24 Aralık 2009

ROKKA AÇILDI


Bugün blog yazılarıma başladığım günden beri ilk kez bir değişiklik yaparak herhangi bir tarifi paylaşmayacağım.. Aylardır tadilatı süren ROKKA Restaurant'ımız sonunda açıldı. Meze çeşitlerimiz konusunda iddialıyız.. Klasik çeşitlerin yanında her yerde yiyemeyeceğiniz farklı mezelerle de karşılaşacaksınız. Balık çeşitlerimizin yanında deniz ürünleri ile arası pek iyi olmayanlar için de seçeneklerimiz var..Pazar günü şehir dışına çıkmadan sakin, keyifli bir ortamda kahvaltı yapmak isteyenler için de ROKKAHVALTIMIZ var!
Bekleriz:)
ROKKA Restaurant
2035 sok. No:4 (Atakent Yüzme Havuzu altı) Atakent / İzmir
Telefon: 0232- 337 22 33
www.rokkarestaurant.com / www.rokka.biz

29 Kasım 2009

BAYRAM TATLISI - Vişne Pelteli Sakızlı Muhallebi


Herkese İyi Bayramlar!
Her ne kadar Bayram deyince hepimizin aklına baklava, kalburabastı filan gibi daha geleneksel tatlılar gelse de ben bu kez daha hafif bir tatlı denemesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Sakızlı muhallebi ile vişneli pelte uyumu çok güzel oldu. Muhallebi ve vişne karışımını aslında pasta dolgusu olarak hazırlamıştım ama malzeme fazla gelince bir çay bardağına doldurup soğuttum. Voila! alternatif bir bayram tatlısı hazır oldu... Tatlıyı çay bardağında sunma fikrini çok sevdiğim yemek yazarlarından Arman Kırım'dan aldım. Bence çok hoş bir sunum oldu..
Malzemeler:

Muhallebi:
1/2 lt süt
1/2 su bardağı şeker
1 paket vanilya şekeri
1 çaykaşığı kadar dövülmüş sakız ya da 1 tatlı kaşığı dolusu sakız reçeli
1 kahve fincanı un (türk kahvesi fincanı)
1/2 kahve fincanı nişasta
125 ml taze krema (1/2 paket)

Vişne Peltesi:
250 gr dondurulmuş ya da taze (çekirdekleri çıkarılmış)Vişne
3-4 çorba kaşığı şeker
2 çorba kaşığı Nişasta
250 ml vişne suyu (bir küçük kutu meyvesuyu)

Önce muhallebiyi hazırlıyoruz. Bunun için nişasta ve unu karıştırıp küçük bir kaseye koyun. Üzerine 2-3 çorba kaşığı süt koyup ezerek karıştırın. Kalan sütü şeker ile beraber kaynatıp ateşten indirin. Nişasta-un karışımını ekleyip kıvamlı bir hale gelinceye kadar kaynatın. Son olarak kremayı ve damla sakızlarını ya da reçelini ilave edip bir taşım daha kaynatıp ocaktan indirin. kadehlere ya da alternatif olarak çay bardaklarına muhallebinizi paylaştırın ama üzerinde pelte için boşluk bırakmayı ihmal etmeyin.
Sakızlı muhallebi soğurken Pelte için aynı şekilde nişastayı 1-2 çorba kaşığı vişne suyu ile ezerek karıştırın. Vişneleri meyve suyu ve şeker ile kaynatıp ocaktan indirin. Nişasta karışımını ekleyip güzelce karıştırdıktan sonra tekrar kaynatın. Normal şartlarda birkaç dakika kaynadıktan sonra kıvamlanması gerekir. Fazla sulu olduysa biraz daha nişasta ezip ekleyerak ya da fazla katı olduysa biraz daha meyve suyu ekleyerek kıvamını tutturabilirsiniz. Pelte sıcakken epey akışkan bir kıvama sahip olmalı... Soğuyunca sertleşecektir.
Afiyet olsun..

25 Ekim 2009

HAVUÇLU KEK


Evet biraz geç oldu ama biz de sonunda "Issız adam" ı seyrettik. Eh Issız Adam'ı seyredip de Havuçlu kek yapmadan olmaz tabii.. Yıllar önce bir kez yapmıştım sanırım ama sonra bir daha yapmamıştım.. Elimdeki tarifleri inceledikten sonra aşağıda göreceğiniz tarifi harmanladım. İçinde hiç yağ olmaması sizi şaşırtmasın içindeki havuçların verdiği nem sayesinde yumuşacık bir kek oluyor. Ama her kekte olduğu gibi şeker ve yumurtayı çırpma aşamasında mikserinizi epey bir kullanmanız gerekiyor. Ne kadar güzel köpürtürseniz o kadar yumuşak bir kekiniz olacak. Miktarları her zamanki gibi gr cinsinden yazıyorum. Bu konuda benden nefret edenler var ama İkea'da çok ucuza mutfak tartıları bulabilirsiniz. Pasta veya kek yapmayı azıcık seviyorsanız şu mutfak tartılarından bir tane edinmelisiniz:)
Bu tarifle yapılan kek miktarı büyük boy bir kutu kabı için uygun ölçüde. Eğer çırpma olayını yeterince uzatmış ve unlu karışımı katarken gerekenden fazla karıştırmadıysanız bu kek bir miktar kabaracaktır. O nedenle fırın kabınızın sadece 2/3'üne hamur doldurun. Daha da hamur artarsa bir küçük kaseye yada başka küçük bir kalıba bir mini kek yapıverin. Ama: kalıbınızın dibini çok iyi yağlayın ya da daha iyisi yağlı kağıt kullanın.. Bu kekin biraz tabana yapışma özelliği var. Aynı nedenle keki kalıptan çıkarmadan önce biraz soğumasını bekleyin. Bir de yaptığınız mini kekin pişme süresi büyük keke göre daha çabuk olacaktır. Büyük boy kek için 35-45 dak gerekirken mini kek için 20-25 dak. yeterli olacaktır. Kekin pişip pişmediğini tahta bir çubuk(ben çöp şiş çubuğu kullanıyorum) kullanarak anlayabilirsiniz. Çubuğu kekin içine saplayıp çıkarın. Çubuğun üzerinde halen çiğ hamur kalıntıları varsa daha pişmesi gerek demektir. Çubuk kekin içinden temiz çıkıyorsa pişmiş demektir.(Çocukken annemden öğrenmiştim)

ISSIZ ADAM KEKİ
Malzemeler:
5 Yumurta
250 gr Şeker
1 paket vanilya şekeri
1 büyük havuç rendesi(yaklaşık 150 gr)
100 gr iri dövülmüş ceviz
200 gr un
1 tatlı kaşığı tarçın (isteğe göre arttırabilir ya da hiç kullanmayabilirsiniz)
1 paket kabartma tozu

Üzerine serpmek için pudra şekeri

Tarif
Unu, tarçın ve kabartma tozunu bir kaba eleyin. Havuç ve cevizi de bir kapta karıştırıp hazırlayın. Yumurta, şeker ve pudra şekerini mikser ile önce düşük sonra en yüksek devirde en az 5 dakika çırpın. Havuç ve cevizi ilave edip düşük devirde şöyle bir karıştırın. Un karışımını da ekleyip bir tahta kaşık ya da spatula yardımı ile hamura yedirin ama dikkat: bu aşamada fazla hızlı karıştırmayın yoksa biraz önce yumurtaları çırparken elde ettiğiniz köpükler söner ve kekiniz sönük ve sert olur. Hamurunuzu yağlanmış ya da yağlı kağıt serilmiş fırın kabınıza döküp. 175 derecelik fırında kabınızın büyüklüğüne göre 20-25 ya da 35-45 dak. pişirin. Yukarıda bahsettiğim yöntem ile arada pişip pişmediğini kontrol edin. Tarçınlı bir kek olduğundan üzeri daha çabuk kızaracaktır görüntüsüne aldanmayın!
Kek piştikten sonra acele edip hemen kabından çıkarmayın lütfen yoksa benim ilk seferde başıma geldiği gibi kekinizin yarısı kabın içinde kalabilir. Biraz ılındıktan sonra dikkatlice çıkartabilirsiniz. Ama lütfen nazik davranın çünkü yağ içermeyen pandispanya cinsi bir kek olduğundan çok yumuşak olacaktır.
Kekin üzerine soğuduktan sonra bir çay süzgeci yardımı ile pudra şekeri serpebilirsiniz.
Afiyet olsun..

15 Ekim 2009

Vanilyalı Vişne pastası


Yaşasın Şehir Hayatı... Yeniden İzmir'deyiz, evimizdeyiz.. Dalyan'da geçirdiğimiz güzel yaz'ı arkamızda bıraktık ve şehrimize döndük.. Küçük bir sahil kasabasında birkaç ay geçirmek pek güzeldi ama doğrusu yeniden şehre döndüğümüz için de hepimiz mutluyuz. Şehir hayatının curcunasına çok renkliliğine alışkın bizim gibi insanlar için kasaba hayatı 3-4 aydan sonra rahatsız edici olmaya başlıyor. En güzeli ikisini kombine edebileceğimiz bir düzeni oluşturmak olacak!...
Şimdilik kızların okul-dershane-spor olaylarına kilitlendik. Bir yandan da başka bir telaşımız var ama onun sürprizi bozulmasın, bir başka yazıya kalsın..
Bugünkü pastamın orjinal tarifi İtalya'dan e-posta ile geldi.. Tarif Özlem'e ait ama ben ufak tefek eklentilerle bambaşka bir pasta yarattım. Orjinal tarifi okuduğumda çooook eskiden Bursa Turistik pastanesinde satılan "Alman Pastası"nı anımsadım.. Arası kremalı, üzeri pudra şekerli bu keki annem ilk gördüğünde pek şaşırmış ve "Almanya'da böyle pasta yok ki!" demişti..
Gülhan ve Ada bebek'in geleceklerini öğrendiğimde önce "Tuna Dalgaları" pastasını yapmaya karar vermiştim. Ama sonra denenecek tarifler klasörümde epeydir sıra bekleyen bu keki hatırladım ve biraz farklılaştırarak ilk denememi yaptım.Sonuçta Tuna dalgaları pastası ile Kara orman pastası arasında bir pasta oldu.. İkisinden de daha hafif ama çok lezzetli.. Vişne-Vanilya-Çikolata üçlüsünün harika bir bileşeni oldu.. Bu pastaya daha orjinal bir isim vermek isterdim bu konuda pek yaratıcı değilim ne yazık ki... Aranızda pastayı deneyenler olursa bu konuda fikirlerinizi istiyorum... Bu arada Defne pastaya bayıldı ve favorileri arasına kattı... Hatta bundan sonra Doğumgünü pastası olarak bunu istiyorum diyecek kadar ileri gitti:)
Tarif oldukça minik bir pasta için: 22 cm'lik kelepçeli bir kalıp kullandım. Daha büyük bir pasta için malzemeleri aynı oranda arttırmanız gerekir.
Şimdi Tarife geçelim:
Vanilyalı Vişne Pastası
Kek Malzemesi

125 gr tereyağı
125 gr Un
125 gr Şeker
2 Yumurta
1/2 Paket kabartma tozu
1 Paket Vanilya şekeri

Krema
2 Yumurta sarısı
2 Çorba kaşığı şeker
1 Paket vanilya şekeri
1 Çorba kaşığı Un
1 fiske tuz
250 ml (Bir büyük bardak) Süt

3-4 Çorba kaşığı Damla çikolata ya da
rendelenmiş bitter çikolata

Vişne peltesi
200 gr Vişne (dondurulmuş ya da taze)
2-3 çorba kaşığı Şeker
1 paket vanilya şekeri
2-3 Çorba kaşığı Nişasta
1/2 barda su ya da vişne suyu

Çikolata cilası
100 gr Bitter çikolata
2-3 çorba kaşığı tereyağı

Kek için oda sıcaklığında olan tereyağını biraz köpürene kadar çırpıp içine şekeri ve vanilya şekerini ilave ediyoruz. Bu aşamada çırpma süresi keklerde çok önemli çünkü kekin kabarması için çok önemli olan kabarcıkların oluşumundaki ilk adım burada.. Daha sonra yumurtaları birer birer ilave ederek her biri için birer dakika çırpmaya devam ediyoruz. (Bu aşamada çırpma süresini kısa tutarsanız kekiniz kabarmayabilir ve sert olabilir. Daha sonraki aşamada içine katılan kabartma tozu sadece bu aşamada elde edilen kabarcıkların daha büyümesini sağlıyor ama yeni kabarcık oluşturamıyor... )Un ve kabartma tozunu karıştırıp ilave edin ve bu aşamada artık çok fazla çırpmayın çünkü un ile beraber çok fazla çırparsanız daha önce yaptığınız kabarcıkların patlamasına neden olursunuz. Hamuru 22 cm'lik kelepçeli bir kalıba koyup 170 derecede 20-25 dak. üzeri altın sarısı rengini alana dek pişirin.Çırpma konusundaki ipuçlarına dikkat ettiyseniz harika bir kek olacaktır!
Kek biraz soğuyunca kelepçeli kaptan dikkatlice çıkarıp uzun bir bıçakla keki ortasından ikiye ayırın.
Arasına kotymak için önce vanilya kremasını hazırlayın: Sütü bir tencereye koyup kaynama noktasına kadar ısıtın. Ateşeten indirin. Bir kasede yumurta sarılarını şeker,vanilya şekeri tuz ve un ile çırpın. Bir yandan sürekli karıştırarark bu karışımı süte ekleyin. Şimdi sütü tekrar ocağa alıp sürekli karıştırarak pişirin ve kıvamı koyulaştığında tekrar ocaktan indirin. Biraz ılındıktan sonra pastanın taban parçasının üzerine dökün ve kenarlarına kadar gelecek şekilde yayın.
Vanilya kreması biraz soğuyunca damla çikolataları yada rende çikolatayı üzerine dökün.
Bu arada vişneleri bir tencereye alıp üzerine şekeri ilave edin. Bir taşım kaynatın ve ateşten alın. Bir kasede su veya meyve suyu ile nişastayı ezin ve bu karışımı vişnelere ilave edip bir taşım daha kaynatın. Koyu kıvamlı bir pelte elde etmiş olmanız gerekiyor. Fazla koyu olursa biraz su yada meyve suyu ilave edebilirsiniz. Fazla sulu olduysa biraz daha nişasta ezip katabilir ve bir taşım daha kaynatabilirsiniz. Vişne peltesi de ılınınca çikolata parçalı vanilya kremasının üzerine dökerek yayın. pastanın üst parçasını dikkatlice vişnelerin üzerine yerleştirin.
Çikolata cilası için bir tencereye su koyup ateşe koyun. Bu suyun içine bir kap koyup (ben mari usulü) tereyağı ve çikolatayı eritin. Oldukça akışkan bir hale gelene kadar ısıtın. Bazı çikolatalar erimemekte ısrar edebilir. O zaman içine biraz daha tereyağı koyabilirsiniz. Ama fazla ısıtmamaya ve içine kesinlikle su kaçırmamaya dikkat edin yoksa çikolatanın yapısı bozulabilir.. Bu malzemeyi henüz çok sıcakken pastanın üzerine çok ince bir tabaka halinde sürün..
Tüm pastayı buzdolabında en az 2-3 saat soğutun. (rahatlıkla bir gece önceden yapabilirsiniz...)
Afiyet olsun

02 Eylül 2009

Biscotti


Yaz bitiyor!!
Kano Otel'de harika bir yaz geçirdik. Harika insanlarla tanıştık ve artık çok yakında veda zamanı geliyor. Deneyip de fotoğraflamayı başardığım birkaç tarif sırada bekliyor ama bugün sıra Biscotti'nin.
Latince Biscoctus yani çift pişirilmiş anlamına gelen bir kelimeden türeyen "Biscotti" bir tür İtalyan kurabiyesi. Ama aslında kurabiye ile peksimet arasında bir yerlerde.. Çok eskiden GDO'lar ve koruyucu E maddeleri yokken uzun yolculuklarda ve savaş zamanlarında uzun süre dayanabilen bir ürün olarak rağbet görmüş. Bugün ise yağ içermeyen bir kurabiye olması nedeni ile ilginç olabilir diye düşündüm:) En basit hali ile 2 ölçü un bir ölçü şeker ve bunları bir hamur kıvamına getirmeye yetecek kadar yumurta olarak tarif ediliyor. Bendeki tarif tabiiki çok daha detaylı. Kano otelde ağırladığımız misafirlerimizden Deniz Hanım'a tarif için teşekkür ediyorum:) Burada sık sık yaptığım bu kurabiyeleri kıtır kıtır yerken ya da kahvemize banarken hep onu andık;)Doğrusu tarifi ilk gönderdiğinde pek şaşırmıştım çünkü hayatımda ilk defa yumurtanın bile gr cinsinden yazıldığı bir tarif görmüştüm. Bana tüm tarifleri gr cinsinden verdiğim için sitem edenlere duyrulur:)) Deniz Hanım'ın gönderdiği tarif biraz büyük ölçekli idi. Benim aşağıda vereceğim tarif onun azaltılmış versiyonu. Yumurtaları da tartarak adet haline dönüştürdüm. Yine de yumurtanın büyüklüğüne göre kendini ayarlamanız açısından bir yumurtanın yaklaşık 65 gr geldiğini yazayım. Çok küçük veya çok büyük yumurtalarınız varsa belki ölçerek koymanızda fayda olabilir.
Gelelim tarife:
Biscotti
Malzemeler:
2 Yumurta (130 gr)
225 gr Toz şeker
250 gr un
150 gr file badem veya fındık
1/2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya şekeri
2 limon kabuğu rendesi(en ince rende ile rendelenmiş)

Tarif:
Yumurta ve şekerleri iyice köpürene kadar çırptıktan sonra Un, Kabartma tozu, Vanilya, file badem veya fındık ve limon kabuklarını ekleyerek yumuşak ama şekil alabilen kıvamda bir hamur elde edeceksiniz. Hamur kıvamı epey yumuşak olduğundan büyük boy bir fırın tepsisine yağlı kağıt koyup hamuru yağlı kağıda uzun bir somun şeklini alacak şekilde dökün. Şekil vermek için yağlı kağıda sarıp biraz rulo haline de getirebilirsiniz. Bu somunu 140 derecede yaklaşık 40 dakika pişirdikten sonra iyice soğutun.(Ama soğutmadan önce mutlaka köşesini kesip sıcakken yiyin! NEFİS) Soğuyan somunu en fazla yarım cm olacak şekilde dilimleyip yeniden yağlı kağıt ile kaplanmış fırın tepsisine dizin. Bu kez de yine 140 derecede dilimli kurabiyeler hafif sararıp iyice kuruyana kadar fırında kurutun. Bu kurabiyeleri soğuttuktan sonra hemen kavanoza kaldırısanız haftalarca dayanabiliyorlar. Dalyan'ın nemli ve sıcak havasında bile hiçbirşey olmadı..
Bu arada metroya girebilen şanslılardan değilseniz file badem vs bulamayabilirsiniz. Ben yokluk zamanlarında kabuğu soyulmuş çiğ badem de kullanıyordum. keserken biraz daha zor oluyor ama tadında bir fark yok.
Afiyet olsun.

30 Temmuz 2009

"Yaz Meyveli" Kek


"Dalyan Deltası
Kafam biraz karışıktır oldum olası"

Dalyan Kano oteldeyiz ve burada sık sık Bülent Ortaçgil'in Dalyan şarkısını dinliyoruz..Burası harika insanlarla tanışmamıza vesile oluyor ve bu güzel ortamda bulunmaktan hepimiz büyük keyif alıyoruz. Ama her sabah "Nilk" adını verdiği Nil kaplumbağasını peynirle besleyen, her yaştan ve cinsiyetten misafirimizle müthiş bir muhabbete giren, babasıyla her cuma Ortaca pazarına giden, Nehire giren, İztuzuna giden ve çeşitli tekne turlarına katılma şansına kavuşan Doğa buranın tadını en güzel çıkaran kişi... Defne ise geceleri yaptığı ışıklı Poi gösterileri ile gece animasyonumuzu sağlıyor.


Defne Poi gösterisini yapıyor.. Arka planda Kaya mezarları!

Kano otelin yeni web adresi www.kanootel.com

Burada her gün bir kek ya da kurabiye yapma şansım var ama genellikle daha önceden denenmiş tarifleri uygulamayı tercih ediyorum. Bugün yazacağım tarif aslında yıllardır yaptığım bir "yaz keki" Burada da defalarca yaptığım halde bir türlü fotoğrafını çekememiştim. Sonunda dün fotoğrafladığım kirazlı kek'in fotoğrafı yukarıda, tarif ise aşağıda. Ben dün kirazlı yaptım ama şeftali, üzüm, vişne, elma gibi pek çok yaz meyvesi ile çok güzel oluyor. Bu kekin püf noktası yayvan bir tepsiye yapılması ve üzerine ince dilimlenmiş meyveler (şeftali ve elma için) konması. Böylece az hamurlu bol meyveli dilimler elde ediyorsunuz. Elmalı yaptığınızda hamurun içine biraz tarçın da ilave edebilirsiniz. Ya da vişneli yaptığınızda hamura 3-4 çorba kaşığı kakao ve 1-2 çorba kaşığı süt ekleyerek kakaolu bir kek de elde edebilirsiniz.

Yaz Meyveli Kek
Malzemeler
125 gr Tereyeğı
175 gr şeker
1 paket vanilya şekeri
3 yumurta
175 gr un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
2-3 çorba kaşığı süt
Meyveler
evde bulunan herhangi bir yaz meyvesinden 500-750 gr
ayıklanmış, çekirdekleri çıkarılmış ve gerekiyorsa ince dilimlenmiş olarak

üzerine serpmek için 1-2 çorba kaşığı pudra şekeri ve bir çay süzgeci

Tarif
Meyveleri hazırlayıp bir kenara koyduktan sonra yumuşak kıvamlı tereyağını (bu yaz sıcaklarında 20 dakika kadar dışarıda durması yeterli!)şeker ve vanilya şekeri ile mikserde önce düşük sonra yüksek devirde çırpın. Sonra birer birer yumurtaları ilave edin ve her yumurta için yaklaşık yarım dakika çırpın. Ayrı bir kaba elediğiniz un kabartma tozunu da yavaşça karıştırarak ilave edin. Hamurun kıvamı yumuşak ve hafif akışkan olmalı. Eğer kıvamı sert olduysa 1-2 çorba kaşığı süt ilave ederek karıştırın. Fırınınızı 175 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayın.
Yağlamış olduğunuz fırın tepsisine(benimki yaklaşık 35*25 cm boyutlarında) hamuru yayıp üzerine meyveleri serpin. meyvelerin bir kısmı hamur pişerken içine batacaklardır o yüzden şekil vermek için fazla da uğraşmayın;)
Fırında pişme süresi yaklaşık 25-30 dakika olacaktır ama fırınınızın pişirme süreleri farklılık gösterebilir o nedenle ilk kez yaparken 20. dakikadan sonra ara sıra fırına göz atın. üzeri kızarmaya başladıysa pişmiş demektir.
Soğuduktan sonra servis sırasında üzerine bir çay süzgeci yardımıyla pudra şekeri serpebilirsiniz.
Bu arada Bülent Ortaçgil'in "Dalyan" şarkısının sözlerini merak edenler için sözleri aşağıya yazıyorum..

Dalyan Deltası…
Kafam Biraz Karışıktır Oldum Olası
Denize Doğru, Yüzlerce Yol Var
Ama Hangisi Doğru Hangisi Çıkmaz?
Aman, Sen Bir Yana Ben Bir Yana
Ayrı Düşmüşüz Yan Yana
Karşımız Deniz
Yardım Et Yoksa Gidemeyiz
Kıyıda Bir Saz Gibi Yalnızlık Olmaz
Dalyan Deltası Yaşamın Ta Kendisi
Düğümdür Dokusu
Öyle Kolay Çözülmez
Aman, Sen Bir Yana Ben Bir Yana
Ayrı Düşmüşüz Yan Yana

Bülent Ortaçgil

Bir de burada kullandığım klavye artık bazı harfleri yazmaz olmuş!... Yazımda bulacağınız hatalar tamamen klavye kaynaklıdır yine de ben özür dilerim:)

12 Haziran 2009

Naneli Limonata


Meğer ne çok seveni varmış Naneli Limonata'nın... Yaklaşık bir yıl önce bir yerlerde Naneli Limonata ile ilgili bir yazı okumuş sonra kendi limonata yapma tekniklerim ile birleştirmiş ve ilk denemelerimi yapmıştım. Sonra Dalyan'da Hande'nin Mojito yapışını seyrederken Naneli Limonata'nın da aynı şekilde yapılabileceğini düşündüm ve sonuçta aşağıdaki tarifi uygulamaya başladım. Tüm içenler çok beğenip ısrarla blog'da tarifini arar olunca ben de bloguma eklemeye karar verdim. Fotoğraf Emre ile Deniz geldiğinde Emre Limonataya saldırmadan az önce çekildi..
Eski limonata tariflerinde mutlaka limonun kabuğu rendelenir ve şekerle harmanlanarak bekletilirmiş. Ancak bizim zamanımızda artık ilaçlanmamış limon bulmak neredeyse imkansız olduğu için ben limon kabuğunu pek kullanmıyorum. Organik ürünler kullanma şansına sahip olanlar limon kabuklarını rendeleyip nane-şeker karışımına ilave edebilirler..
Malzemeler
6-7 adet Limon
12-15 çorba kaşığı şeker
12-15 dal Taze Nane
1,5 - 2 lt su

Tarif
Vaktiniz varsa birkaç saat önceden 10-12 çorba kaşığı şekeri bir bardak su ile bir cezvede kaynatıp bir şerbet elde edin ve soğutun(Vaktiniz yoksa limonatayı daha sonra bol buzla soğutabilirsiniz). Şimdi Naneden bir kaç dalı dekorasyon için ayırıp diğerlerinin sadece yapraklarını çukur bir kaba koyun. 1-2 çorba kaşığı şekeri bu nane yapraklarının üzerine koyup baharat ezmek için kullandığınız bir havan eli(sarımsak kokmasın lütfen!!) ya da tahta bir kaşık ile nane ve şekeri ezerek nanelerin nefis kokusunun ve aromasının çıkıp şekere karışmasını sağlayın. Bu karışımın üzerine limonların suyunu sıkıp dökün. Mümkünse bu karışımı 30-60 dakika dinlendirin (aceleniz varsa dinlendirmeden de oluyor!)
Servisten önce nane-şeker-limon suyu karışımını ince telli bir süzgeçten ya da bir tülbentten geçirip şekerli şerbet ve soğuk suyu üzerine ilave edin. Suyun ve şerbetin tamamını dökmeden arada bir lezzetini kontrol edin ki sizin damak tadınıza en uygun tatlılıkta limonatayı elde edin.
Bardaklara servis sırasında içine bol buz ile beraber bir dal nane, bir dilim limon ve birer pipet koyun..
Alternatif bir sunum için bir gün önceden buz kalıplarına nane yaprakları ile beraber su koyup dondurun ve bardaklara bu naneli buzlardan koyun ;)
Bir Alternatif daha; Limonatayı su yerine maden suyu ile sulandırırsanız nefis bir gazoz elde edersiniz.
Bu limonatanın her türlüsü Bacardi ile yaz akşamlarında çok iyi gidiyor:) bknz."Mojito"

31 Mayıs 2009

Çilek Rüyası


Haftasonunda minik Lara ile ziyaretimize gelen Emre ile Deniz'e hangi pastayı istersiniz diye sorduğumda daha Bursa'da yeni yemiş olmalarına rağmen "Elma Rüyası" cevabını verdiler.. Ama manavdaki çilekleri gördükten sonra Elma rüyası yerine onun biraz değiştirilmiş bir versiyonu olan "Çilek Rüyası" yapmaya karar verdik.
Daha önce mutfak dergilerinden birinde görüntü olarak buna benzeyen bir tatlı görmüş ve sunumu çok beğenmiştim. Bu tatlı için biz yaklaşık 1 kg çilek kullandık ama biraz daha az miktarda da kullanabilirsiniz. Artan çilekler için size bir fikir verebilirim:
Çileği ben pek seviyorum ve mevsiminde haftada 2 kez alıyorum ama alındığı gün tüketilmezse ertesi güne de kalmaması gereken pek narin bir meyve... Bu nedenle o gün yenmeyeceği belli olduktan sonra çilekleri çok az bir miktarda pudra şekeri ve birkaç damla limon suyu ile blender'dan geçirip çilek püresi elde ediyorum ve bu püreyi buz küpleri hazırlamakta kullanılan plastik kaplara koyuyorum. 2-3 saat sonra donmuş olan çilek küplerini bir buzluk poşetine ya da bir buzluk kabına koyup ağzını sıkıca kapıyorum. Bu şekilde elde ettiğim çilek küplerini dondurma sosu olarak, çilekli süt hazırlamak için ya da çilekli pastalar için kullanabiliyorum ve taze çilek lezzetinde oluyorlar. Küpler halinde olduğundan porsiyonları da uygun şekilde ayarlayabiliyorum. Bu fikir nedeniyle bu yazıya dipfriz etiketi koyacağım ama aşağıdaki tatlı dipfrize koymak için pek uygun değil:)
Malzemeler:
8-10 adet kedi dili bisküvi
1/2 bardak elma suyu
1 paket pastörize krema(250 ml)
250 gr süzme yoğurt
2 paket vanilya şekeri
3-4 çorba kaşığı pudra şekeri
1 kg çilek
1 muz
2- çorba kaşığı limon suyu

Tarif:
Çilekleri yıkayıp ayıkladıktan sonra muzu dilimleyip kararmaması için üzerine limon suyunu dökün.İyice soğutulmuş kremayı soğutulmuş bir kabın içinde önce düşük sonra yüksek devirde iyice çırparak köpürtün, vanilya şekeri ve pudra şekerini ilave ederek biraz daha çırpmaya devam edin. Süzme yoğurdu da katıp biraz daha çırpın ve bu aşamada tadını kontrol edin gerekiyorsa biraz daha pudra şekeri ilave edebilirsiniz..
Şimdi 6 adet büyükçe su bardağını alın (viski bardakları dah da uygun) bardakların dibine birer kaşık krema karışımı koyup üzerine elma suyuna batırarak ıslattığınız kedi dili bisküvilerinden koyun üzerine muz ve çilek karışımını koyup tekrar krema - kedi dili - meyve karışımı olacak şekilde bardak dolana kadar dizmeye devam edin.
En üste birer kaşık krema gelecek şekilde miktarı ayarlamaya çalışın.
Bu tatlı buzdolabında birkaç saat durabilir ama ertesi güne kalırsa güzel olmaz. Aynı gün içinde tüketmenizi tavsiye ederim. Ama zaten merak etmeyin o kadar nefis oluyor ki ertesi güne kalmayacaktır;)

Derya'nın Su Böreği


;) Hepimizin tarif defterlerinde böyle isimler vardır.. Annemin limonlu pastası, Nur Yengenin çorbası, Tante İlse'nin Brownie'si, Tante Helga'nın elmalı pastası ve Derya'nın Su böreği gibi.. Ben tarifi seneler önce Derya'dan almıştım ve bu nedenle benim defterime bu isimle girdi. Aynı tarif bir başka defterde bir başka isimle anılıyordur muhakkak.. Bu anonim tarif muhtemelen pek çok yemeksever tarafından biliniyordur ama annem benden ısrarla tarifini isteyince ve ben de bu aralar iki gün ara ile bu böreği pişirince bloguma girmeye hak kazandı.. Geri bildirimlerini bekliyorum anne!

Çocuklu ailelere mutlaka tavsiye ederim çünkü bizim kızların ikisinin de favori böreği bu... Geçtiğimiz haftasonu ilk kez bizi ziyarete gelen yeğenimiz Lara bebek de ilk kez börek yedi:)Sanırım onunda favorileri arasına girecek..

Kıvam olarak biraz su böreğini, biraz da fırında makarnayı andırıyor ve bu böreği yaptığınız yufkaların ille de incecik olması gerekmiyor. Market tipi paketli yufkalarla da gayet güzel oluyor. Hatta bence onlar malzemeyi daha iyi çektiklerinden onlarla daha bile güzel oluyor.. Böreğin aslında tek özelliği bir gece önceden hazırlanıp buzdolabında bekletilmesi.. Böylece sütlü yumurtalı karışımı yufkalar iyice emip yumuşacık lezzetli bir börek elde ediyorsunuz..Yapması da pek kolay:

Malzemeler:
4 yufka
3 yumurta
2 bardak süt (400ml)
2 çorba kaşığı yoğurt
1/2 çay bardağı sıvı yağ(70 ml)
400-500 gr böreklik lor

Büyük boy kare Borcam ya da 25*25 boyutlarına uygun bir fırın kabı

Tarifi:
Fırın kabını yağlayıp hazırlayın. Yufkaları yarıya keserek uzun kenarına biraz lor dökerek(çok fazla koymayın)yufkayı gevşekçe bir rulo halinda sarın sonra da biraz büzerek fırın kabına yerleştirin. Aynı işlemi diğer yufkalarla tekrarlayarak hepsini helezonik olarak fırın kabına yerleştirin. Uygun boyutta bir fırın kabı kullanıyorsanız yufka ruloları biraz sıkıştırarak da olsa kaba sığacaktır.
Süt, yumurta, yoğurt ve sıvıyağı derin bir kapta çırparak karıştırın ve bu karışımı yufkaların üzerine dökün. Şimdi kabın üzerini bir streç folyo ile kapatarak en az bir gece boyunca buzdolabında bekletin. Bu süre boyunca yufkalar sütlü karışımı iyice emeceklerdir.Ertesi gün Fırında 180 derecede üzeri güzelce kızarana dek yaklaşık 30-40 dakika pişirin...
Önce güzelce kabaran bu börek ne yazık ki sonra iniyor.. Benimki de kesilip fotoğraflanana kadar epey sönmüştü ama lezzetinden birşey kaybetmiyor:)

25 Mayıs 2009

Waffel


Waffel denildiğince pek çoğunuzun aklına mis gibi vanilya kokusu ile beraber diktörtgen şeklinde üzeri binbir çeşit meyve ve sosla tatlandırılan bir tür belçika tatlısı geliyordur. Oysa Waffel benim için yuvarlak olmalı ve bu yuvarlaklar küçük kalplerden oluşmalıdır. Hamuru incecik olmalı ve üzerine sadece taze çırpılmış krema ve sıcak vişne sosu konmalıdır. Hadi hava çok sıcaksa dondurma ile soğuk vişne sosu da olabilir.. Ama sadece o kadar...
Waffel kelimesinin kökünün Flamanca'da arı peteği anlamına gelen bir kelimeden geldiği düşünülmekle beraber waffel yapmakta kullanıldığı düşünülen ilk waffel presleri 9. yy civarına tarihlenerek Belçika'da bulunmuş. Almanya'da her panayır'da muhakkak satılan waffel'lar için yüzlerce tarif olmakla beraber benim favori tarifim "Das Dr. Oetker Grundbackbuch" kitabımdan. Waffel'ları hazırlamak için Tchibo'dan aldığım ikili bir Waffel makinası kulanıyorum. Türkiye'de satılan Waffel makinalarının çoğu dikdörtgen şeklindeki kalın Belçika Waffelları hazırlamak için kullanılıyor. Benim tercihim daha ince olan yuvarlak Alman tipi waffeller!.
Yukarıdaki Fotoğraf ise yine Dalyan Kano Otel'de çekildi. (Bu arada Kano otel internet sitesine bir süredir virüs uyarısı nedeniyle giriş yapılamıyor, yeni sitemiz hazırlanıyor!)
Waffel
Hamur için malzemeler:
175 gr Tereyağı
175 gr Şeker
1 paket vanilya şekeri
4 Yumurta
1 fiske tuz
200 gr Un
50 Gr Nişasta
1/2 tatlı kaşığı Kabartma Tozu

Üzerine
250 gr dondurulmuş vişne
2-3 çorba kaşığı şeker
1-2 çorba kaşığı nişasta

1 paket pastörize krema
Sıcak günlerde kremanın hemen yumuşamasını engellemek için bir poşet krema sertleştirici kullanabilirsiniz.

Tarif:
Öncelikle Vişne sosu için vişneleri bir tencereye alıp nişasta ve şekeri üzerine ilave edin, vişneleri bir taşım kaynatıp tadını ve kıvamını kontrol edin. Gerekiyorsa şeker ya da biraz suyla ezilmiş nişasta ilave ederek ya da çok katı kıvamlı olduysa biraz su ilave ederek yumuşak kıvamlı bir pelte elde edin. Pelte soğuk yenecekse önceden hazırlayıp soğutmuş olmalısınız, Alman usulü sıcak pelte koyacaksanız tencerede kalabilir.
İyice soğuttuğunuz kremayı yine soğutulmuş bir kabın içinde soğutulmuş çırpma telleri ile mikserde önce düşük sonra yüksek devirde çırparak kıvamlı bir hale gelmesini sağlayın. Hazır kremayı iyice soğuması için hamur hazırlanana kadar buzluğa da koyabilirsiniz. Ya da buzdolabının en üst rafına koyarak serin kalmasını sağlayın. Eğer ortam çok sıcaksa ve krema bir müddet servis için dışarıda duracaksa kremayı çırptıktan sonra bir paket krema sertleştirici ilave edebilirsiniz.

Hamur için; Tereyağını eritip mikserle köpürene kadar çırpın. Şeker ve vanilya şekerini ilave edip çırpmaya devam edin. Birer birer yumurtaları(oda sıcaklığında olurlarsa hamur daha güzel olur) ekleyip tuzu da katın. Un,nişasta ve kabarta tozunu bir süzgece koyup(İkea'da özel un süzgeçleri var eleyerek hamura karıştırmak için çok pratik) orta devirde çırparken yavaş yavaş hamura ilave edin. Akışkan kıvamlı bir hamur elde etmiş olmalısınız. Eğer kıvamı fazla sert olduysa biraz süt yada su koyarak akışkan hale getirebilirsiniz.
Waffel makinanızı yağlayıp(yeni modeller genellikle pek yağlanmayı gerektirmiyorlar!) ısıtmaya başlayın. Makine iyice ısındığında yaklaşık bir büyük servis kaşığı dolusu hamuru hızlıca makinenin içine yayıp kapağını kapatıp bir süre bastırın. Bu sürede hamur ısınıp makinenin içine yayılacaktır. Makinenin cinsine göre 1-2 dakikada waffellar üzeri kızararak servise hazır hale geleceklerdir. Hazır olan Waffel'ları bir tel ızgara üzerine alıp sonra da fazla soğumasını beklemeden önceden hazırladığınız krema ve vişne sosu ile servis yapın.
Yalnız waffel servisi yapmak biraz Mangal başında durmaya benziyor, mutlaka makinenin başında durmak gerekiyor ve siz ancak sonuncu waffel pişirildikten sonra misafirlerinizin yanına geçebiliyorsunuz. Benimki gibi açık mutfağı olanlar bu sırada muhabbetten kopmadan waffel pişirebilirler:)
Her waffel üzerine bir kaşık krema ve bir kaşık vişne peltesi ile servis edilir.
Bu arada waffel servisi için yaratıcılığınıza sınır koymayın.. Çeşit çeşit meyvelerden çikolata soslarına ve dondurmalara kadar pek çok malzeme waffel'lara yakışıyor..

26 Nisan 2009

Çilekli Tart


Dalyan'dayız!... Sessiz, sakin, huzurlu, yeşil, mavi, keyifli, eğlenceli... Dalyan'ı anlatacak kelimelere karar vermekte zorlanıyorum... Aşağıdaki fotoğraflardan da görebileceğiniz gibi pek hoş bir yerdeyiz:) Sevdiğimiz işi keyifle yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kano Otel'de ilk misafirlerimiz olarak ağırladığımız Demet ve Julian tüm tatil günleri için yağmur bilgisi veren meteoroloji tahminlerine aldırış etmeden otelimizin açılışında hazır bulundular ve tüm tahminlerin tersine pırıl pırıl güneşli günler geçirdik. Açılışımız için yine yanımızda olan annem ve babam da ilk misafir gurubumuzun arasındaydı ve hepimiz birarada olunca bol bol yenilip içilen bol yemek sohbeti yapılan pek keyifli bir ortam oldu. Biz de annemle her öğleden sonra pasta yapmayı ihmal etmedik tabiiki;)
Yöresel tatları keşfetmek için gittiğimiz Ortaca pazarında bulduğumuz çilekler o kadar güzeldi ki dayanamayıp 2 kilo birden aldık ve çileklerle kocaman bir çilekli pasta hazırladık. Pasta tabanı olarak rulo pasta yapımında kullandığımız bir pandispanya hazırladık. Üzerine vanilyalı puding döküp çilekleri yerleştirdik ve en üstüne de tart jöle koyduk. Tam bir yaz pastası oldu!
İşte detaylı tarif:
Hamur
3 yumurta
120 gr şeker
50 gr Un
50 gr Buğday Nişastası
1 tatlı kaşığı Kabartma tozu

Puding/Muhallebi
1 lt Süt
2 paket Vanilyalı Puding
2 çorba kaşığı tereyağı

1,5 kg Çilek

2 paket tart Jöle
1/2 lt vişne suyu


Tarif:
İlk olarak çilekleri yıkayıp ayıklayarak hazırlayın. Çileklerin büyüklüğüne göre ikiye yada dörde bölün.Çilekler bir süzgünün içinde bir kenarda dursunlar.
Hamurunu hazırlarken, önce fırınınızı 180 dereceye ayarlayıp çalıştırın. Fırın tepsinize(35*40 cm civarı olmalı) yağlı kağıt yayayrak ya da tepsiyi yağlayarak hazırlayın.
Şimdi önünüze 2 adet karıştırma kabı alın. 3 yumurtanın sarılarını ve beyazlarını ayırarak bu kaplara koyun. Bir Mikser ile önce yumurta aklarını bol köpüklü bir hale gelene kadar çırpıp 120 gr şekerin yarısını bu yumurta köpüklerine yavaş yavaş ilave ederek karıştırmaya devam edin. Şimdi mikseri yumurta sarılarına daldırıp onları da iyice köpürtün. Kalan şekeri ilave edip çırpmaya devam edin. Şeker iyice karışıp açık sarı bir karışım elde ettiğinizde yumurta aklarını sarıların üzerine ilave edin ama henüz karıştırmayın. Mikser ile işimiz bitti.(Bu arada önce yumurta aklarını çırpıyoruz çünkü yumurta aklarını çırparken mikser uçlarında herhangi bir yumurta sarısı artığı olmaması gerekiyor) Bir kaba un, nişasta ve kabartma tozu karışımını eleyerek bu un karışımını da sarıların olduğu kaba aktarın. Şimdi bir tahta kaşık veya spatula yardımı ile yumurta sarıları, akları ve un unları yavaş hareketlerle karıştırın. Bu işlemin çok dikkatli yapılması gerekiyor ki köpürttüğümüz yumurtalar sönmesin. Hamur karışımında un taneleri gözden kaybolduğunda bir spatula yardımı ile hamuru tepsiye yayıp fırına koyuyoruz ve 12-15 dak. pişiriyoruz.
Pastanın tabanı pişerken pudingimizi pişiriyoruz. 1 lt sütü tencereye koyup 2 paket vanilyalı puding tozunu ekleyerek karıştırarak pişiriyoruz. Kaynamaya başlayınca iki çorba kaşığı tereyağını ekliyoruz ve birkaç dakika daha karıştırıyoruz.
Bu arada pasta tabanınız fırından çıkmış olmalı. Henüz sıcak olan vanilyalı pudingi hamurun üzerine dökün ve hafifçe ılınmasını bekleyip pudingin üzerine çilekleri yerleştirmeye başlayın. Bu işi yaparken fazla oyalanmayın çünkü puding çok soğursa çilekler pudingin üzerine yerleşemez ve pasta üzerinde patinaj yapmaya başlarlar:)
Son katmanımız için yarım litre vişne suyunu(kırmızı orman meyveleri suyu da olabilir) tencereye koyup 2 poşet tart jöle ile karıştırıyoruz ve kaynatıyoruz. Poşetin üzerindeki tarife aynen uymalısınız yoksa tart jölenin kıvamı bozuk olabilir. Jöleyi bir kaşık yardımı ile pastanın her tarafına eşit miktarda olacak şekilde yayın ve pastanızı en az iki saat buzdolabında soğutun. Afiyet olsun.


Kano otel'de gece manzarası.. Sağ yukarıdaki kaya mezarları manzarasına dikkat!


Nehir tarafından Kano otel bahçesi!

16 Nisan 2009

Tabansız Kaesekuchen


Bu blogu okuyan herkes artık Kaesekuchen'ın bir tür peynirli kek yada ingilizce tanımıyla cheesecake anlamına geldiğini biliyor diye düşünerek başlığımı bu şekilde koydum. Aşağıdaki pastayı aylar önce küçük kızımın arkadaşları ve anneleri ile yaptığımız bir buluşmada Berna'da yemiş ve çok beğenmiştim. Kaesekuchen'ın her çeşidini daha önce yemiştim ama hiç tabansız olanından yememiştim. Altında hamur olmadığı için daha da hafif bir tatlı olmuş ve hem tatlı hem pasta olarak ikram edilebilecek türden bir pasta...Berna Alman geleneklerine sadık olarak üzerine meyveli sos koymamıştı ama ben Alman ve Amerikan pastalarını harmanlayarak aşağıdaki tarifi hazırladım. Orjinal tarif için Berna'ya teşekkür ediyorum.
Pastayı hazırlarken kelepçeli kalıbınızın tabanının üzerinde bıçakla kesmeye uygun olduğundan emin olursanız sonradan işiniz daha kolay olur. Çünkü bu pastanın tabanı olmadığından kalıbın dibinden çıkarmak sonra biraz zor olabilir. Ben genellikle sadece kelepçeli kalıbın yanlarını çıkarıp pastayı kalıbın tabanının üzerinde bırakıyorum. İlla da kalıbın üzerinden alacaksanız mutlaka bir gece buzdolabında iyice soğuttuktan sonra büyük bir pasta spatulası ile taşımanızı öneririm. Ayrıca tüm Kaesekuchenlar gibi bunu da mutlaka bir gece önceden yada sabah çok erkenden hazırlamalısınız ki tam anlamıyla soğuyup kendi kıvamını bulsun. Bu pastanın illa da buz gibi soğuk olması gerekmiyor ama içindeki yoğun malzemeler nedeniyle soğuması uzun sürüyor.
Tabansız Kaesekuchen/Cheesecake
Malzemeler:
250 gr Tereyağı(Yumuşak kıvamda)
200 gr Şeker
2 paket vanilya şekeri
4 yumurta sarısı
4 yumurta akı
1 kg süzme yoğurt
50 gr İrmik
25 gr Un
3 Çorba kaşığı Limon suyu

Üzerine:
250 gr dondurulmuş yada taze orman meyveleri / vişne
2-3 çorba kaşığı şeker
1/2 bardak kırmızı meyvesuyu (orman meyvesi yada vişne olabilir)
2-3 çorba kaşığı nişasta

Tarif:
Bir kapta yumurta aklarını iyice köpürüp katılaşana kadar çırpın.BU çırpılmış yumurta akları bir kenarda dursun. Ayrı bir kapta tereyağını çırparak köpürtün ve sırayla şeker, vanilya şekeri, yumurta sarısı, Süzme yoğurt, unla karıştırdığınız irmiği ve limon suyunu ekleyin. Son olarak çırpılmış yumurta aklarını bu karışıma ekleyip bir tahta kaşık yada spatula yardımı ile dikkatlice ve yavaşça karıştırın. Dikkat: Bu aşamada mikser kullanmayın çünkü hızlı karıştırır yada çırpmaya kalkarsanız yumurta köpükleriniz söner ve pasta olması gereken yumuşak ve havalı kıvamda olmaz.
Bu malzemeyi yağlanmış bir kelepçeli kalıba koyup 175 derecede yaklaşık 1 saat pişireceksiniz. Küçük fırınlarda üst ısı fazla gelebilir gerekirse (üzeri fazla kızarırsa) pastanın üzerini yağlı kağıt yada alüminyum folyo ile kapatarak ve hatta fırın ısısını biraz düşürerek pişme süresini mutlaka 1 saate tamamlayın. Bazen pastanın üzerinde çatlaklar oluşabilir merak etmeyin bu Pastanın doğal bir özelliğidir. Zaten aşağıdaki meyve peltesini üzerine koyarsanız çatlak da görünmez olacaktır.
Pasta iyice soğuduktan sonra; meyve suyundan birkaç kaşık alıp bir kase içinde nişastayı ezerek bulamaç haline getirin ama dikkat edin yopaklar kalmasın. Meyveleri bir tencereye şeker ve meyve suyu ile koyup bir taşım kaynattıktan sonra nişasta karışımını meyvelere ilave edip bir taşım daha kaynatın ve kıvamını kontrol edin. Eğer fazla sulu olduysa biraz daha nişastayı ezerek ilave edin yada çok katı olduysa biraz daha su yada meyve suyu ilave edin. Dondurulmuş meyveler genellikle daha çok su saldıklarındamn taze meyvelerde sıvı miktarını arttırmak gerekebilir. Pelte konusunda hiç tecrübem yok kıvamını nasıl bileceğim derseniz pelteyi yapmaya başlamadan buzluğa bir çaytabağı koyun, pelte hazır olduğunda buzlukta soğumuş olan tabağın üzerine bir tatlı kaşığı kadar pelteyi koyup kıvamına bakın; tabağı yan çevirdiğinizde üzerindeki pelte çok ağır bir şekilde aşağıya iniyorsa doğru kıvamda olmuş demektir! Yalnız tüm bu işlemler esnasında pelteyi fazla kaynatmak zorunda kalırsanız ve ahududu gibi hassas meyveler kullandıysanız işin sonunda meyveli pelteden ziyade meyve püreli pelte elde edeceğinizi de eklemek isterim. Bu nedenle ilk pelte tecrübesi için belki vişne kullanmakta fayda olabilir.

05 Nisan 2009

Mermer kek


Bu haftasonumuzu Köyceğiz Dalyan'da geçirdik. Önümüzdeki sezon işletmesini üstlendiğimiz ve 17 Nisan'da açmayı planladığımız Kano Otel'de bir haftasonu geçirdik! Bizim gibi sessiz ve sakin ortamları sevenler için yılın bu mevsimi tüm sayfiye yerleri cennet gibi gerçi ama bu küçük haftasonu tatili (bugün feci yağmur yağmasına rağmen) hepimiz için çok özel bir tatil oldu. Kızlar tüm yaz tatillerini geçirecekleri bu beldeyi ve Kano otel'i gördüler ve tüm çevreyi çok sevdiler. Sezon henüz tam anlamı ile başlamadığından zaten sessiz olan ortam akşam saatleri ile birlikte iyice sakinleşti ve her yer o kadar sessiz oldu ki neredeyse biz konuşurken bile ortam sessizliğini bozmamak için fısıldar hale geldik.. Her zaman yüksek sesle konuşan Doğa'mızın konuşmalarını ise tüm Dalyan halkı dinledi sanırım:)
Köyceğiz Dalyan'da 17 Nisan'da açacağımız Kano Otel'i daha detaylı incelemek isteyenler www.otelkano.com adresinden web sitemize ulaşabilirler. Ayrıca küçük Oteller kitabının hem web sitesinde hem de kitaplarında yer alıyor.
Yukarıda Fotoğrafı görülen Mermer kek'i izmir'de hazırlayıp yanımızda götürmüştüm. Kızların İztuzu plajından topladığı deniz kabukları ile beraber masanın üzerinde hoş bir görüntü verdi. Mermer kek benim en sevdiğim kek olup çocukluğumda bazen doğumgünü pastası olarak anneme sipariş ettiğim bir kek'tir:)Adını görüp de sert bir kek olduğunu sanmayın lütfen:) adı alacalı görüntüsünden dolayı"mermer" yoksa aslında yumuşacık ve lezzetli bir kek.. Ben orjinal tarife ilaveten damla çikolata ve ceviz ekliyorum(illa bir değişiklik yapmam gerek yani:) Burada görünen kek aşağıdaki tariften çıkan miktarın yaklaşık 2/3'ü. 1/3'lük kısmını başka bir kalıpta yaparak buzluğa atıyorum. Hamurun yaklaşık 2 misli kadar kabaracağını hesaplayarak uygun boyutta bir yada birden fazla kek kalıbına paylaştırabilirsiniz.
Ve işte bugünün tarifi:
Mermer kek
Malzemeler:
300 gr Tereyağı yada Margarin(yumuşak kıvamda-ılık)
275 gr Şeker
1 Paket vanilya şekeri
1 fiske tuz
5 Yumurta
375 gr Un
4 tatlı kaşığı(silme)kabartma tozu
3-4 çorba kaşığı süt

kakaolu kısmı için :
20 gr Kakao
20 gr Şeker
2-3 Çorba kaşığı süt

İsteğe bağlı:
3-4 Çorba kaşığı Damla çikolata
3-4 Çorba kaşığı kırılmış Ceviz

Tarif:
Fırınınızı 175 dereceye ayarlayın(orta ısı)ve ısıtmaya başlayın.
Yağı mikser ile yaklaşık yarım dakika iyice çırpın. Şeker, vanilya şekeri ve tuzu yavaş yavaş ilave ederek çırpmaya devam edin. Yumurtaları birer birer ilave ederek her yumurta için yaklaşık yarım dakika çırpın. Un ve kabartma tozunu bir kaba eleyin ve yavaş yavaş ilave edin. Son olarak sütü de ekleyin. Ve kaşıktan zor düşen ama yumuşak kıvamlı bir hamur elde edin.(gerekiyorsa 1-2 kaşık daha süt ekleyebilirsiniz) Eğer istiyorsanız bu aşamada ceviz ve damla çikolataları koyabilirsiniz. Bu hamurun yaklaşık 2/3'ünü yağlanmış kek kalıbınıza(büyük boy)dökün.
Kalan hamurun üzerine kakao, şeker ve sütü ilave edip bir daha karıştırın ve bu esmer hamuru diğer açık renkli hamurun üzerine dökün. şimdi bir çatal yardımı ile esmer ve beyaz hamuru hafifçe birbirine karıştırın. Ama çatalı çok dibine sokmadan biraz yüzeyden karıştırın ki geleneksel mermer görüntüsü ortaya çıksın:)
Eğer kekin tamamını tek bir kalıpta yapıyorsanız pişmesi yaklaşık 45-50 dakika sürecektir. Ama benim yaptığım gibi hamuru daha küçük kalıplara pay ederek pişiriyorsanız kalıbın büyüklüğüne göre 30-35 dakika yetecektir. Tahta bir çöp şiş çubuğunu keke saplayarak kekin pişip pişmediğini anlayabilirsiniz. Eğer çubuk temiz çıkıyorsa kekin içi de pişmiş demektir. Eğer çubuğun üzerinden yumuşak hamur kalıntıları varsa biraz daha durması gerekir.
Tarifin orjinali "Das Dr. Oetker Grundbackbuch" kitabından alınmıştır.

İztuzu plajından toplanan deniz kabuklarımız...

01 Nisan 2009

Elma Rüyası - Apfeltraum


Bu tatlı hem hafif, hem sağlıklı, hem de kolay bir tatlının ne kadar lezzetli olabileceğine dair en güzel örneklerden biri. Tarz olarak biraz Tiramisu'yu andırsa da Tiramisu'dan çok daha hafif bir tatlı. Geçen hafta Tante Gertrud bu tatlıdan yapıp anneme getirmiş. Tele-konferans ile tarifi onlardan aldıktan sonra internette biraz araştırınca Almanya'da çok popüler bir tatlı olduğunu öğrendim. Orjinalinin yapımında "Calvados" ve "Mascarpone" kullanılıyor. Calvados Fransa'da üretilen bir tür Elma Brandy'si ve oldukça sert bir içki ben hem calvados'um olmadığı için hem de bu tatlı bir çocuk partisi için hazırlandığından calvados yerine elma suyu kullandım. "Alkollü" tatlı tercih edenler calvados da kullanabilir. Mascarpone yine bizim buralarda pek bulunmayan kremamsı bir tür italyan peyniri. Mascarpone'ye alternatif olarak ben süzme yoğurt ile kremayı çırptım. Bu şekilde hem daha hafif hem de daha sağlıklı oldu. Taban malzemesi olarak pastaneden adığım kedi dili kurabiyelerini kullandım (Büyük boy kare borcam için yaklaşık 100 gr kedi dili gerekiyor) ama Tante Gertrud taban olarak pastaban kullanmış ve o da çok güzel olmuş(annemin söylediğine göre) Kedi dili bulamayanlara alternatif olarak bilgi vereyim dedim...
Ve işte Elma rüyamızın tarifi:

Elma Rüyası
Malzemeler:
Elma püresi için:
1 kg mayhoş elma
3-4 çorba kaşığı şeker
1 çubuk tarçın
yarım su bardağı elma suyu

Taban
100 gr kedi dili bisküvi
yarım su bardağı Elma suyu

Üst krema
200 gr süzme yoğurt
1 paket süt kreması(200 ml)
2 paket vanilya şekeri
2-3 çorba kaşığı pudra şekeri

Süsleme
Toz Tarçın
Limon suyunda bekletilmiş çok ince elma dilimleri

Tarif:
Elmaları soyup küpler halinde kesin. Elma suyu, Şeker ve tarçın ile beraber kaynatın. Elmalar iyice yumuşadığında tarçın çubuğunu içinden çıkarıp bir çatal yardımı ile elmaları ezip püre haline getirin. Elma püresinin iyice soğuması gerekiyor, o nedenle bir gece önceden de hazırlayabilirsiniz. (okuduğum Almanca tariflerden birinde elma püresi olarak birkaç kavanoz bebek maması kullandığını yazıyordu ama ben o kadar tembellik etmedim;)
Taban için kedi dili bisküvilerini (yada pastaban altını)kabımızın dibine diziyoruz(ben büyük kare borcam kullandım)her birinin üzerine yaklaşık bir çorba kaşığı elma suyu olacak şekilde kedi dillerini ıslatıyoruz. Bisküviler iyice ıslanmış olmalı ama kenarlardan fazla sıvı taşmamalı. Elma püremizi bunun üzerine yayıyoruz. Buzdolabında iyice soğuttuğumuz kremayı çırparak kıvamlandırıp vanilya şekeri ve pudra şekerini ilave ederek çırpmaya devam ediyoruz (daha tatlı sevenler şeker miktarını biraz arttırabilirler). Son olarak süzme yoğurdumuz ile kremayı karıştırıp hafif kuvette çok kısa süre çırpıp elma püresini üzerine yayıyoruz.
Not: Pastaban kullananlar malzemeyi ikiye bölerek iki katlı bir pasta elde edebilirler.
Tatlı bu halde en az 3-4 saat hatta mümkünse bir gece boyunca buzdolabında beklemeli.. Hatta 2 gün bile bekleyebilir kesinlikle durdukça güzelleşiyor. Servisten önce üzerine bir çay süzgeci yardımı ile toz tarçın serpebilirsiniz. Ben yapmadım ama çok ince kesilmiş ve limon suyunda bekletilmiş elma dilimleri ile de süsleyebilirsiniz. Hem tatlı hem pasta olarak servis yapabileceğiniz ve bir gece önceden hazırlayabileceğiniz bir tarif..
Tarif için Tante Gertrud ve Anneme çok teşekkür ediyorum..

15 Mart 2009

Limonlu Kaesekuchen / Cheesecake


Doğrusu bu pastamın adını nasıl yazacağımı gerçekten bilemedim. Türkiye'de bilinen adı ile cheesecake Almanca adı ile Kaesekuchen Türkçemizde "Peynir-pastası" anlamına geliyor ve bu pek iştah açıcı bir isim değil. Oysa Almanya'da çok sevilen bu pastanın peynirle pek alakası yok. Bazı tariflerde tatlı lor kullanılarak yapılan bu pastayı ben annemden öğrendiğim gibi süzme yoğurt kullanarak yapmayı tercih ediyorum. Zaten bugün vereceğim tarifi de annem uyarladı ve burada beraber yaptık. Orjinal tarif Almanya'da Deniz'in bir arkadaşından geliyor ama malzemeleri Türkiye'ye uygun olarak değiştirdik. Almanya'da bu pastanin yapiminda "Quark" denilen süzme yoğurt kıvamında bir peynir kullanılıyor. Biz ise onun yerine süzme yoğurt kullanıyoruz. Ama süzme yoğurt alırken tarihin yeni olmasına dikkat edin, ekşi yoğurtla pek güzel olmayabilir. Ben genellikle "Sütaş süzme yoğurt" kullanıyorum ve buradaki miktar tam da sütaş paketlerine uygun "750 gr". Ben kendim süzeceğim derseniz yaklaşık 1,5 kilo yoğurdu bir gece önceden bir tülbentle bir süzgecin üzerine koyup altına koyduğunuz kaseyi de arada bir boşaltarak elde edebilirsiniz.
Pasta çok hafif bir tatlı ve içindeki limon nedeniyle çok da ferah bir tadı var. İçindeki malzemeler hiç Kaesekuchen/Cheesecake yememiş olanlara garip gelebilir ama deneyenlerin beğeneceğinden eminim. Üstelik yapımı da çok kolay!
Neyse artık tarife gelelim;

Limonlu Kaesekuchen / Cheesecake
Malzemeler
Hamur:
150 gr un
1 silme tatlı kaşığı Kabartma tozu
1 Yumurta
65 gr Şeker
65 gr Tereyağı

Yoğurt kreması:
750 gr Süzme Yoğurt
50 ml(yarım çay bardağı) Sıvı yağ
80 gr Şeker
1 Limon Suyu
3 Yumurta (1 Tam + 2 sarı)
350 ml süt(1,5 bardak)
1 Paket Vanilyalı Puding tozu(750 ml süt için olan hazır poşetlerden)

Üzerine kar tabakası:
2 yumurta akı
50 gr şeker

Yapılışı:
Un, Kabartma tozu, Yumurta, Şeker ve tereyağını elinizle ya da mikserin yoğurma çubukları ile bir tart hamuru haline getirin. Yaklaşık yarım saat buzdolabında dinlendirin.
Bu arada Süzme yoğurt, Sıvıyağ, Şeker, Limon suyu, Yumurta ve yumurta sarıları(dikkat beyazlarını atmayın, sonra üzeri için kullanılacak), süt ve Puding tozu'nu büyükçe bir kaseye koyup çırpma teli ile çırparak karıştırın ya da mikserden geçirin. Bu aşamada elde edeceğiniz malzeme oldukça sıvı olacaktır bu sizi şaşırtmasın, olması gereken kıvam bu zaten...

Fırınınız 175 dereceye ayarlayıp ısıtmaya başlayın. Kelepçeli bir fırın kabını (26 cm'lik) yağlayıp buzdolabında dinlenmiş olan tart hamurumuzu kabın dibine ve yaklaşık 3 cm'lik kenarlarına yayalım. Oldukça ince bir hamur olacaktır. Bu hamurun üzerine yoğurtlu karışımı döküp dikkatlice fırına verin. Çok sıvı olduğundan dikkatli olun, kabın kenarından taşmasın.
175 derecelik fırında 1 saat pişecek. Bu arada pastanızı takip edin, küçük fırınlarda kenardan çıkan hamurların biraz yanma ihtimali var, henüz 1 saatin dolmasına çok varken kızarmaya başlarsa üzerini bir alüminyum folyo ile kapatıp pişirmeye o şekilde devam edin. Normal şartlarda üzerinin çok fazla kızarmaması gerekiyor.
1 saatin dolmasına az kala Yumurta aklarını çırparak sert kıvamlı bir köpük elde edin ve sonra azar azar şekeri ilave edin ve çırpmaya devam edin. Kaşıktan kolay düşmeyen kıvamda bir köpük elde etmek gerekiyor.(Yumurta aklarını çırparken mikserin çırpma tellerinde diğer hamurun kalıntıları olmamalı!) 1 saat dolduğunda pastayı çıkarıp üzerine yumurta aklarını sürüyoruz. Şimdi pastayı bir daha fırına verip 10-15 dakika üzeri güzel kızarana kadar biraz daha pişiriyoruz. Pastamız hazır. Üzerindeki yumurta akları marsh mellow kıvamında yumuşak olacaklardır.
Ancak bu pastayı ikram etmeden önce iyice soğutmak gerekiyor. O yüzden bir gece önceden hazırlamanızı tavsiye ediyorum.

25 Şubat 2009

TUZLU KEK


Bu kek acil tuzlu hamurişi ihtiyacı olduğunda evde her an bulunabilecek malzemelerle yapılıyor. Aslında bildiğiniz poğaçaların kek formatı gibi birşey. Poğaça yemeyi çok severim ama onlarla uğraşmak zor oluyor diyenler için bir tarif. Kekin iç malzemelerini zevkinize yada o an elinizdeki malzemeye göre değiştirebilirsiniz. Ben genellikle lor ile yapıyorum ama beyaz peynir, Kaşar, Tulum gibi peynirler ve çeşit çeşit yeşillikle de deneyebilirsiniz. Yine ben yiyeceklere baharat katmayı pek sevdiğimden bu tuzlu keke de mahlep'i çok yakıştırdım ve bir çay kaşığı kadar mahlep ekledim, acı sevenler biraz kırmızı biber ekleyebilir. Hatta çekirdekleri çıkartılmış zeytin de ilave edilebilir.
Yani aşağıda vereceğim tarif sadece çerçeve için; gerisi size kalmış.
TUZLU KEK
Malzemeler:
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı zeytin yağı(biraz daha az kullanabilirsiniz)
3 Yumurta
1 kase Lor
1 demet Maydanoz
3 Su bardağı un (tam un ve beyaz un karışımı kullandım)
1 paket kabartma tozu
Birkaç çorba kaşığı süt
üzerine serpmek için susam

Büyük bir borcam kabını yağlayın ya da yağlı kağıt serin. Fırınınızı 180 dereceye ayarlayıp çalıştırın. Yumurta yoğurt ve yağı derin bir kapta çırparak karıştırın. Un ve kabartma tozunu başka bir kapta birbirine karıştırıp bu karışıma ilave edin. Hamur çok sert olduysa bir kaç kaşık süt ekleyerek yumuşak ama akışkan olmayan bir hamur elde edin. Peynir ve maydanozu ilave edin ve hamuru fırın kabınıza boşaltın. Üzerini düzeleterek susamları serpin yaklaşık 30-40 dakika sonra üzeri kızardığında fırından çıkarın.
Bu kadar kolay:)

20 Şubat 2009

Mozaik Pasta


Çocukluğumun en tatlı hatıralarından biridir "Mozaik Pasta"! Bisküvileri kıra kıra annemle beraber hazırlardık. Yıllar sonra yine yapmak istemiş ama incelediğim tüm tariflerde yumurta kullanıldığını görünce salmonella tehlikesi nedeniyle yapmaktan vazgeçmiştim. Nedense yumurtasız da yapılabileceğini düşünememiştim. Geçen yıl kızımın gittiği okulun aile birliği tarafından hazırlanan "annelerden tarifler" kitabında 2 tane birbirinden farklı yumurta kullanmadan hazırlanan mozaik pasta tarifi görünce yeni bir deneme yapmanın zamanı geldiğini düşündüm. Benim birkaç denemeden sonra her iki tarifi de biraz farklılaştırarak uyarladığım tarif aşağıda. Şeker olarak mutlaka pudra şekeri kullanın çünkü toz şeker tam olarak erimiyebiliyor ve kıtır kıtır kalıyor.

MOZAİK PASTA
Malzemeler:
250 gr Tereyağı
1 su bardağı pudra şekeri
1 su bardağı süt
1 paket (25 gr) Kakao
2 paket (400 gr) Petibör Bisküvi

isteğe bağlı Damla çikolata, kayısı, ceviz vs.
Tarif:
Bisküvileri derin bir kapta minik parçalar halinde kırın. Tereyağını eritip pudra şekeri, süt ve kakao ile karıştırın. Bu karışımı henüz ılıkken bisküvilerle karıştırın ve karışımların iyice harmanlanmasını sağlayın. Son aşamada içine katmak istediğiniz damla çikolata, fındık ceviz vs'yi de içine katın. Karışımın biraz ılınmasını bekleyin ve bir streç folyo yada alüminyum folyo'ya sararak piramit şeklini verin. Bizim çocukluğumuzda bu pastaya piramit pasta da denilirdi. Ama siz tabii ki başka bir şekil de verebilirsiniz;)Ben orjinal şekle sadık kaldım. Sonra pastanızı en az 2 saat buzluğa koyun. Şimdi yenmek için hazır!

Aşağıdaki fotoğraf yine Almanya'dan Deniz'den geldi. O da tarifi benden alıp uygulamıştı. Bu arada Alman'ların bu pasta için çok komik isimleri var.. Soğuk çene, Kiler pastası veya Soğuk Köpek!!!

16 Şubat 2009

Otlu Tart


Yine mutfak tezgahının üzerinde çekilmiş bir bir tart fotoğrafı ve yine biraz sevimsiz bir fotoğraf. Sırf bu fotoğrafı beğenmediğim için yeni bir tart yapana kadar bekledim ve onu bu kez dilimlenmiş olarak çektim ama sonuç daha da kötü oldu. İşin kötüsü tartlar piştiği akşam bitirildiğinden ertesi gün ışıkta fotoğrafını çekme durumu da yok.. Böyle giderse ot mevsimi bitecek diye korktuğumdan artık "Otlu Tart" tarifimi bu fotoğrafla paylaşmaya karar verdim.
Bir süredir ayda bir kez Tire pazarına gitmeye başladık. Uzuuuun yıllar önce(13-14 yıl) Alman Turistleri bu pazara götüren ilk acentada çalıştığım için ben de birkaç kez Tire'ye gitmiş hem pazarını gezmiş hem de şimdilerde çok meşhur olan Kaplan restoran'da yemek yemiştim. Herşey o zaman da otantik ve çoşkuluydu. Şimdi de öyle.. Yerel zanaatin ustaları semerciler ve keçecileri elimle koymuş gibi aynı sokak içinde buldum..

Pazaryerinde en dikkat çeken şeylerden biri kadın satıcıların bolluğu. Sadece Ot satmaya gelen teyzeler değil; ki pazarda bir sokak "otçu kadınlar sokağı" diye anılıyor, hırdavat malzemelerinin başında da kadınları görebilirsiniz. Artık bu yöre kadınlarının girişkenliği midir yoksa yöre erkeklerinin tembelliği olarak mı düşünülmeli bilemiyorum!...
Tire pazarına her gittiğimizde demet demet otlarla dönüyoruz. Kavurması, Haşlaması, Böreği... Bugün vermek istediğim tarifi ise yine benim uyarlamam olan "Otlu Tart". Böreklik olan otların hepsinden kullanabilirsiniz Isrgan(dalgan), ebegümeci, Pazı, kuzu kulağı, kara hindiba vs..
Tarif:
Malzemeler:

Tart hamuru için:
150 gr Kepekli Un
80 gr Tereyağı(soğuk)
1/4 subardağı buz gibi soğuk su
bir fiske tuz

Üzeri için
1/2 kg karışık böreklik ot
1/2 demet taze sarımsak
1/2 demet taze soğan
3-4 çorba kaşığı zeytin yağı
1 paket(200 gr) Labne peyniri
1/2 bardak süt
3 yumurta
tuz-karabiber

isteğe bağlı
50 gr ince doğranmış pastırma

İlk olarak otlarınızı, sarımsak ve soğanlarınızı yıkayıp ayıklayın ve doğrayın. (Bu iş biraz vakit alabilir) Isırgan(dalgan) kullanıyorsanız mutfak eldiveni kullanabilirsiniz. Büyükçe bir tavada (Wog tavası çok uygun olur) otları zeytinyağında çok hafifçe öldürün. Dikkat; otların sadece biraz sönmüş olmaları gerekiyor, tam pişirmeyin. Bu noktada yağdan da tasarruf etmeyin çünkü otlar mutlaka biraz zeytinyağı istiyorlar. Eğer benim gibi bir pastırma fanatiği iseniz son anda doğranmış pastırmaları da otların arasına atın. Yok ben vejetaryenim yada koku konusunda hassasım diyorsanız pastırmasız da olur. Otlar bir kenarda ılınırken hamuru hazırlayabilirsiniz.
Tart hamuru için unu bir kaba alın. Üzerine küçük küçük doğranmış tereyağını, soğuk suyu ve tuzu ilave edip mikserin yoğurma çubukları ile ya da elinizle yoğurarak sertçe bir hamur elde edin. Bu hamurun üçte ikisini iki kat streç folyonun arasına koyup tart kabınızın büyüklüğünde bir yuvarlak açın. Bu hamuru yağlanmış (26-28 cm'lik) Tart kalıbına koyun. Kalan üçtebir ile kalıbın kenarlarına şeritler yapın ve kenarlarını yükseltin. Fazla olan yükseklikleri bir bıçak ile kesip artan hamurlarla tartın üzerine minik bir desen yapabilirsiniz. Benim çiçeğim biraz aceleye geldi bu konuda benden daha yaratıcı olabileceğinize eminim:)
Bir kapta da labne peyniri, süt, yumurta, tuz ve karabiberi bir tel çırpıcı ile iyice karıştırın ve bu karışımı otlarla karıştırıp hamurun üzerine dökün. En üste elinizden geliyorsa artan hamurlardan bir süs yapın(hamuru ince koyun) yoksa benimki gibi bir çiçekle idare edin.
Önceten 180 dereceye ısıttığınız fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 25-30 dakika pişirin. Biraz ılınmasını bekleyip servis yapın. Eğer! artarsa dilimler halinde dipfirze koymak için çok uygun bir tariftir.


Tire pazarında Çanlar..Fotoğraf Mehmet Yalman www.myalman.com

03 Şubat 2009

Tuna Dalgaları Pastası "Donauwelle"



Bursa gezilerimiz devam ediyor.. Bugün Uludağın eteklerindeki 7 kızık köyünden biri olan "Cumalıkızık" köyüne gittik. Yaklaşık 700 yıl önce kurulan bu köylerden günümüze kadar korunarak gelebilmiş tek köy olma özelliğini taşıyan bu köy 80'li yıllarda koruma altına alınıp "Kentsel ve Doğal sit alanı" ilan edilmiş. Bursa şehrine bu kadar yakın olup da o yıllara kadar köy ortamının hiç bozulmadan korunmuş olması bence başlıbaşına bir mucize sayılabilir. Cumalıkızık son zamanlarda çevrilen pek çok dizi Kınalı Kar, Kurtuluş vs) ve filme ev sahipliği yaptığından ünü giderek artmış ve haftasonları ziyaretçi akınına uğruyor.



Biz yaklaşık 10 yıl önce henüz yeni keşfedildiğinde köyü ilk ziyaret ettiğimizde epey viran halde olan pek çok bina aradan geçen yıllarda uluslararası koruma projeleri sayesinde aslına uygun bir biçimde onarılmış ve bir iki bina dışında orjinal dokuyu bozacak hiçbir bina yok.

Esat Uluumay tarafından düzenlenen sevimli müzesi de köy halkının geçmişi ile ilgili pek çok objeyi barındırıyor. Esat Bey'in Bursa'nın Muradiye semtinde Şair Ahmet Paşa Medresesinde izlenime açtığı Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları müzesini de 2 gün önce ziyaret ettiğimizde kendisiyle tanışmış ve müzede sergilenen kıyafetlerin, takıların, ev eşyalarının hikayesini bizzat kendisinden dinleme fırsatını bulmuştuk. Cumalıkızık müzesi 1992 yılında açılmış ve köy müzeciliğinin en güzel örneklerinden biri sayılabilir.

Cumalıkızık gezimizden sonra eve döndüğümüzde bizi yine nefis bir pasta bekliyordu. Bu kez pastanın yapımında bizzat katkıda bulundum ve birkaç püf noktasına dikkat etmek şartıyla oldukça kolay bir ama çok lezzetli bir pasta olduğunu söyleyebilirim.



İşte pastamızın tarifi:

Tuna Dalgaları
Malzemeler
Hamur için:
125 gr Tereyağı
125 gr Şeker
3 Yumurta
200 gr Un
1/2 paket Kabartma Tozu
2-3 çorba kaşığı Süt
1 çorba kaşığı Kakao Tozu

350 - 450 gr Çekirdeği ayıklanmış Vişne(dondurulmuş olabilir)
2 çorba kaşığı şeker

Kreması için:
500 ml süt
1 paket Vanlyalı Pudig Tozu
150 gr yumuşak Tereyağı

Çikolata Gazür için:
100 ml Krema
150 gr Bitter Çikolata

Yapılışı:
Pastayı yapmaya karar verdiğinizde mümkünse bir gün önceden kreması için kullanacağımız vanilyalı puding'i pişirin. Böylece pudingin oda sıcaklığına gelmesi için cambazlık yapmanıza gerek kalmaz. Ben Puding'i(Muhallebi) hazır poşet pudinglerinden kullanarak yapıyorum, paketlerin üzerinde genellikle 750 ml süt ile pişirileceği yazar, biz pasta kreması yapacağımız için daha yoğun bir pudinge ihtiyacımız olduğundan 750 yerine 500 ml süt kullanıyoruz. Eğer kendi muhallebinizi pişirmeyi tercih ediyorsanız biraz yoğun vanilyalı ve oldukça sert kıvamlı bir muhallebiyi yine 500 ml süt ile pişirip aynı şekilde kullanabilirsiniz.
Puding pişer pişmez kapağını sıkıca kapayın yada streç filmle kapatın ve öylece soğutun ki pudingin üzeri kaymak tutmasın.
Eğer dondurulmuş vişne kullanacaksanız vişneleri 2 çorba kaşığı şeker ile (su katmadan) bir taşım kaynatıp pişerken ortaya çıkan suyun süzülmesi için bir süzgüye alın. Taze vişne kullanıyorsanız sadece çekirdeklerini çıkartın ve fazla sularını almak için yine süzgüye koyun pişirme işlemine gerek yok.
Pastamızın kek kısmı için tereyağı ve şekeri birlikte çırpın yumurtaları birer birer ekleyerek çırpmaya devam edin. Un, Kabartma tozu ve sütü ekleyip biraz daha çırpın.
Hamurun kıvamı yumuşakça olmalı eğer fazla sert olduysa az miktar (1-2 çorba kaşığı) süt ekleyin. Hamurun 2/3'ünü yağlanmış kelepçeli fırın kabına koyup (26-28 cm çapında) kalan hamura 1 çorba kaşığı kakao tozunu ekleyip tekrar karıştırın. Bu kakaolu hamuru diğer hamurun üzerine ekleyip onun üzerine de daha önceden hazırladığınız vişneleri serperek dökün. Önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında yaklaşık 35 dakika pişirin.
Pastanın en çarpıcı yeri olan kreması Alman'ların Buttercreme dedikleri bir pasta kreması ve bu krema vişne ve çikolataya çok yakışıyor. Bu kremayı hazırlamanın en önemli püf noktası pudding(muhallebi) ile tereyağımızın ikisinin de oda sıcaklığında olması. Dolayısı ile pudingin birkaç saat önceden pişirilip ılıtılmış, tereyağının da en az 2-3 saat önce buzdolabından çıkarılmış olması gerekiyor. Bunu sağladıktan sonra 150 gr Tereyağını bir karıştırma kabında mikser ile çırpmaya başlayın. Bir tatlı kaşığı ile pudingten azar azar ilave ederek tereyağını çırpmaya devam edin. Tüm puding(Muhallebi) tereyağına katılana kadar azar azar ilave edin. Bu işlemi yaparken mikseri orta kademede çalıştırın. Bu işlemi yaparken 3 noktaya dikkat etmek gerekiyor:
1- Malzemeler mutlaka oda sıcaklığında olacak
2- Puding azar azar katılacak
3- Mikser orta kademede çalışacak
Bu üçünden birine uymazsanız kremanız kesilebilir ve pütürlü bir kıvam alabilir.
Kremayı başarı ile hazırladıktan sonra ahala kelepçeli kalıbında duran kekin üzerine yayın.
Son olarak Ben Mari usulü ile (İçinde su olan bir tencerenin için oturttuğunuz bir kabın içinde) krema ve çikolatayı karıştırarak eritip pastanın üzerine incecik sürün.
Pastanız yaklaşık 2 saat buzdolabında soğuduktan sonra sunuma hazır. Pastayı kestiğinizde adının nereden geldiğini anlayabilirsiniz. Pastanın keki pişerken dibe doğru kayan vişneler pasta dilimlerinin dalgalı bir görünün almasını sağlıyorlar:)

Aşağıdaki Fotoğraf taaa Almanya'dan geldi.. Deniz bu tarifi uygulayarak yapmış:) Ellerine sağlık!

31 Ocak 2009

Elma&Puding pastası


Sömestre tatili vesilesi ile Bursa'dayız. Senede 2 - 3 kez geldiğimiz halde her geldiğimizde gezecek görecek değişik bir yer bulmak mümkün bu şehirde.
Mehmet'in sis manzarası fotoğraflama isteği ile bugün uludağ yoluna çıktık. Gerçekten de yolda bizim aşağıdan gördüğümüz gibi yoğun bir sis vardı ve 2 saat boyunca masalsı bir ortamda gezinip bol bol fotoğraf çektik. Mehmet'in fotoğraflarını yaklaşık bir hafta sonra www.myalman.com sitesinde izleyebilirsiniz. Keşke fotoğraflara ses eklemek mümkün olsaydı da arka planda çağlayan derenin sesini de fotoğraflara eklemek mümkün olsaydı:) Açık havada yaptığımız bu gezintiden yorulmuş ve acıkmış olarak eve döndüğümüzde kahve ile beraber annemin bu sabah bizim için hazırladığı elma&puding pastası bizi bekliyordu... Annem burada bizi çeşit çeşit pastalarla şımartırken ben de bazı tarifleri bloguma ekleyeceğim. Elma&puding pastasını uzun bir süre önce ben de yapmıştım ama o zaman fotoğrafını çekemediğim için blogda yerini almamıştı.Şimdi annemin yaptığı pastanın fotoğrafını çektim.
Bu pasta bir öğleden sonra kahvenin yanında ikram edilebileceği gibi içindeki puding katkısı nedeni ile bir tatlı olarak da ikram edilebilir; ayrıca dilimler halinde dondurup dipfrizde saklamak için de çok uygun(Gülhan! bunu senin için yazdım:)
İşte tarifi:

Malzemeler
Alt Hamuru için
150 gr Un
1 fiske tuz
1 tatlı kaşığı Tarçın
50 gr Şeker
1 Yumurta
100 gr (soğuk) Tereyağı

Elma&Puding kısmı için
3-4 adet mayhoş elma(yeşil elma da olabilir)
1 limonun suyu
50 gr şeker
3 Yumurta
1 paket vanilyalı Puding tozu
1 Paket çiğ krema
300 ml Süt
2 çorba kaşığı galeta unu

Üzerine
50 gr file badem yada fındık
2 çorba kaşığı şeker

Hamur için; Un,tuz ve tarçını bir karıştırma kabında harmanlayın. Şeker, Yumurta, küçük parçalara kesilmiş tereyağını ekleyin ve mikserin hamur yoğurma çubukları ile yada elinizle hızlıca sert bir tart hamuru elde edin. Bu hamuru streç folyoya sarıp yaklaşık yarım saat buzdolabında dinlendirin. Bu hamuru bir gece önceden hazırlayıp buzdolabında bekletebilirsiniz.
Hamur dinlendikten sonra hamurun 1/3'ünü ayırıp büyük olan parçayı unlu bir zeminde tart kalıbınızın büyüklüğünde bir yuvarlak şeklinde açın ve yağlanmış kelepçeli tart kalıbının içine yayın. Kalan hamuru ince bir rulo şekline getirip kalıbın kenarlarını yükseltmek için kullanın. Hamuru bir çatal ile birkaç yerinden delin(pişerken içinde kalan havanın dışarı çıkabilmesi için)
Elma&Puding için; Elmaları soyup dörde bölün, çekirdeklerini çıkarıp ince dilimler halinde kesin ve hemen limon suyu ile karıştırın. Elmaları bir tencereye alıp çok kısa bir süre pişirin (elmaların cinsine göre 3-5 dakika yeterli olacaktır, sadece biraz yumuşamaları gerekiyor) Hamurun üzerine galeta ununu serpip elmaları yelpaze şeklinde hamurun üzerine yayın.
Bu arada fırınınızı 175 dereceye ayarlayın.
Puding tozu, krema, süt 50 gr şekeer ve 3 yumurtayı bir çırpıcı ile karıştırıp elmaların üzerine dökün.
En üstüne de file badem yada fındıklarınızı ve iki kaşık şekeri serpin.
Önceden ısınmış fırında üzeri altın sarısı olana kadar yaklaşık 45-50 dakika pişirin.
Afiyet olsun!



Bu da bir Uludağ karesi...

18 Ocak 2009

Yulaflı Fındıklı Kurabiye



Ada Bebek ziyaretimize geldi!
Gülhan-Bilal ve Ege ailesinin yeni ferdi Ada bebek geçen hafta ziyaretimize geldi. Henüz 6 haftalık olan Ada bebeğin bu ilk ziyareti tarafımdan heyecanla karşılandı ve Ada bebek için yumurta, şeker, soğan ve mum'dan oluşan minik bir sepet hazırladım. Bilmeyenler için açıklama: Bir inanışa göre yumurta ve soğan bereketi simgeliyorlar, şeker tatlı bir hayatı olsun diye mum da hayat boyu yolu aydınlık olsun diye bir mendile konuluyor.. Yeni bebek gezmeye çıktığında gittiği evlerde bu malzemelerden oluşan bir kese annesine veriliyor ve bebek için iyi dileklerde bulunmuş oluyoruz.. benim çok hoşuma giden bu adet ile ben İzmir'de tanıştım ama belki başka yerlerde de uygulanıyordur?



Arka fondaki kanaviçe hediye yine Elvire'den www.portakalsepetim.com ' da daha başka örneklerini de görebilirsiniz...

O gün için yaptığım fındıklı yulaflı kurabiyeler bugüne kadar yaptığım en yumuşak kurabiyeler oldu. İçinde tam un, yulaf, pekmez, fındık ve yağ olarak da sıvı yağ olduğundan sanırım bugüne kadar yaptığım en sağlıklı kurabiyeler olduğunu söyleyebilirim. Gerçi ben daha çok kıtır kurabiyeleri tercih ediyorum ama bu kurabiyeler de çok sevildi ve sağlıklı da olduklarından yeniden yapılacaklar klasörüne geçmeyi hak ettiler. Sağdan soldan çeşitli dergi ve gazetelerden senelerdir kesip biriktirdiğim yüzlerce tarif için iki ayrı klasörüm var; kırmızı klasör henüz denenmemiş heyecan verici tariflerin bulunduğu klasör, diğeri ise daha önce denenip beğenilmiş garantili tarifler...
Gelelim bu kurabiyelerin tarifine; (tarifi uzun zaman önce kestiğim dergide bardak ölçüsü verilmiş ben de adetim olmadığı halde ölçüleri bardak olarak veriyorum ama ölçülerin bir kısmını revize ettim)

Malzemeler:
1/2 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı pekmez
1 yumurta
1/2 su bardağı süt
2 su bardağı yulaf ezmesi(kahvaltılık reyonu)
1,5 su bardağı tam buğday unu
1/2 paket kabartma tozu
1 su bardağı çiğ fındık (bütün halde)

Bir kasede sıvı yağ ile pekmezi çırpın, yumurtayı kırıp çırpmaya devam edin(ben mikser kullanmadım, çırpma teli ile yetindim) Yulaf ve sütü ekleyin son olarak un ve kabartma tozunu da eleyerek ekleyin tümünü iyice karıştırın. Epeyce yapışkan ve biraz yumuşak ama akıp gitmeyecek kadar da sert bir hamur olmalı. Gerekiyorsa birkaç kaşık daha un ekleyebilirsiniz.
Bu aşamada Fırınınızı 175 dereceye ısıtın. Yağlı kağıt serdiğiniz bir fırın tepsisine iki tatlı kaşığı yardımı ile minik toplar yerleştirin ve herbirinin tepesine biraz bastırarak bir fındık yerleştirin.
Isınmış olan fırında 15 dakika pişirin.




Bu da Ada bebekten bir gülücük:)

09 Ocak 2009

Fincan kek


Her pazar evimize birkaç çeşit gazete alınır. Herbirinin pazar günleri için hazırlanmış özel ekleri vardır ama ben yıllardır her pazar ilk olarak cumhuriyet dergi'yi elime alıp genellikle sondan bir önceki sayfada yer alan Aylin Öney Tan'ın "Yemek" köşesini okurum. Yemek tarifleri kadar yemek öykülerini de severim ve yemek tariflerimi sakladığım klasörde Aylin Hanım'ın onlarca tarifi var. Geçen Pazar "Kahve Fincanında şipşak esmer kek" adı ile verdiği tarif benim gibi sıcak kek seven ve acelesi olanlara hızır gibi yetişecek bir tarif. Eğer evinizde bir mikro dalga fırınınız varsa mutlaka deneyin çünkü yapımı sadece 1 dakika sürüyor! Aylin hanım da tarifi Avusturalyalı yemek yazarı Janet Clarkson'dan (theoldfoodie.blogspot.com) almış. Gazetedeki tarif 1 kaşık su ile yapılıyordu ben soda ile de denedim daha pofuduk bir kıvamı oldu. Her iki türlüsünü de yapabilirsiniz.

Annemden ve Gonca'dan aldığım geribildirimler üzerine bir not daha eklemek istiyorum. Fotoğrafta görülen fincan kek küçük boy bir nescafe fincanının içinde 1,5 ölçekle yapıldı. Yani aşağıda vereceğim tarif büyük boy bir fincanın içinde biraz az görünecektir. Ayrıca un ölçüsünü alırken kaşığı çok fazla doldurmayın yada suyunu biraz daha fazla koyun. En önemlisi bu keki henüz sıcakken yiyin çünkü soğuduktan sonra çok sertleşiyor!

Tarifi benim anlatımımla yazıyorum.
Malzemeler
2 Çorba Kaşığı Un veya Kekun
2 Çorba Kaşığı Şeker
1 Çorba Kaşığı Kakao
1 Çorba Kaşığı sıvı yağ
1 Çorba Kaşığı su yada soda
isteğe bağlı 1 parçacık çikolata, tarçın, bir top dondurma, bir kaşık krema vs..
Pişirme kabı olarak mikrodalga fırına dayanıklı bir kahve fincanı

Tarif
bir kaşık yağı fincana koyun(böylece kekin dibi fazla yapışmıyor) sonra diğer malzemeleri ekleyip bir tatlı kaşığı ile güzelce karıştırın. Karışıtırmak çok zor oluyorsa biraz daha su yada soda ilave edin. (Ben yaparken üzerine bir parça çikolata koydum pişerken çikolata eriyip kek üzerine sos gibi oldu.) Şimdi kahve fincanını mikrodalgada yüksek ayarda(benimki 900 watt) 45 sn tutun.
İşte üzerinden dumanlar tüten kekiniz hazır. Kahvenin yanına kaşık kaşık yiyebilirsiniz. Yada yemekten sonra hızlı bir tatlı olarak bir top dondurma yada bir kaşık krema ile ikram edebilirsiniz..

06 Ocak 2009

Yulaflı Kurabiye


Bu tarifi Tuz Biber dergisinin Kurabiyeler etkinliğine gönderiyorum.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Yeni Yıl'da daha sağlıklı beslenme kararı aldık. Bakalım bu kararı ne kadar uygulayabileceğiz. İtiraf ediyorum ki bu türden alınan kararları uygulamak konusunda eşim benden çok daha iradeli davranır ve her defasında sağlıklı yaşam kurallarını bozan kişi ben olurum. Neredeyse 1 haftadır kurabiye yapmadım ve kocaman kurabiye kavanozumuzun artık dibi görünmeye başlamıştı. Bu durumda sağlıklı yaşam felsefemizi de çok bozmadan tam unlu, yulaflı bir kurabiye yapmaya karar verdim. Eski tarif klasörlerimi, yemek kitaplarımı yerli ve yabancı internet sitelerini taradıktan sonra www.chefkoch.de sitesinde bulduğum aşağıdaki tarifi denemeye karar verdim. Sonuç o kadar başarılı oldu ki eşim; bugüne kadar yediği en güzel kurabiye olduğunu söyleyecek kadar ileri gitti. Ve eşimin bugüne kadar deneme fırsatı bulduğu en az 50 çeşit kurabiye olduğundan emin olabilirsiniz!! Ben de kesinlikle çok lezzetli olduklarını düşünüyorum. Ama yapması o kadar kolay ki yapması çok daha zahmetli olan diğer kurabiyelerime haksızlık olur düşüncesi ile en üst sıralara yerleştirmek de istemiyorum. En iyisi siz kendini deneyin!

Malzemeler
250 gr Yulaf ezmesi(kahvaltılık gervrekler reyonunda bulunuyor)
125 gr tereyağı
100 gr şeker
1 paket Vanilya şekeri
1 yumurta(büyük boy - yada 2 adet küçük boy)
1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
30 gr Tam Un (beyaz un da olabilir)
1 tatlı kaşığı tarçın
Tarif
Tereyağını eritip yulaf ezmelerinin üzerine dökün ve iyice karıştırın. Onlar kenarda dururken yumurta, şeker ve vanilya şekerini iyice çırpın. Un, kabartma tozu ve tarçını ayrı bir kapta karıştırın ve sonra tüm malzemeleri birbirine karıştırın.
Fırını 180 dereceye ayarlayıp iyice yağladığınız ya da yağlı kağıt yerleştirdiğiniz bir tepsiye 2 tatlı kaşığı yardımı ile minik tepecikler yerleştirin. Üzerleri altın sarısı olana kadar yaklaşık 15 dakika pişirin ve bir spatula yardımı ile tepsiden alıp tel ızgara üserinde soğutun. İyi kapanan bir kapta 1-2 hafta saklayabilirsiniz.