleminiz yoksa iki kaşık rom bu dolguya gerçekten çok yakışıyor tavsiye ederim. Milföyü kalıbın dibine yayana kadar dolgu malzemesini buzdolabına koyun.
Milföy hamurunu bazı marketlerde rulo halinde satıyorlar. Bu pasta için milföyü yuvarlak bir kalıba yayacağımız için rulo olarak satılan hamurları tercih edebilirsiniz ama eğer bulamazsanız kare hamurları da birbirine yama yaprak kullanabilirsiniz. 26 cm'lik kelepçeli bir kalıbı yağlayıp milföy hamurunu da uygun boyutta kesip dibine yerleştirin. Hamurun üzerine dolgu malzemesini döküp yayın. Eğer ısıya dayanıklı porselen bir oyuncak bulduysanız şimdi içine koyun. Sonra da hamurun kalan yarısını yine uygun olarak kesip üzerine koyun. Hamurun üzerini bıçakla baklava şeklinde çizin ve üzerine yumurta sarısını sürün.
180 derecelik fırında yaklaşık 30 dakika, üzeri biraz kızarıncaya kadar pişirin. Pasta pişerken günün kralı/kraliçesi için bir taç hazırlamayı da unutmayın.
Bu pasta ılıkken muhteşem oluyor. O neden aynı gün yapmanızda fayda var. Tüm milföyler gibi soğuduğunda hamuru donuklaşıyor. O nedenle ertesi güne kalırsa da ısıtarak yemenizi tavsiye ediyorum.
Hepinize İYİ YILLAR dilerim!

25 Aralık 2010

Cup Cake (Muffin) Barbara


Mutlu Noeller! Frohe Weihnachten!
Bugün Noel ve ailemin bir bölümü Almanya'da karla buzla savaşırken biz de İzmir'de camlarımıza kar spreyleri ile kar taneleri çizerek kış havasına girmeye çalışıyoruz;)
Epey uzun bir zamandan beri yazmadığım bu arada blog için çalışmadığım anlamına gelmiyor. Tam tersine geçen zamanda pek çok yeni tarif denedim. Bu aralar özellikle cup cake ya da muffin tarifleri üzerine yoğunlaştım. Denediğim 3-4 tarif arasından hem kolaylığı, hem lezzeti hem de ertesi günlerde de tazeliğini yitirmemesi açısından en çok beğendiğim tarif Almanya'daki Barbara yengemden gelen tarif oldu o nedenle tarifin ismini de ona adadım:)Tarifin orjinalinde bu kadar çok çeşit yoktu ama son haftalarda yaptığım denemelerden sonra aşağıda isteğe bağlı satırlarını da ben ilave ettim. Birçoğunu kendim zaten denedim birkaç tanesini de incelediğim diğer tariflerden derledim. Benim favorim tabiiki Tarçın, karanfil ve zencefilli cup cake ile bitter çikolata kaplaması.
Fotoğrafta görülenler ise Defne'nin doğumgünü partisi için hazırlanan Nutella dolgulu üzeri çikolata kaplamalı çeşidi.. Doğumgünü için kocaman bir pasta yerine bu kez cup kekler yapıp süsleyerek mumları da onların üzerine koyduk. Alternatif bir doğumgünü pastası oldu.
Favorim olan baharatlı cup cake için de bir isim buldum: Cup Cake "Noel" Diğer türler için isim bulma olayını herkesin kendi yaratıcılığına bırakıyorum.
İşte Almanya'dan gelen tarif:
Cup Cake Barbara
Malzemeler:
150 gr Tereyağı
150 gr şeker
3 yumurta
180 gr un
100 gr file badem ya da fındık
1 1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 paket vanilya şekeri
1 fiske tuz
İsteğe bağlı olarak hamura yapabileceğiniz ilaveler:
- 100 gr kadar rende çikolata ya da
- 100 gr kadar damla çikolata ya da
- 2 küçük paket bonibon ya da
- Tarçın, Karanfil ve(veya) zencefil "CUP CAKE NOEL"

İsteğe bağlı dolgu malzemeleri
- Nutella ya da benzeri bir çikolatalı krema
- Çok sulu olmayan istediğiniz herhangi bir reçel
- Yarım paket labne ve reçel karışımı
- Bir kutu(200 ml) çırpılmış krema + biraz reçel karışımı

İsteğe bağlı kaplama malzemeleri
- 100 gr kaplamaya uygun çikolata ya da 1 paket Dr Oetker Glazür
- Bir kutu(200 ml) krema ve 2-3 çorba kaşığı pudra şekeri (çırpılacak)
- 100 gr pudra şeker ve birkaç çorba kaşığı limon suyu ile hazırlanmış glazür

Tarif:
Oda sıcaklığında biraz yumuşamış olan tereyağını şeker ve vanilya şekeri ile iyice çırpıp (bembeyaz olana kadar çırpın)yine oda sıcaklığında olan yumurtaları birer birer ilave edin. Her yumurtayı en az bir dakika çırpmaya özen gösterin. Ayrı bir kasede karıştırdığınız un, kabartma tozu, file badem(ellerinizde biraz kırarak ilave edin) ve isteğe bağlı olarak koyabileceğiniz baharat, çikolata ya da bonibonları da ilave edip hamuru çok fazla çırpmadan bir spatula ya da kaşık yardımı ile karıştırın. Cup Cake kalıplarınızın deliklerine kağıt kalıplarınızı yerleştirip her bir kağıt kalıbın içine 1-2 çorba kaşığı kadar hamur koyun. Bu miktar hamur tam 12 adet normal boyutlu cup cake için yeterli oluyor. Önceden ısıttığınız 180 derecelik fırında yaklaşık 25 dakika pişirin. Üzerleri hafifçe kızarıp içine batırdığınız kürdanın ucu temiz çıkıyorsa kıvamında pişmiş olmalılar.

Eğer içlerine Nutella doldurmak istiyorsanız bir pastacı şırıngasına ihtiyacınız olacak. Biraz ısıtarak yumuşattığınız nutellayı pastası şırıngasına doldurup henüz ılık olan cup keklerinizin tam tepesinden bastırıp keki çatlatmadan içine bir miktar sıkın(çok fazla olmayacak) Üzerini çikolata kaplamak için kaplamaya uygun çikolatanızı ben mari usulü ile ısıtıp keklerinizin üzerine sürün. ya da bu konularda acemi iseniz en iyisi marketlerde kek malzemelerinin yanında satılan Dr. oetker glazür kullanın.
Diğer dolgu malzemelerini de aynı şekilde pastacı şırıngası kullanarak keklerin içine doldurabilirsiniz. Ama krema ya da labne kullandığınızda ertesi güne kalanları buzdolabında muhafaza etmeniz gerekecektir ve bu da kekinizin daha çabuk bayatlamasına neden olur. Bu nedenle aynı gün yenmeyecek kekleri mümkün olduğu kadar bu malzeme ile doldurmayın. Kekler soğuduktan sonra içine şırınga ile bir malzeme doldurmak güçleşir haberiniz olsun..
Kaplama olarak pudra şekerli limonlu glazür kullanmak isterseniz 100 gr pudra şekerinin üzerine damla damla limon suyunu ilave ederek koyu kıvamlı bir karışım olduğunda henüz ılık keklerin üzerine sürün. Bu malzemeye gıda boyası ilave ederek renkli cup kekler elde edebilirsiniz.
Daha kalorili kekleri tercih ediyorsanız pudra şekeri ya da vanilya şekeri ile tatlandırdığınız çırpılmış krema ile de süsleyebilirsiniz.
Ana tariften fazla uzaklaşmadan onlarca farklı cup kek yartamanız mümkün. Kolay gelsin ve Afiyet olsun.

23 Ekim 2010

Köstebek Pastası


Haftalardır bloguma ulaşamadıktan sonra sonunda bu akşam sayfadaki hatanın giderildiğini ve blogumun kumanda paneline ulaşabildiğimi fark ettim. Aradan geçen zamanda en az 2 ya da 3 tarif fotoğrafları ile beraber bloga yazılmak üzere hazır hale gelmişti. Sondan başa doğru giderek biriken tarifleri yazmaya hemen bu gece başlıyorum:
Geçtiğimiz hafta içinde eşimin yaş gününü kutladık. Eşimin "Rote Grütze" sevdiğini bilen annem Bursa'dan gelirken elinde Rote Grütze'li (Kırmızı orman meyveli pelte)bir Köstebek Pasta tarifi ile gelmişti. İlk denemeden olumlu puan alan pasta hemen bloga yazılmayı hak etti. Köstebek pastalar genellikle yapılan kakaolu bir pandispanyanın içinin bir miktar oyularak meyve ve krema ile doldurulması ve oyulmuş olan kısmın kırıntılar haline getirilerek üzerine serpilmesi ile elde ediliyor. Adını da sanki bir köstebeğin toprağın üzerinde yaptığı tümseklere banzemesinden alıyor. Bizim tarifimizde meyve yerine kırmızı orman meyveleri ya da vişne peltesi kullanılıyor. Çikolata, vişne ve vanilya uyumunun nefis bir örneği.. Pandispanya hamuruna konulan supangle tozu sayesinde keki de nefis bir aromaya sahip oluyor. Supangle tozu kullanmak istemeyenler 3-4 çorba kaşığı kadar kakao, 2 çorba kaşığı nişasta ve 2-3 çorba kaşığı şeker kullanarak yine kakaolu bir pandispanya elde edebilirler ama Supangle tozu ile nefis bir kek elde ediliyor.İşte tarifimiz (Woche Heute dergisi-No 20/10) :
Köstebek Pastası
Pandispanya için Malzemeler:
3 Yumurta
125 gr Şeker
1 fiske tuz
60 gr un
1 paket "supangle" (toz halinde)
1 1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu

Meyve peltesi ve Krema için malzemeler:
400-500 gr vişne, frambuaz ya da karışık kırmızı meyve
250 ml (bir bardak)vişne suyu
2-3 çorba kaşığı şeker
2-3 çorba kaşığı Mısır nişastası

2 paket krema(400 ml)
1 paket vanilya şekeri
2-3 çorba kaşığı pudra şekeri
2 paket krema sertleştirici (Dr Oetker)

Tarif
Bu pastayı bir gün önceden hazırlarsanız buzdolabında bir gün demleneceğinden(!) daha lezzetli oluyor. Pandispanya için yumurtaların aklarını sarılarından ayırıp mikser ile aklarını çırpmaya başlayın. Bu arada yavaş yavaş şekeri ve bir fiske tuzu ilave edin ve kaskatı olana kadar çırpın. Unu ve supangle tozunu bir kabın içinde iyice karıştırın. Şimdi sırası ile yumurta sarılarını unu ve supangle tozunu ilave edip hafifçe karıştırarak yumurta köpüklerini çok söndürmeden tüm malzemeleri birbirine yedirin. Yağlanmış kelepçeli bir pandispanya kalıbına(26 cm çaplı) hamuru döküp üzerini düzeltin ve önceden ısıttığınız fırında 175 derecede yaklaşık 25 -30 dakika pişirin. Fırınınızdan emin olamadıysanız 25 dakikadan sonra her 5 dakikada bir, bir kürdanı kekin ortasına doğru saplayıp pişip pişmediğini kontrol edin. Kürdan kekin içinden neredeyse temiz çıkıyorsa kek pişmiş demektir. Ama üzerine yapışan cıvık hamur parçaları varsa birz daha dursun demektir.
Kek piştikten sonra tel ızgaranın üzerina alıp soğumaya bırakın.
Şimdi bu keki oymak için elinize bir çorba kaşığı alın ve kenarlarından ve dibinden 1-2 cm kalacak şekilde oymaya başlayın. İçinden çıkan hamurları bir tabağa koyup biraz kuruması için üzerini kapatmadan açık havada bırakın. Bunları daha sonra kırıntı haline getirip pastanın üzerine serpeceğiz.
Meyve peltesi için vişne suyundan az bir miktar ayırıp bir kasenin içinde mısır nişastasını bu vişne suyu ile ezin. Diğer meyveleri meyve suyu ve şeker ile birlikte bir taşım kaynatın. Şimdi ezdiğiniz nişastayı karıştırarak bu meyvelere ekleyin. Koyu kıvamlı (ama akışkan olmalı) bir hale gelmiyorsa biraz daha nişastayı su ya da meyve suyu ile ile ezip ekleyin. Bu arada tadını da kontrol edin şekeri sizin için az ise biraz şeker ilavesi yapabilirsiniz. Pelte biraz ılınınca kekin çukur kısımlarını bu pelte ile doldurup buzdolabında soğutun.Peltenin bir kısmını üzerini süslemek için ayırın(3-4 çorba kaşığı kadar).
Pelte soğuduğunda kremanızı vanilya şekeri ve pudra şekeri ile önce hafifçe çırpıp sonra krema sertleştirici ekleyip krema sertleşene kadar iyice çırpın. Peltenin üzerine hafif bombeli bir şekil vererek kremayı yayın ve buzdolabında soğutun. Servisten önce kalan meyve peltesini pastanın ortasına yayıp diğer kısımlarını hamur kırıntıları ile kaplayın. Afiyet olsun!

13 Eylül 2010

Bir Sitem!


Geçen Pazar Milliyet Pazar ekinin ana sayfasını elime aldığımda şaşkınlıktan bir çığlık attım.. Blogumda aşağıda yer alan Fotoğrafın aynısı Milliyet Pazar ekinin ana sayfasında yer alıyordu..Önce acaba benzer bir fotoğraf mıdır diye düşündüm ve hatta duruma inanamadığım için bilgisayarı açıp blogumdaki fotoğrafa bir daha baktım. Ama kuşkusuz ki bu fotoğraf benim iki yıllık vişne likörüm ve yanında da yamru yumru "çakma mon cheri'lerim" idi!!
Sanal alemde bloggerların fotoğraflarının sık sık kopyalanıp başka bloggerlar tarafından kullanılması pek sıradan bir durum haline gelmiş olsa da gazetelerin de aynı şekilde çalıştıklarını bilmiyordum ve bu durum karşısında tam anlamı ile şok oldum! Gazeteye yazdığım mesajlara sadece Mehmet Yalçın tarafından bir cevap geldi.. O da ana sayfaya konulan resimden kendisinin sorumlu olmadığı, ancak konuyı sayfa sekreterine aktardığı ile ilgili bir mesajdı. Başka da hiç bir açıklama gelmedi.
Sanal alemde çalınan fotoğraflarla ilgili hakkımızı nasıl arayabileceğimize dair bilgisi olanların ya da bu konuda tecrübesi olanların bilgi vermesini rica ediyorum..

01 Ağustos 2010

Vişne Likörü ve (Çakma) Mon Cheri'lerim


Bir süre önce yaptığım Kara Orman pastası tarifini yazarken Vişne Likörümden ve pastamı süslemek için kullandığım çakma Mon Cheri'lerden bahsetmiştim. Şimdi vişnelerin tam zamanı ve ben de yeni sezon vişne likörü için kavanozlarımı doldurmaya başladım. Burada Fotoğrafını gördüğünüz likör geçen yılın ürünü. Çünkü yeni ürünün hazır olması daha en az 2 ya da 3 ay sürecek. Ben yıllar önce yaptığım ilk denemede sadece 1 kg vişne kullanmış ve 3 ay sonra likörüm hazır olduğunda neden bu kadar az yaptım diye hayıflanmıştım.. Ama tabii o arada iş işten geçmiş ve vişne mevsimi de bitmişti. O zamandan beri her yıl en az 2 kg vişne ile yapıyorum bu likörü. Durdukça güzelleşen ve yıllarca saklanabilen bir ürün olduğundan yaparken fazla fazla yapmakta bir sakınca yok. Tarif konusuna gelince; Ben ilk yaptığımda henüz internet bu kadar yaygın değildi ve kulaktan dolma bilgilerle hazırlamıştım. Sonra her yıl denedikçe çeşit çeşit yapılabileceğini farkettim. Şeker ölçüsünü birebir'den bire yarıma kadar değiştirebilirsiniz. Baharat olarak ben mutlaka tarçın çubukları ve 10-12 adet karanfil ilave ediyorum. Ama hiç baharat kullanmadan yapabileceğiniz gibi kakule gibi daha egzotik baharatlar da ilave edebilirsiniz. Likörünüzü daha sonra biraz seyreltmek için votka, kanyak ya da rom kullanabilirsiniz. Benim tercihim votkadan yana. Seyreltme konusu da kişiye göre değişebilir. Ben bu likörü gerçekten biraz tatlı ve yoğun sevdiğimden hem şekerini biraz fazla tutuyorum hem de daha sonra alkolünü biraz az koyuyorum.
Bunları baştan yazıyorum ki tarife sıkı sıkı bağlı kalmanıza gerek olmadığını bilin damak tadınıza görek esnek davranın. Benim vişne likörü tarifim burada:
Malzemeler:
2 kg Vişne
1,5 kg şeker
4 adet çubuk tarçın
10-12 adet Karanfil

Seyreltmek için 3-4 bardak Votka / Kanyak/ Rom

Vişneleri önce yıkayıp sonra sadece saplarını çıkarın. (Çekirdekleri içinde kalıyor) Büyükçe bir kavanoza vişneleri şekerle kat kat olacak şekilde koyun. Yani bir kat vişnenin üzerine kapatacak kadar şeker döküp bir kat daha vişne vs. vs. en üst katmanda yine şeker olmalı. Bu arada tarçın çubuklarını, karanfilleri ve varsa diğer baharatları da bu katmanların arasına atın. Şimdi kavanozun kapağını kapatıp mümkünse güneş gören bir balkona koyun. İlk birkaç gün içinde vişnelerin suyunu saldığını ve şekerlerin bu su ile eriyip bir kavanoz dolusu vişne konservesine dönüştüğünü gözlemleyebilirsiniz. Hele İzmir gibi sıcak bir memlkette yaşıyorsanız bu iş daha hızlı oluyor. İlk günlerde sık sık kavanozu sallamayı ihmal etmeyin çünkü şekerleri bir kısmı dibine çöküp sonra çözünmekte zorlanabiliyor. Sonraki aşamada kavanozu gölge bir ortama alıp ara sıra sallamaya devam ederek sabırlı(!) olmanız gerekiyor. Birkaç hafta sonra(en az 8-9 hafta)vişneler kendi alkolünü oluşturup likör haline gelecekler. Her hafta kavanozunuzu açıp ufak bir deneme yapabilirsiniz. Ama benden söylemesi: Ne kadar çok bekleyebilirseniz o kadar lezzetli bir likör elde edeceksiniz. 2-3 aylık sürenin sonunda kavanozunuza bir miktar votka/kanyak ya da rom ilave ederek likörünüzü seyreltip bir kısmını küçük bir şişeye doldurun. Ama hepsini şişelemeyin. Siz ilk partiyi bitirene kadar diğerleri kavanozda lezzetlenmeye devam etsinler. Bu kavanozu içindeki vişnelerle beraber 1 - 2 yıl saklayabilirsiniz. Ama içindeki sıvı vişnelerin üzerinde olmalı. Yoksa kıymetli vişneleriniz büzülüp kururlar.

Şimdi bugünkü yazımın ikinci tarifine sıra geliyor. Bu likörü yapmak için pazarın en ucuz küçük vişnelerinden değil de yayladan gelme iri vişneleri kullandıysanız aylar sonra bile kütür kütür dolgun vişneleriniz olacaktır. Bu vişneleri likörün yanında ya da her kadehin içine birer tane atarak ikram edebileceğiniz gibi çekirdeklerini çıkararak pasta ve keklerin içine de koyabilirsiniz. Ama siz de benim gibi birer Mon Cheri* fanatiği iseniz likörden çıkardığınız vişneleri iyice süzdükten sonra buzdolabında soğutup ben mari usulü ile ısıttığınız bitter çikolatanın içine iki tatlı kaşığı yardımı ile daldırıp sonra yağlı kağıt üzerinde soğutarak nefis bir pralin elde edebilirsiniz.


Ben bu pralinleri bir kutu içinde buzlukta saklıyorum. İçerdiği alkol sayesinde vişneler donmuyor ama etrafındaki incecik çikolata örtüsü donuyor ve ağzınıza attığınızda çıtır çıtır dağılan bir çikolata ile beraber vişnenin nefis aroması damağınızda patlıyor. Vallahi anlatmakla olacak gibi değil. Mon Cheri severler ne demek istediğimi bilirler:)


Ben bu işlerle uğraşamam ama vişne likörünü de denemek istiyorum diyenleri Rokka'ya bekleriz. Geçen yılın son şişesini misafirlerimize ikram ediyoruz. 2-3 ay sonra da yeni mahsul likörümüz hazır olacak ;)
*Mon Cheri: Ferrero firmasının vişne likörü ve vişne tanesi ile doldurulmuş bir pralin türü.

20 Temmuz 2010

40 yaş pastası.. Karaorman Pastası / Schwarzwaelder Kirschtorte


İşte ben de 40 oldum... Küçükken 40 yaş ve üzeri bana çooook uzak görünürdü ve 40 yaşın üzerindeki insanlar sanki bir ayağı çukurda yaşlı insanlarmış gibi gelirdi bana.. Oysa hayatın tadı esas 40'ından sonra çıkmaya başlıyor..Çoğumuz bu yıllarda artık para, pul, kariyer vs. egolarından kurtulmuş, mankensel vücut ölçülerine ulaşmak yerine kendini iyi(!) hissetmenin önemini kavramış, karşısındaki insanları değiştirmek için uğraşmak yerine oldukları gibi kabul etmeyi öğrenmiş, çoluk çocuk aile işlerini bir düzene koymuş, gelecek için endişelenmekten vazgeçmiş (zaten geleceğin yarısı geçmiş oluyor:)) ama hayaller kurmaktan da vazgeçmemiş bir ruh halinde olmuyor muyuz?? Ben kendi hesabıma 40'lı yaşlarıma girerken her anlamda kendimi daha olgun ve mutlu hissediyorum ve 40 yaş partim için Rokka'ya gelen tüm sevdiklerime teşekkür ediyorum..
Çooook uzuuuun zamandır yapıp bloguma eklemek istediğim bir pasta vardı. Aylar önce Goncagül benden bir Karaorman pastası tarifi istediğinden beri benim de aklımdaydı bu pastayı yapmak. Ama böyle bir pasta da öyle her gün yapılmazdı ki.. Hani hakikaten bir kutlama filan olması gerekiyordu. Ben de kendime 40 yaş hediyesi olarak işte bu pastayı hazırladım. Orjinal tarifin hazırlanışı biraz daha zahmetli çünkü iki farklı taban kullanılarak yapılıyor ama ben biraz modernize edilmiş bir tarifi uyguladım.. Pastanın üzerine süs olarak konulacak vişneler için ise çok özel bir alternatif hazırladım; 2 yıl önce hazırladığım vişne likörümün vişnelerini süzmüş ve tam olarak ne yapacağımı bilmez bir haldeydim. Mon cheri pralinlerinin fanatiği olarak aklıma bir fikir geldi. Vişneleri iki tatlı kaşığı yardımı ile ben mari usulü ile erittiğim bitter çikolatanın içine daldırıp çikolatanın soğuması için yağlı kağıdın üzerine dizip buzdolabına koydum.. Voila... İtalyan Mon cheri'leri aratmayacak pralinlerim hazırdı.. Pastamın üzerine süs yapmak için 40 adet ayırıp diğerlerini oracıkta çıtır çıtır tükettiğim,itiraf ediyorum.. Mon cheri'den tek farkları vişnelerimin içindeki çekirdikleri idi.. Ama 2 yıldır vişne likörümün içinde bekleyen bu vişnelerin çekirdekleri bile lezzetliydi doğrusu.. Bir sonraki yazımda da vişne likörünün tarifini vereceğim. Şimdi Karaorman pastası:
Malzemeler:
Pasta tabanı için:
140 gr bitter çikolata
75 gr şeker
6 yumurta
180 gr şeker
100 gr un
50 gr Buğday nişastası
2 tatlı kaşığı kabartma tozu

Kreması için:
800 gr çekirdekleri ayıklanmış vişne(ya da dondurulmuş vişne)
500 ml vişne suyu
4 çorba kaşığı(silme dolu) Buğday nişastası
2 çorba kaşığı şeker
100 ml vişne likörü/ ya da vişne suyu
1 lt krema (1 büyük ya da 5 küçük paket kremaya denk geliyor)
3 paket vanilya şekeri
2 paket krema sertleştirici(isteğe bağlı)

Süsleme için:
17 adet vişne (biraz şekerle 1 taşım kaynatılmış olmalı)
100 - 150 gr çikolata rendesi

Karaorman Pastası Tarifi
Pasta tabanı için çikolatayı mikro dalgada(düşük watta lütfen) ya da benmari usulü ile(içinde sıcak su bulunan bir tencerenin üzerine konulan bir başka kabın içine koyarak yapılan ısıtma işlemi)eritin. Yumurta sarıları ile beyazlarını ayırıp önce beyazları çırpın sonra da sarıların içine şekeri ilave edip köpürtün. İçine erimiş çikolatayı da ilave edin. Bu malzemelerin üzerine yumurta akı köpüklerini koyun ve en üzerine de un, nişasta ve kabartma tozunu eleyerek ilave edin. Mikserinizi bir kenara bırakıp bir kaşık yardımı ile dikkatlice tüm malzemeyi birbirine karıştırın ama dikkat edin fazla karıştırmayın yoksa pastanız sonradan söner.. Sadece unu taneleri görünmez olana kadar ve karışım az çok homojen bir hale gelene kadar kaşıkla aşağıdan yukarıya doğru karıştırın. Şimdi bu pandispanya hamurunu dibine yağlı kağıt serdiğiniz bir yuvarlak kelepçeli kalıba dökün ve önceden ısıtılmış fırında 175 derecede 40-45 dakika pişirin.
Pandispanya fırından çıkınca tel ızgaranın üzerine alıp iyice soğutun. (Bir gün önceden de hazırlayabilirsiniz) Daha sonra uzunca bir bıçak yardımı ile ya da bir mutfak ipi kullanarak keki enlemesine 2 kez keserek kalınlıkları birbirine eşit 3 taban elde edin. Eğer eşit olamadıysa da en kalın tabanı en alta alarak iç malzemeleri hazırlamaya başlayın.
Bunun için vişne suyundan birkaç çorba kaşığı ayırıp nişasta ve şeker ile ezerek bir kenara koyun. Kalan vişne suyunu kaynatıp nişasta karışımını ilave edin ve bir kez daha kaynatın. Son olarak vişneleri ilave edip bir kez daha kaynatın. Eğer alkol kullanacaksanız likörünüzün yarısını bu karışıma ilave edin yoksa onun yerine vişne suyu kullanabilirsiniz. Vişne likörü ya da vişne suyu ile en alt tabanı ile biraz ıslatıp üzerine hazırladığımız vişne peltesinin yarısını dökün ve kenarlara doğru yayın biraz soğumasını beklerken (bu arada diğer yarısının soğumaması için tencerenin kapağını kapatın) Kremanızı çırpmaya başlayın. Eğer bir el mikseri kullanıyorsanız önce kremanın bir yarısını çırpıp içlerini hazırladıktan sonra diğer yarısını çırpmanız daha iyi olur. Ama zaten büyük bir mutfak robotum var o benim için çırpar diyorsanız tüm kremayı döküp çırpın. Krema biraz kıvamlandığında vanilya şekerlerini ilave edip çırpmaya devam edin. Krema iyice kıvamlı hale geldiğinde eğer benim gibi sıcak bir şehirde yaşıyorsanız ve paztanızın ertesi gün hala bütün bir halde duruyor olmasını istiyorsanız 1 ya da 2 paket krema sertleştirici ilave edip biraz daha çırpın. Ama soğuk zincirini bozmadan pastayı ev ortamında ikram edecekseniz bu mucize tozdan kullanmanıza gerek yok.. Şimdi çırpılmış vanilyalı kremanın yaklaşık dörttebirini pasta tabanımızın üzerinde ılınmış olan vişnelerin üzerine döküp kenarlara doğru biraz yayın. Bu kremalı tabanın üzerine ikinci pasta tabanını dikkatle oturtup yine aynı şekilde likör ya da vişne suyu ile ıslatın üzerine kalan vişne peltesini dökün ve pelte ılınınca kremanın diğer dörtte birini dökün. Son kat pasta tabanını(tavanı da diyebiliriz:) da en üste oturtup onu da biraz likör veya vişne suyu ile ıslatın, kalan kremadan bir krema şırıngasına doldurup buzdolabına koyun (bunu üzerini süslemek için kullanacağız) diğer krema pastanın üzerini ve kenarlarını sıvayın. Bu işi ilk kez yapanlar düzgün bir görüntü elde etmekte zorlanabilirler ama endişelenmeyin çünkü pastanın üzerine ve yanlarına kaplanan çikolata rendeleri ile görüntü kurtuluyor!
Çikolata rendelerini üzerine serpmek kolay da yanlarına yapıştırmak biraz tecrübe gerektiriyor. Büyükçe bir bıçak ya da spatula ile yan taraflarından aşağıdan yukarıya doğru çekerek yapmayı deneyebilirsiniz.
Pastanın üzerine süs için konulacak vişne şekerlemeleriniz yoksa 17 adet vişneyi bir kaşık şeker ve çok az su ile bir taşım kaynatıp iyice süzün(mümkünse bir gece önceden yapın) ve soğutun. Sonra şırıngaya ayrdığınız krema ile pastanın üzerine ve ortasına toplam 16+1 krema rozeti sıkın. Her rozetin ortasına birer vişne oturtun... İşte meşhur Karaorman pastası!